LOVE STORY

54 7 0
                                    

Multimedia: Bütün aşklar Romeo ve Juliette'in o eşsiz aşkından izler taşır aslında...Onlardan bahseder şarkılar...Ota ve Ledar da işte böyle bir aşkın içinde buldular kendilerini...

Lazarus bir an ne cevap vereceğine karar veremiyormuş gibi garip bir ifade ile baktı. Yanı başlarında duran Argus'a kaçamak bir bakış attı. Ani bir hareketle arka cebinden bir ışın silahı çıkardı. Ota'yı bileğinden yakalayıp, sürüklemeye başladı. Bir yandan da bağırıyordu. "Kimse kıpırdamasın, çekilin. Argus sen de bizimle geliyorsun. Hareket ederseniz Ota'yı bir daha göremezsiniz."

Odadakiler neye uğradıklarını şaşırmışlardı. Ledar bir şeyler yapmak istiyor fakat sevgilisine bir zarar gelmesinden korkuyordu.

Lazarus bir anda kulübenin dışına çıkmış, Argus ve Ota ile birlikte Motofly'a atlamıştı. Bir anda gözden uzaklaştılar. Ledar, Fabius ve Goldia çaresizlik içinde birbirlerine bakakalmışlardı.

Ota neye uğradığını şaşırmıştı. Nişanlısı adeta başka bir adam olmuştu. Hoyrat ve kaba tavırlarla onu çekiştiriyor. Oradan oraya sürüklüyordu. Omuzunu öyle bir sıkmıştı ki bağırmamak için kendini güç tuttu.

Uzay gemisinin yanına geldiklerinde Ota bir anda koşmaya başladı. Nereye kaçtığını bilmiyordu. Tek bildiği bu tehlikeli adamdan bir an önce uzaklaşması gerektiğiydi. Lazarus birkaç adımda onu yakaladı. Saçlarından kavradı ve canını acıtacak bi biçimde kızı sarsmaya başladı. Bir yandan da yüzünen bir kaç tokat atmıştı.

"Bana bak prenses, o minik beyninde neler planlıyorsun bilmiyorum ama bir daha böyle bir şey denemeye kalkma. Sen yanımızda olduğun sürece baban ve o aptal arkadaşın Ledar bizi takip etmeye cesaret edemezler. Şimdi kes sesini ve ben ne diyorsam onu yap. Yoksa sana öyle bir şey yaparım ki o güzel yüzüne bir daha kimse bakamaz."

Ota korkudan nefes almakta güçlük çekiyordu, elleri ile yüzünü kapadı, çaresizce başını salladı. Şu an itaat etmekten başka çaresi yoktu. İlk fırsatta buradan kaçmayı deneyecekti ama şimdi uysal görünmek gerektiğine karar verdi.

Gemiye bindiler. Argus kumanda merkezine geçerek alışık hareketlerle gemiyi çalıştırdı. Argus ve Lazarus kendi aralarında fısıltıya bir şeyler konuşuyorlardı. Ota onları duyabilmek için tüm dikkatini topladı. Fakat bir kaç kelime dışında hiç bir şey duyamadı. Tüm günün yorgunluğu bedenini ele geçirmeye başlamıştı. Oturduğu yerde yorgun ve huzursuz bir uykuya daldı. Kabuslarla dolu garip bir alemin içine dalmıştı. Rüyasında motofly'la korkunç yaratıklardan kaçmaya çalışıyordu. Hızla giderken arkasından gelen kocaman bir araç ona çarpmıştı. Havada bir kaç takla attı, kanlar içinde yere yığıldı. O sırada nereden çıktığını anlayamadığı bir şekilde Ledar yanına gelmiş. Onu kucaklamış ve bir hastaneye getirmişti. Öleceğini düşünüyordu. Ledarın kollarında ölmek ise onu endişelendirmiyordu. Gözlerini kapamak, başını sevgilisinin göğsüne yaslamak ve kendisini çağıran o gizemli aleme artık gitmek istiyordu. Ledar onu sımsıkı tutmuş, kulağına sürekli bir şeyler fısıldıyor, uyumasına kendini bırakmasına izin vermiyordu.

Gözlerini açtığında geminin odalarından birinde yatakta yatıyordu. Bileğinde elektronik saate benzer bir şey vardı. "Sanırım bu bir izleme cihazı. Bununla beni takip ediyorlar. İyi ama ben buradan nasıl kurtulacağım?"  Gördüğü rüyayı hatırladı. Ne olursa olsun Ledarın onu bırakmayacağına emindi. Lazarus onu kaçırıp yerlerde sürükleyince parça parça anılar adeta zihnine yeniden yüklenmişti. Ledarla tanışması, gemide geçirdikleri günler, birbirlerine söyledikleri sevgi sözcükleri zincirleme olarak hafızasında canlanmıştı.

Birden aklına bir fikir geldi. Ledara ulaşmak için onun öğrettiği astral seyahat tekniğini kullanabilirdi. Nerede olduğunu bilmiyordu ama tüm kalbiyle isterse ona ulaşabileceğinden emindi. Yatağın içinde oturdu. Ledarı düşündü. Onu ne kadar sevdiğini, hayatının bundan sonrasındaki her dakikasını onunla geçirmek istediğini kuvvetli bir biçimde hissediyordu. Bu güçlü duygunun benliğini ele geçirmesine izin verdi. Gözlerini kapadı. Farklı bir aleme yolculuk ediyordu. O kadim hikayedeki gibi Ledar Romeo olmuş, kendisi ise Juliette... Balkonda beyaz dantel elbisesi ile otururken, camına taşlar atan, pencerenin altında serenad yapan Ledar'a şarkılar söylediğini hayal ediyordu. Hayal o kadar güçlüydü ki birara birlikte dansettiklerini bile gördü.

Bu güçlü hayaller bir anda istediği yolculuğun başlamasını sağladı. Ruhunun önce bedeninden ayrıldığını, odanın tavanına yükseldiğini oradan geminin dışına çıktığını hissetti. Işıktan bile daha hızlı bir şekilde hareket etmeye başladığından beynine verdiği komutla nereye gideceğini çok iyi biliyordu.

 Ledar ve babası Goldia'nın gemisi ile onları takip etmeye çalışıyorlardı. Geminin içinde bir sessizlik hakimdi. Yorgunluktan hepsi bir köşeye çekilmiş, uyku ile uyanıklık arasında gözlerini ekrana dikmişlerdi. Ota beyaz bir bulut gibi Ledarın yanına yaklaştı. Sessizce fısıldadı.

"Ledar ben geldim, aç gözlerini sevgilim."

Ledar bu tanıdık sesi duyunca bir anda ayağa fırladı.

"Ota, neredesin, neler oluyor?"

"Sakin ol, bana öğrettiğin gibi astral seyahat yapıp sana geldim. Gemi Pirius gezegenine doğru gidiyor. Lazarus ve Argus orada Serminder ve diğerleri ile buluşacaklar. Lazarus baştan beri bu hain planın bir parçasıymış. Seni biran dahi unuttuğum ve kötü davrandığım için beni affet sevgilim."

"Ah, Ota! Seni affetmek mi? Ben sana kızabilir miyim hiç? Sen benim hayatım boyunca beklediğim sevgilimsin. Fakat şu anda bana hem çok yakın hem öyle uzaksın ki. Sana sarılmak istiyorum ama dokunamıyorum bile. Lütfen sevgilim dikkatli ol. Seni kurtarmaya geleceğim ve ondan sonra seni biran dahi gözümün önünden ayırmayacağım."

"Biliyorum, dedi Ota. Biliyorum, ben de senin gözünün önünden ayrılmak istemiyorum zaten."

"Ama şimdi dönmen lazım, biliyorsun bu seyahat uzun sürerse bedenin zarar görür. Haydi sevgilim biran önce git ve beni bekle. Uyandığında yanında olacağım."

Ota oradan hızla uzaklaşması gerektiğini biliyordu. Aklı ona böyle söylüyordu ama tüm kalbi, duyguları sevdiği adamın yanından ayrılmak istemiyordu.

Gözlerini kapadı, dönüş yolculuğuna başladı. Biran önce bu kabusun bitmesini, uyandığında gözlerini sevdiği adamın kollarında açmayı diledi.


OTA #WATTYS2016 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin