multimedia: bizi biz yapan, bazen üzen bazen mutlu eden hatıralar bir gün silinir mi?
Müzik bitmiş Ota ve Ledar hala birbirlerinden ayrılmamışlardı. Birden etraftakilerin kendilerine baktıklarını fark ettiler. Zorlukla birbirlerinden ayrıldılar. Ota annesinin yanına geldiğinde kendisine endişeli gözlerle baktığını hissetti. Nedense bunun sebebini sormak istemiyordu.
Babası ise yüzünde sahte olduğu belli olan bir gülümseme ifadesi ile bekliyordu. Kızına doğru bir kaç adım attı.
"Ota, kızım sana bir şey söylememiz gerekiyor" dedi.
Ota endişelenmişti, az önceki mutluluğu yerini endişeye bırakmıştı.
"Ne oldu, baba. Kötü bir şey değildir umarım."
"Yok, hayır elbette kötü bir şey değil. Biz iki yıl önce seni Dünya ya gönderirken başına bir şey gelmesin diye hatıralarını sildik ve yerine yenilerini yerleştirdik. Yani sen o ailenin kızı olduğunu düşünüyordun ama elbette değildin."
"Peki ya onlar, hep biliyorlar mıydı benim onların gerçek kızları olmadığımı."
"Seni bırakırken onlara da hatıra yerleştirdik ama acelemiz vardı ve onlar kalabalık bir aileydi, sanırım bazı eksiklikler oldu ve seni yeterince kabullenemediler. Yandsir de ise bu iş daha kolay oldu. Onu bir adamımızın yanına bıraktık. O gerçeği biliyordu ama çocuğa hiç fark ettirmedi tabi. Bu son iki yıl için sana bir özür borçluyuz sevgili kızım."
Adamın gözlerinde sevgi ve hüzün birbirine karışmıştı.
Ota babasına içtenlikle gülümsedi. " Önemli değil baba. Sonuçta birbirimize kavuştuk ya, önemli olan bu. Peki ya diğer kardeşimiz o nerede, ona ne olacak?"
"Sevgili kızım, onu da senin gibi bir ailenin yanına bıraktık ama o ailede hatıra yerleştirme konusunda başarısız olduk sanırım, kızımızı alıp bilmediğimiz bir yere götürdüler. En kısa zamanda onu bulmaya çalışacağız."
"Peki baba, siz bu hatıra işlemini yerleştirince ben bu son yaşadıklarımı unutacak mıyım?"
"Birtanem biz bu teknolojiyi yeni bulduk, daha deneme aşamasında ama Argus bizi öyle bir hale getirdi ki sizin üzerinizde uygulamak zorunda kaldık. İşlemin sonuçları ne olur bilemiyorum. Unutma ihtimalin var ama bu kötü bir şey değil ki, şu yaşadığın son iki yıl kabus gibiydi bence."
Ota kalbinin sızladığını hissetti eğer bu günleri unutursa Ledarı da unutma ihtimali vardı. Kabul edip etememe hakkı var mıydı acaba? Fakat aklına takılan bu soruları babasına sormaya cesaret edemedi. Kabul etmişti bir kere. Babasına gülümsedi.
"Peki babacığım, size güveniyorum, ne yapılması gerekiyorsa yapalım."Babası yarın sabah bu işlemi uygulayabileceklerini anlatıyordu. Ota Ledara doğru baktı. Sevgilisi her şeyden habersiz ona gülümsüyordu. Bu olayı ona anlatıp anlatmama konusunda kararsız kalmıştı. Ama ne olursa olsun onu unutmayacağından emindi. Bu nedenle onu üzmemeye karar verdi.
Bütün cesaretini toplayarak yanına yaklaştı. Yavaşça kulağına şunları fısıldadı.
"Ledar, yarın sabah babamla önemli işlerimiz var. Seni göremeyebilirim. Akşam görüşelim olur mu? Sana bir şey söylemek istiyorum. Bana bir söz ver. Ne olursa olsun, beni sevmeye devam edeceğine söz ver."
Ledar sevdiği kızın ellerini tuttu.
"O nasıl söz, prenses. Ben seni gördüğüm andan beri seviyorum. Ne olursa olsun bundan vazgeçmem, söz."
Etraf o kadar kalabalıktı ki, kıza daha fazla yaklaşmaya cesaret edemedi. Özellikle Ota'nın annesinin bakışlarına dayanamıyordu.
Ota izin isteyip yatmak için ayrıldı. Annesi yavaşça Ledara yaklaşmıştı.
"Sayın komutan Ledar sizinle biraz konuşabilir miyiz?" dedi.
Ledar bu özel görüşme isteğinden hiç hoşlanmamıştı ama çaresiz kabul etti.
Kadın hafif bir sesle konuşmaya başladı.
"Ledar sevgili oğlum öncelikle kızım için yaptığın fedakarlıklardan ötürü sana kendim ve ülkem adına teşekkür ederim. Kızımla çok yakın olduğunuzu görüyorum ama size söylemem gereken bir şey var. Ota bu ülkenin prensesi ve çok yakın bir zamanda 21 yaşına basınca bu ülkeye bağlı bir adanın kraliçesi olacak. Çünkü tüm bu olaylar başımıza gelmeden Argus bize isyan etmeden önce Ota ve ülkemizin en büyük adasının prensi Tempus nişanlıydı. Biz düğün hazırlıkları yaparken bu isyan hareketi başladı ve biz çocuklarımızı güvence altına almak için Dünyaya gönderdik. Bu akşam buraya Tempusu çağırmadık çünkü Ota onu görünce tanımayabilirdi, beni bile tanımadı. Bu ise hoş olmayan bir duruma sebep olabilirdi. Fakat yarın sabah Otanın hatıraları geri yüklenecek ve işte o zaman büyük bir olasılıkla bu iki yılı unutacak ve buradan gitmemiş gibi olacak. Sizden ricam bu olayı daha kolay atlatabilmesi için sabah olmadan buradan ayrılmanız."
Ledar duydukları karşısında sendeledi. Neler oluyordu. Bu kadın sevgili Ota'sının kendini unutacağını söylüyordu. Üstüne üstlük garip bir nişan olayından bahsediyordu. Kibarca gitmesini rica ediyordu.
Ledar hayatta böyle bir şeyi kabul edemezdi. Bekleyecek ve sevgilisini kimseye bırakmayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OTA #WATTYS2016
Novela Juvenilota zamanımızın çok ötesinde bir aşk hikayesi. olaganüstü mekanlar, ütopik karekterler. Daha önce hiç yaşanmamış ilginç bir sevda öyküsü...Bu bilim kurgu hikayesine bayılacaksınız.