Astral Seyahat

99 12 1
                                    


O akşam Ledar pek huzursuzdu. Dehlizdeki adamların kim olduğunu, Ota'nın resimlerini düşünüp duruyordu. Bu adamlara nasıl yardım edebileceği konusunda hiç bir fikri yoktu. Buradan kurtulabilmek için tek şansının onlar olduğunun farkındaydı.

Ota aklına takıldı, nasıl bu kadar güzel ve masum olabildiğini düşündü. Daha once tanıdığı hiçbir kıza benzemiyordu.

"Galiba ona aşık oluyorum," dedi içinden. Derin bir of çekti sonra. "Aşık olsam bile bunu ona kesinlikle söyleyemem. Bana yapmadığını bırakmaz. Buradan kurtulmadan ona bundan bahsetmem uygun olmaz zaten."

Ledar bu düşünceler içinde sabaha kadar doğru dürüst uyumadı. Sabah erkenden kalktı.

"İletişim cihazını uzay gemisi düştüğü sırada kaybetmemiş olsaydım keşke" diye düşündü. O küçük chip yannda olsaydı, babasından ve arkadaşlarından yardım isteyebilirdi.

Birden aklına bir fikir geldi. Okuldaki derslerden birinde hocası astral seyahat ile ilgili bir şeyler anlatmıştı. Belki böyle bir şey yapabilir ve arkadaşlarından yardım isteyebilirdi.

Neler yapması gerektiğini hatırlmaya çalıştı. Bunun tehlikeli bir yolculuk olduğunu biliyordu. Bedeni buradayken ruhunu başka yere yollamak zor bir şeydi. Geri dönememe riski her zaman vardı. Yoldayken başka varlıklara rastlama olasılığı vardı.

Öğrendiği tekniği uygulamak için yatağın içinde sessizce oturdu. Zihninin boşaltması gerekiyordu. "Ota zihnimi o kadar doldurmuş ki tamamen boşaltmak imkansız sanki" diye düşündü. "Haydi güzel Ota dedi içinden, beni rahat bırak, git Yandsirle konuş biraz, ona masallar anlat. Az sonra geri dönünce ben de yanınıza geleceğim ama öncelikle şu işi halletmem lazım."

Yavaş yavaş derin bir trans haline geçmeye başlamıştı. Derste öğrendiği sözcükleri sürekli tekrar ediyordu. Birden etraf once karardı, sonra değişik ışık ve gölgelerin olduğu bir yolda yürümeye başladı. Yol son derece ıssız ve karanlık bir haldeydi. Etrafta tanıyamadığı garip yaratıklara ait gölgeler vardı. Yavaşça süzülerek hareket ediyordu bu yolda.

Babasının olduğu mekana gitmek için bir kaç tur attı. Geride bıraktığı bedenin ne halde olduğunu hiç bilmiyordu. Belki de çıktığı bedene bir daha  geri dönemeyecekti. Ama Ota ve Yandsir'e yardım etmek için bu yolculuğu yapmaya mecburdu.

"Bana güveniyorlar, onlara bu kötülüğü yapamam.  Geri dönmek artık şart benim için, diye düşündü.

Ruhu kayıp bir balon gibi ordan oraya süzülüyordu. Nihayet babasının yaşadğı saraya gelmişti. Babası şu an önemli devlet işlerinin konuşulduğu kurula başkanlık etmekteydi.

Ledar sarayın derinliklerine doğru süzüldü, içeri girdi babası tam tahmin ettiği gibi kurulda ciddi bir konuşma yapıyordu. Onu görmediklerini fark etti. Başka bir boyutta olmalıydı. Babasının dikkatini çekmek zorundaydı.

Babasının arkasında bir pano duruyordu. Eline bir kalem aldı ve o panoya kocaman harlerle "Merhaba"yazdı. Salondakiler bir anda şaşkınlık içinde kalmıştı. Herkesin ağzından derin bir hayret nidası çıktı.

Ledar orada bulunuş amacını da yazdı tahtaya. Herkes hayretler içinde kalmış  olanları izliyordu. Babası panoya döndü, gözleri yaşarmıştı. Günlerdir haber alamadığı oğlundan nihayet bir bilgi geliyordu. Onun hayatta olduğunu ümit etmişti hep ama bugün  artık bundan emin olmuştu.

Ledar tahtaya koordinatları yazdı ve altına Help! yazdı. Okuyan herkes burada neler olduğunu tahmin etmişti. Günlerdir kayıp olan Ledar çok zor şeyler yaşıyor olmalıydı ki onlardan yardım istemeye gelmişti. Tahtaya gemi ve uzay sözcüklerini de karaladı. Gücü yavaş yavaş tükenmeye başlamıştı. 

Artık geri dönmesi gerekiyordu. Burada kaldğı sure uzadıkça geri dönüşü imkansız hale geliyordu, burada sıkışıp kalma ihtimali bile vardı.

Sakin bir yere geçti. Zihninin içindekileri boşaltmaya gayret gösteririyordu. Sadece Otayı bıraktı aklında. Onu düşünmek geri dönüşü kolaylaştırabilirdi.

Otayı düşündü, güzel yüzünü, her zaman pırıl pırıl parlayan saçlarını, gök mavisi gözlerini, yumuşacık ellerini, ahenkli ses tonunu düşündü. Dans ederken başını omuzuna yaslamasını düşündü. Saçlarının kokusunu düşündü. Ona doğru çekildiğini hissediyordu. Ruhu oraya dönmeyi her şeyden çok istediğinde seyahati başladı.. Gemiye geri dönüş yolunda yine garip sesler, şekiller ona eşlik etti. Yanlarına davet ettiler fısılıtılı sesleri ile. Ledar onları dinlerse buradan asla kurtulamayacağını ve orada hapsolacağını biliyordu. Hiç dinlemedi bu sesleri ve fısıltıları yoluna devam etti.

Nihayet gözlerini açtığında odasında yatağın üstünde durduğunu fark etti. Zaman ise hiç geçmemiş gibiydi, belki bir kaç  saniye.

"Artık Ota'nın yanına gidebilirim." diye düşündü. Ona bu müjdeyi vermeliyim.

Hızla yerinden kalktı ve sevgili Ota'sının odasına doğru yola çıktı.




OTA #WATTYS2016 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin