36. BÖLÜM

45 4 0
                                    

İYİ OKUMALAR

YANSIMIN AĞZINDAN
1 Saatlik bir yolculuğun ardındam kocaman bir villanın önünde durduk. O adam inince bende inip onu takip etmeye başladım. Bahçeden geçip kapıya gelince kapıyı çaldı. Yerimde duramıyordum. Biraz sonra belkide ailemi öğrenecektim. Kapıyı ellili yaşlarında bir kadın açtı. Adam içeri girince bende arkasından gittim. Şu an kadına saygısızlık ediyor olabilirdim ama ailem kafamı meşgul ederken bunu takamazdım. Beraber merdivenlerden yukarı çıktık.

-"Bekle burada " deyi odadan içeri girdi. Heycandan kalbim hızlı hızlı atıyordu. Yıllarca özlem çektiğim şey son bulacaktı. Biraz sonra adam çıkıp

-"Erhan bey seni bekliyor" dedi ve kenara çekildi. Temkinli ama hızlı adımlarla odaya girip kapıyı kapattım. Tahminimce 50 yaşlarında bir adam yatakta yatıyordu .

-"Gel Yansım yanımdaki san-dalyeye o-tur." Arada oksijen maskesini takıyor sonra konuşmak için çıkarıyordu. Meraklı bir şekilde yatağın yanındaki sandalyeye oturdum.

-"Hiç değişmemişsin . Ak-sine çok gü-zel bir kız olmuş-sun. "

-"İltifatlarınız için teşekkür ederim fakat artık ailemle alakalı ne varsa öğrenmek istiyorum. O yüzden direk konuya girerseniz sevinirim."

-"Pe-ki . Sana anlatacakla-rımdan sonra umarım be- ni affedersin. "

-"Sizi dinliyorum Erhan Bey."

-"Bundan 22 yıl önceydi. O zamanlar çok zengindim. Mutlu bir evliliğim vardı. Ama ben bir mafyaydım. Karım Elçin bundan hep rahatsızdı. İstemiyordu bu işi yapmamı. Bu yüzden hep kavga ederdik. O bana birşey olmasından çok korkardı. Bazı geceler eve çok geç gelirdim. Birgün can düşmanım daha 2 yaşındaki kızımı kaçırdı. Elçin ağlayarak , yalvarak kızımızı getirmemi istedi. Her deliğe baktım ama bulamadım. Elçin çok korkardı ona birşey olmasından. Bende deliriyordum onu bulamadıkça. Allahtan tek dileğim kızımı sağsalim kanatlarımın altına almaktı. Günler geçiyordu . Elçin gözlerimin önünde eriyordu. Sonra birgün bir haber geldi. Evden çıkıp oraya gittik. Ama ev bomboştu. O sırada telefon geldi. Şerefsiz bana oyun oynamış. Ben evden çıktıktan sonra karımı kaçırmıştı. Delirdim. Tehdit ettim. Hatta hayatımda ilk kez o gün yalvardım. Bir deponun adresini verdi. Gittim. Her ihtimale karşı adamlarım uzakta bekliyordu. Depodan girdiğimde kızım çoktan ölmüştü. Daha iki yaşında bir kızın kafasına kurşun sıkmışlardı."

Konuşurken nefes almakta zorlanıyordu. Arada oksijen maskesini takıp çıkarıyordu. Ağlıyordu. Anlattıklarını düşündükçe benimde gözlerimden yaşlar akıyordu. Daha iki yaşındaki birinin kafasına kurşun sıkmak nasıl bir caniliktir ? Allah korkusu yok muydu o pislikte ?

-"Bu durumda ne denir bilemiyorum ama başınız sağolsun. "

Admın ellerini destek olmak istercesine sıktım.

-"O kadar temiz kalplisin ki benim gibi bir adama iyi davranıyorsun."

-"Siz kötü biri değilsiniz." Sadece burukça gülümsedi. Derin bir nefes alıp anlatmaya devam etti.

-"Kızımı o halde görünce beynimden vurulmuşa döndüm. Sadece o şerefsize ölene kadar işkence etmek istedim. Ölüm ona kurtuluştu. Ölmeyecekti. Karım hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Hayatımdaki en berbat acıydı evlat acısı. Kendi canım onun olsaydı keşke. O adamı umursamadan kızımın yanına gittim. Masmavi gözleri öylece duruyordu. Çok canı acımıştır. Hatta belkide ağlamıştır. Onu kurtarmamı beklemişti oysa ben geç kaldım. Sadece birkaç dakika ara onun hayatına mal oldu. Kızımı kucağıma alıp doya doya koklamak istedim. Daha sonra o şerefsiz gözümün önünde karımın tam kalbine isabet ederek ateş etti. Bir saniye bile gözünü kırpmadı. Daha sonra kaçıp gitti. "

BİLİNMEYEN HAYATIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin