Multimedia: bir gül için sarkilar soylediniz mi hic?
Orman her zamankinden daha soğuk, daha karanlıktı sanki o sabah.
Ota pelerinine sımsıkı sarıldı. minik beyaz elleri üşümüştü.
Topladığı renk renk otları sırayla elindeki sepete dizdi. Yoldaki dikenlere değmemeye çalışarak yürürken, bir yandan da garip tuhaf bir şarkı mırıldanıyordu. Sesi soğuğun etkisi ile o kadar garip çıkıyordu ki, kendi bile bir başkasının ormanın derinliklerinde şarkı söylediğini düşündü. Hava yavaş yavaş aydınlanmaya başlamıştı.
Ota yaptığı işe o kadar dalmıştı ki kendisine seslenildiğini fark etmedi bile. Dikkatini işine vermiş, gözünden kendisine gore değerli olabilecek hiç bir otu kaçırmamaya çalışıyordu.
"Günaydın" diye tekrar seslendi genç adam Ota'ya. Bu sefer de duymazsa yanına gidip bağırsam mı diye düşünüyordu. Belki de işitme sorunu vardı kızın.
Ota aniden döndü sesin sahibine. Sesin sahibi ise gördüğü güzellik karşısında soluksuz kalmıştı.
altın sarısı saçları bukleler halinde neredeyse beline kadar uzanan güzeller güzeli bir kız.
"günaydın, dedi tekrar. Sabahın bu saatinde ormanda sadece güzel peri kızları mı dolaşıyor"
Ota garip bi ifade ile bakıyordu adamın yüzüne.
"Siz çok peri masalı mı okudunuz efendim" dedi. Nazik olmaya çalışıyordu ama sesinde bir öfke, yeşil gözlerinde ise kıvılcımlar vardı adeta.
Genç adam bu öfke karşısında sendelemişti, bir adım geri çekildi.
"Bir dakika, bir dakika dedi, niye bu kadar sinirlendin ki, günaydın dedim sadece."
"Bilmiyorum dedi, Ota. Sabahın bu saatinde ormanda pek kimse olmaz, şaşırdım ve biraz da korktum."
Genç adam gülümseyerek eğildi Ota'nın önünde.
"Hanımefendi ben Ledar, sabahın sessizliğini, huzurunu ve güzelliğini yaşamak için bu saatte ormanda yürüyüşe çıkmıştım ve ne şanslıyım ki hepsi aynı anda beni buldu."
Ota elinden olmadan gülümsedi bu güzel sözler karşısında.
Ledar biraz da çekinerek Ota'ya yaklaştı.
"Size evinize kadar eşlik edebilir miyim, dedi yüzünde muzip bir ifade ile. Kimbilir belki de kurtlar vardır etrafta"
Ota da gülümsüyordu artık.
"Belki edebilirdiniz ama sevgili annem beni bir yabancı ile konuşurken görmektense bir kurt tarafından yenilmiş olmamı tercih eder sanırım" dedi.
"O zaman dua edelim de sevgili anneniz etrafta yabancılar görmeye daha doğrusu tek bir yabancıyı yani beni görmeye alışssın" dedi Ledar yüzünde sevimli bir ifade vardı.
Ota dikkatlice bakıyordu şimdi Sabah Sabah karşısına çıkan bu yabancıya.
Açık kestane rengi saçları neredeyse omuzlarına değecek kadar uzundu, kahverengi gözleri ve hafif kemerli burnu yüzüne garip bir çekicilik katmıştı.
Ota, adam kendisini incelediğini farketmesin diye kafasını çevirdi acele ile. Ot dolu sepetini yerden aldı.
Ledar kızın gitmek üzere olduğunu fark edince telaşla sepete uzandı.
"Ben taşıyabilirim isterseniz, yorulmayın"dedi."
Kız hızla kaptı sepeti, "kesinlikle olmaz!" dedi sert bi ifade ile, "size dedim yabancılarla konuşmuyorum ben."
Ledar'ın yüzünde derin bir hayal kırıklığı vardı şimdi.
"Buralarda yemek yiyebileceğim bir yer var mı onu söyleyin bari diye seslendi kzın arkasından. Ama Ota rüzgar gibi uzaklaştı oradan.
"Bilmiyorum dedi, lütfen artık daha fazla gelmeyin, annem sizinle konuştuğumu fark ederse çok kızar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OTA #WATTYS2016
Teen Fictionota zamanımızın çok ötesinde bir aşk hikayesi. olaganüstü mekanlar, ütopik karekterler. Daha önce hiç yaşanmamış ilginç bir sevda öyküsü...Bu bilim kurgu hikayesine bayılacaksınız.