OTA #WATTYS2016

Morning Star

Multimedia: Bazen hayatınıza parlak bir sabah yıldızı doğar, gülümser ve mutlu olursunuz.

Ledar kumanda merkezinde son derece rahat  hareketlerle geminin rotasını  belirledi. Gemi Venus' e doğru yol almaya başlamıştı.
Birden aklına gelen bi cümle ile sarsıldı. Ota'ya baktı.
"Bir şey soracağım sevgili Ota. Sen az önce bana bu gemi ile gidelim, daha önce de kullandık dedin,  değil mi? Hani sen beni hatırlamıyordun."
Ota şaşkın şaşkın baktı Ledar'a.
"Doğru,  cok doğru. Fakat biliyor musun  bazen gözümün önüne bazi sahneler geliyor. Sanki seni yıllardır tanıyor gibi hissediyorum, dans ettiğimizi, bahçede dolaştığımızı, bu gemide olduğumuzu görüyorum." Içinden ekledi; "o nedenle hep senin yaninda olmak istiyorum."
Ledar kiza güven vermek istercesine gülümsedi.
"Anladım, yani hatırlıyor gibisin ama bir şey engel oluyor sanırım. Peki prenses. Bekleyelim bakalım, ben sabırlı biriyim, elbet bi gün beni hatırlarsın."
Kiza prenses dedim diye düşündü,  işin ilginç tarafı bu kız gerçekten bir prenses.
Ota ve Yandsir hararetli bir konuda konuşmaya başlamışlardı.  Ledar ise iletişim cihazlarını kurcalayarak babasından veya esirlerden haber almaya çalışıyordu. Şu anda babasına ulasabilse çok güzel olurdu. Babası onu yönlendirir.  Venüs şartlarında neler yapılacağını anlatırdı. İş başa düşmüştü, yapacak bir şey yoktu. Her şeyi kendi halletmek ve bu güzel kızla, küçük çocuğu tehlikeye atmamak zorundaydı.

Gezegene giden rotayı belirledi ve sabitledi. Sonra kendisi de arkadaşlarının yanına geldi. "Ne dersiniz, bir şeyler yiyelim mi? Venüs'te bizi nelerin beklediğini bilemiyoruz. Zaten başına buyruk bir gezegen. Hepsinin gittiği yöne değil de tersine hareket ediyormuş. Bize sürprizler hazırlıyor olabilir."

Ota her durumda espri yapabilen adama hayranlıkla baktı. Gülümseyerek yerinden kalktı. "Haydi mutfağa gidelim ben size bir şeyler hazırlayayım" dedi.

Hep birlikte mutfağa geçtiler. Ledar içinden prenses yemek yapmayı biliyormuş diye düşündü. Her gün yeni bir özelliğini öğreniyorum. Bir kız bu kadar güzel, asil, becerikli, kibar, zarif olabilir mi? Haydi diyelim oldu, sonra da bana bu gemide yemek pişiriyor olabilir mi?

Ota neşe içinde yemek hazırlama işine girişmişti. Yandsir de ona yardım ediyordu. Mutfakta bol miktarda kutu içinde yiyecek vardı ama Ota onları kullanmak istemiyordu. Güzel bir yemek yapmak ve harika bir sofra hazırlamak niyetindeydi. Hemen bütün dolaplara baktı. Bulabildiği bütün malzemeleri ortaya çıkardı. Sonra bunları birleştirerek önce harika bir çorba, sonrasında et ve patatesten oluşan güzel bir yemek yaptı. Bulduğu un ve yumurtaları kullanarak kendi eliyle açtığı makarna ise günün sürpriziydi. Son olarak da çikolataları eritip çileklerin üzerine dökerek harika bir tatlı hazırladı. Tüm bunları hazırlarken Yandsir neşeli bir şekilde ablasına yardım ediyor, Ledar ise beceriksizlikler yapıyordu.

Hep birlikte harika bir sofra hazırladılar. Pişirdikleri yemeği neşe içinde yemeye başladılar. O sırada çok mutlu bir aile gibiydiler. Ledar hayatımın bundan sonrasını sanırım bu şekilde geçirmek istiyorum diye geçirdi aklından. Yanımda prenses olduktan sonra başıma gelecek hiç bir şeyin bir önemi olamaz.

Ota da çalan hafif müziğe dalmış gitmiş, aynı şeyleri düşünüyordu. Hayatımın bundan sonrasını bu şekilde geçirmek istiyorum ve o Lazarus denilen adamın niçin yanımda olduğunu bilmiyorum. Onu bulur bulmaz bu nişanı bozmak istediğimi kendisine söyleyeceğim. Belki önceden ona bir söz vermiş olabilirim ama çok şey değişti. Ben artık ona güvenmiyorum.

Düşüncelerin bu güzel akşamı mahvetmesine izin vermeye niyeti yoktu. Müzigin ritmine uyarak Yandsirle dans etmeye başladı. Ledar ise arkasına yaslanmış onları izliyordu. Bu saatler hiç bitmesin istiyordu. Yandsir bir yandan müziğe ayak uyduruyor bir yandan da heyecanla onlara katılması için Ledara ısrar ediyordu. Ledar daha fazla dayanamadı. Ayağa kalktı, sevdiği kızın elini tuttu, neşe içinde dönmeye başladılar. Odanın içini pırıl pırıl bir sabah yıldızı aydınlatmış gibiydi.