Multimedia: Katy Perry'den Ota'ya Birthday song:)))))
Ledar iletişim cihazlarının başında uğraşıp dururken aniden kapı açıldı. İçeriye giren muhafız bağırarak; "Komutan Argus, dehlizden haber getirdim" dedi ve cümlesini tamamlayamadan bayıldı.
Ledar muhafızın getirdiği haberle biraz sonra ilgilenmek niyetindeydi. Çünkü nihayet babasının gemisi ile iletişim kurmuştu. Onlara zamanın geldiğini bildirdi. Çabuk hareket etmelerini söylemeyi de ihmal etmedi. Bu adamlar uyanmadan her şeyi halletmeliydiler.
Şimdi dehlize gidip diger adamlarla ilgilenebilirdi.
"Ota, dehlize gitmemiz lazım ama otları kullanırsak, dehlizdeki adamlar da bayılır, nasıl yapalım?"
"Muhafızların silahlarını kullansak nasıl olur? Otlar da azaldı zaten."
"O zaman siz burada kalın, otlar size yeter sanırım. Ben de dehlize gideyim ve adamları oradan çıkarmaya çalışayım."
Ota endişe ile yüzünü buruşturdu.
"Tek başına gitmeni istemiyorum aslında."
"Neden, bana güvenmiyor musun?" Ledar alınmış gibi bir ifade yerleştirdi yüzüne. Aslında şaka yapıyordu ama Ota'nın bunu ciddiye alacağından emindi. Kızın saf tavırları hoşuna gidiyordu.
Ota tam beklediği gibi heyecanla atıldı.
"Hayır, lütfen güvensizlik değil bu. Çok yeteneklisin, onu demek istemedim. Sadece eğer bir şey olacaksa birlikte olalım isterim."
Ledar gülümsedi, beklediği cevabı almıştı.
"Merak etme Ota, birlikte olacağız. Sadece kısa bir sure izin ver." içinden "bundan sonra istesen de seni bırakmam zaten" diye ekledi.
"Babamın gemisi yaklaşık 1 saat içinde burada olur, ondan once ben aşağıdaki adamları kurtarmalıyım. Ben gelene kadar lütfen dikkatli olun. Yandsir sana güveniyorum. Ota'yı yalnız bırakma."
Ledar acele ile dehlize doğru yöneldi. Elindeki silah kendisine güven veriyordu ama her an her şey olabilirdi. Çok dikkatli olması gerekiyordu. Üstelik yanında otlar olmadığı için etrafındaki insanlar tamamen uyanık olacaktı.
Hızlı bir şekilde koridorda ilerlemeye başladı. Neyse ki karşısına kimse çıkmamıştı. Adamların yanına geldiğinde, kumanda odasına gelen muhafızın ne demek istediğini anladı. Yaşlı olan adam yerde yatıyordu. Diğerleri başına toplanmışlardı.
"Ne oldu" dedi telaşla.
Komutan Fabius gizleyemediği bir üzüntü ile ona döndü.
"Bilmiyoruz, aniden yere düştü. Kendine gelemiyor bir türlü.Muhafızlardan biri haber vermeye gitti ama dönmedi. Hem sen buraya nasıl geldin ki?"
Ledar kısaca olanları özetledi. Fabius heyecanlanmıştı. "Hemen kumanda merkezine gidelim" dedi.
Yaşlı adamı oraya götürmeleri biraz zor olacaktı ama hep birlikte gitmek zorundaydılar. Geride kimse kalmamalıydı.
Kumanda merkezine geldiklerinde her şey yolunda gibiydi. Adamlar hala uyuyor, Ota ve Yandsir ise onların başında bekliyorlardı.
Gelenleri görünce birden şaşırdılar. Özellikle yaşlı adam çok kötü görünüyordu.
Ledar kısaca durumu anlattı. Ota çok üzülmüştü. Fabius kızına doğru bir kaç adım attı. Yıllar sonra gerçekleşen bu mucizeye inanamıyordu. Bir an kararsız kaldı sonra kızına sarıldı.
"Bu bir mucize olmalı, biliyor musun Ota bugün senin doğum günün. Bu bir mucize. Ah babam da keşke görseydi bunu."
Ota da çok heyecanlıydı. Bu adam onun babasıydı, öyle mi? İlk kez böyle bir şey hissediyordu. Başını babasının omuzuna yasladı. Hayatta birine güvenmek çok ilginç bir şey diye düşündü."Fabius babam olduğuna gore bu adam da benim dedem" dedi Ota.
"Mutfaktaki sepetimi alabilirsek bir şeyler yapabilirim belki"
Ledar hemen öne atıldı. " Ben gidip bakayım"
"Olmaz, sen nerede olduğunu bilmiyorsun. Birlikte gidelim. Zaman kazanmış oluruz."
Hızlıca mutfağa doğru gitmeye başladılar. Yolda Ledar fırsatı kaçırmamış Ota'ya sitem ediyordu.
"Doğum günün ha? Niye söylemiyorsun? Burada kutlayacak bir ortam yok diye mi?"
"Hayır, ben şimdiye kadar hiç doğumgünümü kutlamadım ki. Bunun kutlanması gereken bir şey olduğunu düşünmüyorum. Neden bu dünyaya geldiğim günü kutlayayım ki?"
"Niye öyle düşünüyorusun? Birinin bu dünyada olduğu için seviniyorsan bunu ona göstermenin ne sakıncası var? Abartmaya gerek olmadan basit samimi bir kutlama hoş olmaz mı?"
"Hiç öyle düşünmemiştim. Evet belki de şimdiye kadar hiç kimse bu dünyada olduğum için sevindiğini söylemedi bana."
O sırada mutfağa gelmişlerdi. Şans eseri karşılarına hiç kimse çıkmamıştı. Belki de bütün gemi uykudaydı.
Ota sepetini ararken, Ledar mutfakta bulduğu üzerinde çiçekler olan bir peçetenin üzerine acele ile bir şeyler yazdı.
"Dünyanın en en en zeki, kültürlü, güzel, sevimli, yetenekli, otacı, komik hatta yazar kızının doğum günüymüş. Kendisi kutlamak istemese de bence onun bu dünyadaki varlığı şahane bir şey. Ben ve eminim pek çok kimse o bu dünyada olduğu için seviniyor.Doğum günün kutlu olsun."
Ota'nın önünde hafif bir reverans yaptı, kağıdı Verdi. Sepetini bulmuş olmanın mutluluğunu yaşayan Ota şaşkınlıkla elindeki peçeteye bakakaldı.
"Ben ne diyeceğimi bilemiyorum, çok teşekkür ederim ama inan sözler çıkmayacak ağzımdan...Hayatımda aldığım en güzel kutlama mesajı..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OTA #WATTYS2016
Teen Fictionota zamanımızın çok ötesinde bir aşk hikayesi. olaganüstü mekanlar, ütopik karekterler. Daha önce hiç yaşanmamış ilginç bir sevda öyküsü...Bu bilim kurgu hikayesine bayılacaksınız.