"Cihan abi! Cihan abi! Cihan abi! "
Genç adam tam arabaya binmek üzereyken yokuş yukarı gelen tombalak ibonun ona nefes nefese seslenmesiyle arabanın kapısını kapatıp, kendisine doğru koşan çocuğu beklemeye başladı. Bu çocuk doğduğundan beri böyle tombuldu. Daha annesinin karnındayken, bi zavallı kadını yemediği kalmıştı. Şimdi ise hala yüzünün yüzde yetmişbeşi yanak olsa da sevimliliğinden ve saflığından birşey kaybetmiyordu.
Yanına nefes nefese gelen ibo, önce bir durup ellerini dizine yaslayıp derin derin soluklandı. Genç adam onu böyle görünce gülümsemesini tutamadı. Elini omzuna koyup çocuğa doğru eğildi.
"Hayırdır ibo? Ne bu telaş?" çocuk nefesini düzene sokup kısa tombiş kolunu arabaya yaslamaya çalıştı. Minik kolu arabaya yetişemeyince bozuntuya vermeyip genç adamın karşısında dikildi. Yüzünde biraz haylaz biraz da büyümüş bir tavırla konuştu.
"Akşam emre abinin düğünü var. Berat abi erken gelmeye çalışsın dedi. Meydanı süsleyeceğiz hep birlikte." cihan tabi ki biliyordu emrenin evleneceğini ama bugün olduğundan haberi yoktu. Gerçi mahalleden sabah çıkıyor akşam geliyordu, mahallede ne olup bittiğinden haberi yoktu ki. Yüzündeki kocaman gülümsemeyle karşısındaki çocuğun saçlarını karıştırdı. Kıvırcık saçları toka tutacak kadar uzamıştı.
"Ben geç gelirsem sen varsın ibo, mahallede ne kadar çoluk çocuk var örgütle akşama kadar selim abinlere hep birlikte yardım edin. Hem sen hepsinin abisi sayılırsın. Çocuklar balonları filan şişirsinler sende başlarında dur. " genç adam konuşması bittiğinde çocuğun tombul yanaklarından bir makas alıp geri çekildi.
" Hadi sen koş bul çocukları. " ibo arkasını döner dönmez çıktığı yokuşu koşar adımlarla inerken genç adam arabasının kapısını açarak sürücü koltuğuna yerleşti. Arabayı çalıştırıp mahallenin çıkışına doğru sürmeye başladı. Emre kendinden iki yaş küçük mahallenin en sakin gençlerindendi. Cihanın pek muhabbeti olmasa da özünde iyi bir çocuk olduğunu biliyordu. Bugün düğünü vardı ve bütün mahalle onun ailesi olarak bu düğün görevini de üstlenip, meydanı onun düğünü için süsleyecekti. Bu iş için asıl görev mahallenin delikanlılarına düşüyordu.
Mahallede bir düğün olduğunda ne kadar kadın ve genç kız varsa düğün evine yardıma gider. Hatta aylar haftalar önceden hazırlıklara yardım ederdi. Genç kızlar hem kız evini hem erkek evini hemde yeni evlenecek olan çiftin yeni evini temizler yerleşmelerine yardım ederdi. Bazen temizliğe gittikleri evde işleri uzun sürerse o gece orada kalır sabah yeniden temizliğe devam ederlerdi. Bu temizlik boyunca kızların yemesi içmesi damat beyden sorulurdu.
Mahallenin kadınları ise yarısı gelin evine yarısı da damat evine yemekler yaparlardı. Bir gün mahallenin tüm kadınları bir evde toplanır akşama kadar sarma sararlardı. Ertesi gün akşama kadar börek, baklava derken hep bir elden düğün yemekleri hazırlanırdı.
Mahallenin delikanlıları eğer düğün meydanda yapılacaksa meydanı süsler eksik gedik ne varsa akşama kadar düğün yerini hazır ederlerdi. Ve son olarak mahallenin babası, amcası, enişteleri, dedeleri gerek damat tarafına gerekse gelin tarafına maddi yönden destek olurlardı. Yeni evli çiftin eşyalarının bir kısmını onlar alırdı. İşte mahallede böyle bir dayanışma vardı.
*****
Cihan gaye hanımı daha yeni okuluna bırakıp arabayı çalıştırmıştı ki telefonunun çalmasıyla arabayı durdurup cebinden telefonunu çıkararak arayan kişiye baktı. Semih bey arıyordu. Genç adam kaşları çatık bir süre telefona baktı. Daha sonra telefon kapanmadan açıp kulağına götürdü.
"Cihan? " genç adam saçlarını karıştırıp gömleğinin üstten bir düğmesini açtı. Ve patronuna cevap verdi.
"Buyrun semih bey, bir sorun mu var?" daha yarım saat önce evden gayeyi alırken semih bey evdeydi. Ve şimdi araması cihanı endişelendirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UKDE
RandomCihan & gaye Cihangir & Zeynep Cihat & Sevgi Berat & Firuze Selim & Canan