7.bölüm

3.5K 189 25
                                    

Yazıldığı tarih : 2016
Yazıldığı yer : Erzurum

Bölüm 7

CİHAN

Sonunda mahalleye girdiğimde , ilk fark eden evlerinin önünde oturan kadınlardı. Siyah filmli camlardan içeride kimin olduğunu bilmeseler de,  aralarında fısıldaşmaları yine çıkacak bir dedikodunun habercisiydi. Onlara da hak vermek lazımdı. Mahalleye lüks arabalar hiç girmezdi ki. En azından bu on yıl içinde. On yıl önce biz lisedeyken mahallenin üç sokak ötesinde zengin veletlerinin gittiği bir okul vardı.

Yine bir gün mahallede gençlerle toplanmış oturduğumuzda, mahalleye son model dört beş tane araba girmişti.

-----

Parıl parıl parlayan arabalar görünüşleriyle ne kadar kaliteli olduklarını söylüyorlardı adeta. Meydandaki kahvede tüm mahalleli hayran hayran karşılarındaki lüks araçları izliyorlardı. Arabalardan inen dörtlü beşli grupları gören gençler ayağı fırlamıştı. Bunlar mahallenin gençlerine durmadan takılan bir grup seviyesizdi.  Ellerindeki sopalar iyi niyet için gelmediklerini belli ediyorlardı.

Daha kimse ne olduğunu anlamadan bir savaş  çıkmıştı sanki mahallede. Mahalleli gençler , kaşınan iki üç ergenle büyük bir kavgaya girmiş , mahalleliler ayıralım derken onlarda nasibini almıştı. Zengin veletlerinin ellerindeki sopalara karşı mahalleli gençler kahvedeki masa , sandalyeleri cephane olarak kullanmıştı. Yaklaşık yirmi dakika boyunca hız kesmeden devam eden kavgayı , mahalledeki emekli komiser ibrahim amca ayırmıştı. Gençlerin birkaçı ise kavgadan sonra birkaç gün evlerinde yatmıştı. E tabi karşı tarafta da kalıcı hasarlar bırakmışlardı elbette.   

Cihan o yıllardan sonra nefret etmişti , parasıyla övünen insanlardan. İnsanları hor görüp aşağılayan , ama camiada daima insanların gözünde olan kişilerden.

-------

CİHAN

Arabayı mahallenin köşe başındaki kahvenin önüne park etmiştim. Kapıyı açıp bedenimi arabanın dışına attım. Kapıyı kapatırken gözlerim bir iki yaşlı dışında bomboş olan kahvedeydi. Muhtemelen bugün hafta başı olduğu için herkes işinde gücündeydi. Bir iki adım atıp kilitlediğim arabadan uzaklaştım. Kimsenin olmaması beni bir nebze olsun rahatlatmıştı. Yeni bir işe girdiğini kimse bilmiyordu ve muhtemelen görselerdi erkeğiydi, kadınıydı soruları sıralardı. Yandan bir bakışla süzdüm yanımdaki  simsiyah arabayı, lodosa hiç yakışmıyordu bu lüks. Buraya ait olmadığı nasılda belliydi.

Başını önüne çevirip kahvenin yanındaki dükkana ilerledi. Beratın , can kardeşinin iş yerine. Berat mahallenin en işlek yerine açmıştı emlakçı dükkanını. Bir iki adım atmıştı ki dükkanın kapısı gürültüyle açılmış içeriden elinde sopayla berat ve arkasında elinde sandalyeyle çırağı çıkmıştı.

"Ulan yine mi.!"

Cihan beratın bu haline gülmüştü. Berat onu mahalleye sataşmak için gelen o çoluk çocuktan sanmıştı. Haklıydı çocuk , lodos da kimin böyle arabası vardı ki.

Berat gelenin üzerinde jilet gibi takım elbisesiyle cihan olduğunu gördüğünde , elinde sıkı sıkıya tuttuğu sopayı indirmiş , yanındaki çırağına içeri geçmesini işaret etmişti. Yüzünde gülümsemesiyle tekrar cihana dönüp elindeki sopayı bir kenara bırakmış alaycı bir tavırla kardeşiyle konuşmaya başlamıştı.

UKDE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin