Bölüm 11

3.9K 268 5
                                    


Sabah heyecanla uyandım. Sıradanlığından şikayet ettiğim yaşamım iki günde fazlasıyla heyecan barındırmıştı ve sanırım durağanlığa alışan biri için bu kadarı fazlaydı. Bu hareketliliğin tek güzel yanı, bugün yapacak bir şeyimin olmasıydı. Bu beni hemen yataktan çıkardı... Sızlanarak ya da zorlanarak değil hevesle yaptım bunu.

Kalkıp giyindim. Otobüs durağına erkenden gidecek ve dünkü olayın arasında kadını tanıdığına kanaat getirdiğim lokantacıyla konuşacaktım. Mutfakta tek kişilik bir kahvaltı sofrası bekliyordu. Annem genelde atölyede kahvaltı ettiği için sabahları sadece bana kahvaltı hazırlardı. Birkaç zeytin ve bir dilim peyniri iştahla yedim; uzun bir kahvaltı için zamanım yoktu. Aceleyle çantamı alıp aynada saçımı kontrol ettim. Sıradan, kahverengi saçlar... Aynanın önündeki notu fark ettim: "Çiçek için biraz para bıraktım. Seni seviyorum"

Notun hemen altındaki paraya baktım... Annem birkaç gün arayla küçük harçlıklar verir, ben de onu bir sonraki harçlık zamanına kadar idare ederdim. Dün aldığım para hala bendeydi. Yaptığım hata yüzünden özür dilemek için çiçek almam gerekiyorsa, bunu harçlığımla yapmalıydım. Sonrasında parasız kalacaktım elbette ama bu, dikkatsizliğimin yaptırımı olmalıydı. Böyle düşündüğüm için anneme içimden sonsuz bir minnetle teşekkür ederek parayı almamaya karar verdim. Olduğu yerde bırakarak çantamı aldım, aynada bir kez daha yüzüme baktım ve evden çıktım.

Kadına çarptığım yolun üzerine geldiğimde yüzüm soğuktan değil utançtan kızarmıştı. İnsanlar bana bakmadan yanımdan geçip gidiyor; bense beni tanıdıklarını düşünüyordum. Lokantanın önünde durdum. Daha önce içerisini hiç görmediğim küçük bir sabahçı çorbacısıydı burası. İçeride iki yaşlı adam çorba içiyordu. Dükkanın caddeye bakan vitrininin üzerinde dumanı tüten çorbaların fotoğrafları vardı. Derin bir nefes aldım, kapıyı açıp içeri girdim.

Yüzüme çarpan sıcak havada işkembe çorbasının kendine özgü kokusu vardı. Üçüncü sınıf bir lokantaydı belli ki. Her şey kirli olduğu için mi kirli beyaz duruyordu, yoksa bu renk özellikle mi seçilmişti karar veremedim. Dün gördüğüm beyaz önlüklü adam lokantanın arka tarafındaki tuvalet olduğunu düşündüğüm bir kapıdan içeri girdi, merakla beni süzdü.

"Günaydın" dedim ürkekçe. Tavandaki köşeye asılmış küçük televizyonda haber kanalı açıktı. Dikkatimi adama verdim. "Ben bir şey soracaktım..." diye geveledim.

"Buyur sor bakalım" dedi adam, yanıma varmıştı. Tezgahın üzerinden kirli bir havluyu alıp elini kuruladı. Az önce tuvaletten çıktığını düşündüğümde midem bulandı. Yüzümü ekşitmemeye özen göstererek sözüme devam ettim:

"Ben... Dün burada bir teyzeyi düşürdüm" dedim "yanlışlıkla..." diye ekledim hemen.

"Aaahh... Hatırladım. Çok kötü çarptın kadıncağıza." 

Ne kadar da acımasızdı böyle!

"Evet, biliyorum. Çok üzgünüm. Okula yetişmeye çalışıyordum inanın." dedim. Kendimi savunmaya çalışıyordum umutsuzca. Adamın yüzündeki ifade değişmiyordu. "O teyzeyi tanıyor musunuz?"

"Tanırız." Dedi ciddiyetle. "Mahinur Teyze... Birkaç sokak ileride oturur. Bir torunu var, kimi kimsesi yok başka"

"Rica etsem onu nerede bulabileceğimi söyler misiniz? Ben ondan özür dilemek istiyorum da..."

O zaman adamın yüzü gevşedi. Onun da bu düşünceden memnun olduğu anlaşılıyordu. "Söylerim tabii" dedi. Kenarında maydanoz parçası kalmış not defterine bir şeyler karaladı, sonra da kopardığı kağıdı bana uzattı. Kağıdı aldım, üzerindeki adrese baktım. İçime dolan neşeyi yolun karşısından bile hissederlerdi. Teşekkür edip otobüse doğru yürürken okuldan sonraki planım hazırdı: Önce bir çiçekçi bulup güzel bir buket alacak, sonra da Mahinur Teyze'yi ziyarete gidecektim. Ondan gerekirse ağlaya ağlaya özür dileyecek; içime işleyen, acıyla parlayan yaşlı gözlerinin yarattığı suçluluk duygusunu biraz olsun hafifletecektim.

Durağa vardığımda anlamsızca gülümsüyordum. Kalabalıktan biraz kenarda durdum, yolun aşağısına bakarak otobüsümü beklemeye başladım. Durağın diğer tarafından miskince bana doğru gelen Yalçın'ı görmek ise aklımdan geçen en son şeydi.

Hanımeli KokusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin