6.bölüm

3.7K 189 25
                                    

Yazıldığı tarih : 2016
Yazıldığı yer : Erzurum

Bölüm 6

Okulun önüne geldiğimizde, Zeynep’in yardımıyla inmeyi başardım. Ben sandalyemde okulun girişine bakakalırken Zeynep çantasını alıyordu arabadan. Okula giren çıkanları gördüğümde , kalbimde bir sızı hissettim. Beklide bu lanet kaza olmasaydı bende şimdi böyle olabilecektim. Zeynep’in yardımıyla girişe doğru ilerlemeye başladım.

Çimlere uzanmış dörtlü beşli gruplar. Müzik dinleyenler. Sohbet edenler.. Ama en çok bir şey çarptı gözüme. Kahkaha atan bir grup. Neye böylesine güldüklerini merak etmiştim. En son ne zaman böyle kahkaha atmıştım ben?

İki yanı çimenlerle kaplı uzun beton yolda ilerlemeye başladım. Ben ilerledikçe birer ikişer bakışlar bana dönmeye başladı. Bana bakarak fısıldaşmalar başlamıştı bile. Ama hazırlıklıydım ben bunlara. Okulun uzun merdivenli girişinden geçerken yine Zeynep yardım etmişti. Merdivenlerin yanındaki girişe giden düz yoldan geçmiştik.

Okulun kapısından girdiğimizde koridorlardaki öğrencilerin ve gelip geçenlerin bakışları bize dönmüştü. Tanınmak ilk defa bu kadar kötü olmuştu benim için. Herkes biliyordu işte. Semih safaoğlu'nun biricik kızını biliyordu. Onun bu halini , bu ezik halini herkes biliyordu. Kim bilir belki sevinenler bile olmuştu. Geniş koridorda ilerlerken bakışları ister istemez ona bakan insanlarda dolaşıyordu. Söylentileri de duyuyordu tabi.

"bu kim ya?" "nereden biliyim." "gaye değil mi o?" "Ah nasıl gelebilmiş buraya acaba. Hem de şu haliyle." kahkahalarını duyabiliyordu. O da bir zamanlar onlar gibiydi. Ezip geçeyi severdi. İnsanların kusurlarını daima yüzlerine vururdu. Şimdi ise o ,aşağıladığı insanların durumuna düşmüştü. Şimdi başkaları ona acıyordu. Gülüp geçiyorlardı bu haline. Etrafındakilere bakmayı kesip kucağındaki ellerine sabitledi bakışlarını yeniden. Hani kapatacaktı algılarını. Hani kimseyi görmeyecek duymayacaktı.

Bu okula ilk defa geliyordu. Nereye gittiklerini de bilmiyordu şuan. Ama bildiği tek şey bu bakışların altında daha fazla kalamayacağı. Niye göze batıyordu ki. Tek yürüyemeyen o değildi ya. Geniş koridorun sonuna gelmişlerdi. Karşısında masa sandalyelerle dolu kafe tarzı bir kantin vardı. İçeriye giriş yaptıklarında birkaç göz onlara çevrilmişti. Gaye artık sıkılmıştı. Başını önüne eğip kucağında birleştirdiği elleriyle oynama başladı. Ancak üzerindeki bakışları hissedebiliyordu.

"Derse daha on dakika var. Biraz burada oturalım olur mu?" Zeynep boş bir masaya yaklaşıp durmuştu. Daha sonra genç kızın karşısına geçip oturmuştu. Gaye elleriyle oynamayı bırakıp yüzüne baktı genç kızın. Hala üzerindeki birkaç bakış çekilmemişti.

"Hangi derse gireceğiz?" sesinde hiç de merak eden bir yan yoktu. Hoş , isteyerek de gelmemişti ya. Babası için katlanıyordu ne yazık ki.

Zeynep eliyle birbirine karışmış açık renk saçlarını düzeltip , dudaklarını büzerek baktı genç kıza.

"Temel tasarım." pek de önemsememişti gaye. Hiçbir şey bilmiyordu ki zaten. İlk dersine girecekti birkaç dakika sonra.

"Yalnız senin dersin belki farklı olabilir. Çünkü bahar dönemi girmemiştin derslere. Bekle hemen öğrenip geliyorum." gaye daha ağzını açamadan genç kız kantinden çıkmıştı bile. Hoşnutsuzca yüzünü buruşturdu. Tek kalmak istemiyordu. En azından Zeynep varken ona odaklanıp çevreyi düşünmüyordu,  ama şimdi yine köşeye sıkışmış hissediyordu kendini.

UKDE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin