Yeniden merhaba okuyucularım :) Tüm oy ve yorumlarınız için teşekkür ediyorum. Az kişisiniz belki ama oradasınız ya benim yazdıklarımı okuyorsunuz ya o bana yetiyor :))
Yeni bölüm biraz gecikti biliyorum ama okulum başladığı için ilk hafta yoğundum biraz ders seçimleri falan baya uğraştım :))Oy ve yorumlarınızı lütfen eksik etmeyin ;) Bu bölüm benim için bir hayli özel...
Burada Badem var. Kim bu bez bebek badem derseniz onu da bölüm sonu öğreneceksiniz :)
Hatam varsa affola.. Keyifli okumalar...
Rüyama ortak olun ;))
^^^
Yemekten sonra Sedat ve kızlarla salonda çay içerken kapı zili çaldı. Ben kapıyı açmak için ayaklandım.
"Aman Naz kim gelmiş olursa olsun yine çığlık atma lütfen" diye arkamdan söylenen Hülya'ya kötü kötü bakarak kapıya gittim.
Kapıyı açtığımda çığlık atamayacak kadar şaşırmıştım. Peki şaşırınca insanın kalbi bu kadar hızlı atar mıydı? Atmazdı dimi? Benim kalbim neden yerinden çıkacak gibi atıyor o zaman?
Karşımda gördüğüm, evimin kapısında kalbimi böyle attıran adam Oğuzdu. Şaşkınlığımı üzerimden atarken kalbime de söz geçirmeye çalışıyordum. Kendimi toparlayıp sordum.
"Ne işin var senin burada?"
"Asıl senin ne işin var?"
"Ne demek ne işim var burası benim evim!"
"Bende alt katta oturuyorum."
"Neee?!!"İnanmıyorum alt katımıza taşınan Yiğit'in ev arkadaşım dediği Oğuz muydu yani? Adamdan 6 yıl tek bir haber bile almayan ben şimdi onunla komşu olmuştum. Gülsem mi ağlasam mi şaşırdım. O sırada Banu Oğuz'un elindeki kapları aldı. O zaman fark ettim Oğuz'un elindeki bizim kaplarımızı. Şaka değildi yani.
Dün resmen bilmeden Oğuz'a yemeklerimden yedirmişim. Halbuki biz sevgiliyken ne kadar yemek istese de ayrı şehirlerde olduğumuz için ona hiç yemek yapamamıştım. Şu halimize bak şimdi bana yedi kat yabancıyken yemişti yemeklerimi...
Ben neler düşünüyorum ve bu adam neden öldürecek gibi bakıyor bana?.. Daha fazla kendimi tutamadım. Gitmesini söyleyip kapıyı kapatıyordum ki kapıyı tutup ittirerek kapatmama izin vermedi ve eve girdi.
"Napıyosun sen be dağ ayısı"
"Bu adamın burada ne işi var Naz?"Sedat'ın burada olmasına sinirlenmişti yani öyle mi? Beni aldatıp terk eden adam şimdi ne hakla sinirlenip bana hesap soruyordu ki? Oğuz'un sorusu üzerine Sedat bir şeyler söylemek isteyince onu durdurup Hülyaya işaret verdim. Onlar içeri giderken bende sinirle ellerimi belime koyup Oğuza döndüm. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Deve gibi boyu vardı. Birde asker olunca iyice irileşmişti. Ayı ne olacak dağ ayısı... Ben sinirle Oğuz'a içimden söylenirken Oğuz soruyu yenileyince kendimi tutamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP ZAMANI
General Fiction7/11/2016 Genel Kurgu İçinde #54 Bir öğretmen, kendini özel öğrencilerine adamış... İçindeki aşk yangınını gözyaşlarıyla kor tutmuş ufak bir kız... Bir asker, intikam için kandan yemin içmiş... Aşkını kalbinin toprağına gömmüş, o topraktan yeşeren f...