multimedia'da Bob Marley de aynı soruyu soruyor, is this love?
Üç kişi için gemide zorlu bir süreç başlamıştı. Hemen planlarını uygulamaya koyuldular. Yandsir dolaptan beyaz tenini daha da solgun gösterecek açık renk metalik bir giysi seçti. Yüzünü pudraladı.
Ota, telaşla koridora çıktı. Yüksek sesle bağırmaya başladı.
"Kimse yok mu? Yardım edin, yardım edin! Çocuk hastalandı."
Koridorda bir kaç kişi koşturarak yanlarına geldi. Ota'yı ve çocuğu geminin hasta bakım servisine götürdüler. Argus'da meraklanıp yanlarına gelmişti.
Bu karmaşadan faydalanan Ledar sessizce gizli geçide yönlendi. Hızlı bir şekilde aşağıya indi. Onun geldiğini gören bir kaç kişi yanına geldi.
Ledar biraz endişeli bir şekilde adamlara söylenmeye başladı.
"Artık bana kim olduğunuzu ve burada ne aradığınızı söylemeniz lazım. Babama ulaştım bir şekilde. Kendisi şu an buraya doğru yola çıkmıştır. Ona doğru yönlendirmeleri yapabilmem için burada neler olup bittiğini anlamam lazım."
Adamlardan daha genç olan bir iki adım one çıktı.
"Haklısın, genç adam, dedi. O kadar uzun süredir burada tutsak kaldık ki güven duygumuzu yitirdik. Oysa başından beri bildiğimiz bir şey var. Beklediğimiz kişi sen ollmalısın."
"Kimi bekliyorsunuz, niye bekliyorsunuz? Bu gemide neler oluyor? Babam ve gemilerimiz geldiğinde ona konuyu izah etmem lazım. Sonuçta uzay yasaları var ve bizim burada tutsak olduğumuzu ispat etmemiz gerekebilir. Argusa güven olmaz, misafirim onlar, ben onları kurtardım derse ne olacak?"
"Hayır dedi adam, kimseye hesap vermek zorunda değiliz. Burası hiç bir galaksinin legal alanına girmiyor. Uluslararası bölgediyiz. Ama yarından itibaren bizim galaksimize çok yaklaşacağız. Argus orayı ele geçirdiği için kuralları yeniden düzenledi. Halk bizi canlı görürse çok şey değişebilir."
Adamın gizemli konuşmalarını çözmeye çalışan Ledar yorulmuştu. Omuzlarını silkti. Her şey olacağına varırdı. Bu kadar zorlama dedi kendine, rahat ol. Bakalım bir çözüm yolu bulunur elbet.
"Peki, plan nedir? Sizi buradan çıkaracağız mı? Ne yapmamız gerekiyor?"
"Ledar, ne kadar hızlı konuşuyorsun. Sakin ol. Öncelikle sana kendimi tanıtayım. Ben Seranto gezegeni başkanı Fabius, bu da en yakın arkadaşım ve yardımcım Ortis. Komutan Argus gezegende bir savaş çıkardı. Bizleri yakaladı, halka öldüğümüzü söyledi ve başa geçti. Şimdi ondan ülkemi geri almam gerekiyor."
"Halka öldüğünüzü söylediyse neden sizi gerçekten öldürmedi? Böylece tamamen kurtulmuş olmaz mıydı?"
"Ailede birileri sağ olduğu sürece her zaman için tehdit altında hissedecekti. Bu nedenle ailenin tamamını bulana kadar bizi tutsak olarak saklayacaktır. Onun ailenin digger fertlerirne ulaşmasına engel olmalıyız. Bir kızdan bahsettin ve bir çocuktan, onlar nerede şimdi? Güvendeler mi? Haydi sen onların yanına git, onlara göz kulak ol. Yarına kadar buradan kurtulmanın bir yolunu bulacağız. Bize getirdiğin silahın işe yarayacağını ümit ediyoruz."
"İyi de ben ne yapacağım. Babam buraya gelmek üzeredir. Onlarla iletişim kurmanın bir yolunu bulmam lazım."
"Daha once nasıl iletişim kurduysan aynı yolu dene ve bizden haber alana kadar harekete geçmemelerini sağla. Eğer zamanlama hatası yaparsak her şey birbirine karışır. Bizim once geminin yönetimini ele geçirmemiz lazım, sonrasında da ülkemize kahramanlar gibi geri döneceğiz."
"İşin gerçek yüzünü bana anlatmadan hiç bir yere gitmiyorum. Bu kadarcık şey anlatarak benden kurtulamazsınız. Bu adamlar bizi niye kaçırdı. Neden bize iyi davranıyorlar?"
"Bak evlat, çok soru soranlar her zaman istedikleri cevapları alamazlar. Sabırlı olmalısın. Bir sure sonra her şeyi anlamış olacaksın. Şimdi derhal burayı terketmeni istiyorum."
"Bakın Komutan Fabius kendi ülkenizde bir kral olabilirsiniz ama ben sizin emir eriniz değilim. Bana bu şekilde davranamazsınız. Sonuçta eşit sayılırız. Söylediklerinizin gerçek olup olmadığını bile bilmiyorum."
"Pekala dedi Fabius sana bu akşam her şeyi anlatacağım ama şimdi lütfen git ve kızla çocuğu bul."
Ledar adamın sesindeki kararlılıktan etkilenmişti. Başını salladı, adamlara hafif bir selam verip odadan çıktı.
Sevgili Ota'sını aramaya gitti. Şu kısacık sürede bile onu özlediğini fark etti. Aptal olmalıyım dedi içinden, onları niye bu kadar yalnız bıraktım ki?
Bu aşk mı diye sordu kendi kendine. Birini özlemek böyle, onu düşününce kalbinin deli gibi çarpması, onun için her şeyi yapabileceğini hissetmesi? Bu aşk mı? Bu aşk mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OTA #WATTYS2016
Teen Fictionota zamanımızın çok ötesinde bir aşk hikayesi. olaganüstü mekanlar, ütopik karekterler. Daha önce hiç yaşanmamış ilginç bir sevda öyküsü...Bu bilim kurgu hikayesine bayılacaksınız.