Merhaba canım okuyucularım :) Öncelikle hepinizin Ramazan ayı mübarek olsun ^-^
Upuzun bir bölümde karşınızdayım. Bölümü çok keyifle yazdım umarım sizde beğenerek okursunuz. Oy ve yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyor olacağım nolur esirgemeyin benden :) Bu bölüm sınavları olan sizlere moral olur umarım ;))
Multide gelecek bölümlerden biriyle alakalı bir dans var :) Çerkeslerin 'Ağlatan Qafe'si ♥ Bir sonraki bölüme ısınma olsun diye şimdiden sizinle paylaşmak istedim :)
Hatam,kusurum,eksiğim varsa affola :)
Rüyama ortak olun ;)
^^
'Aşk sandığın kadar değil
Yandığın kadardır...'
Sorgu odasındaki işini bitirdikten sonra Ersin ve Oğuz'un yanına gelen bal gözlü genç kadın odaya girdiğinde iki adamda son derece şaşkındı. Genç kadın odaya girer girmez monitörün yanına bıraktığı kahveyi alıp, bir yudum aldı. Kahvesi soğuduğu için yüzünü buruştururken duyduğu yalandan öksürükle onu izleyen iki adama döndü. Ersin ve Oğuz genç kadının kim olduğunu deli gibi merak ederken genç kadın ona merakla bakan adamlarla gayet sakin bir şekilde konuşmaya başladı.
"Ben Hilal Gödekmerdan. Sorgu ve davranış analizi uzmanıyım. Aynı zamanda sizin gibi kıyafete ve cinsiyete göre insan ayıranların da haddini bildirmekle görevliyim. "
Ersin Amir sorgudan önce ona söyledikleri yüzünden çok pişman olduğunu hissetti. Bu kadın gerçekten sandığından daha akıllıydı. Olayı tatlıya bağlayıp özür dilemek ve resmi olarak tanışmak için elini uzatmıştı ki Hilal elindeki kahve bardağını onun eline tutuşturuverdi.
"Bu soğumuş yenisini alıp getirirseniz çok sevinirim Amirim. Ben odanızda Hüseyin albayı bekliyor olacağım. Şimdi izninizle."
Hilal geldiği gibi arkasında iki şaşkın adam bırakarak odadan çıkıp gitti. Oğuz, şaşkınlığını atlatıp Ersin'in elindeki kahve bardağına gülmemek için kendini zor tutuyordu. Ersin ise elinde kahve fincanıyla giden kadının arkasından öylece bakakalmıştı. Monitörün başındaki polis memurun gülme sesiyle kendine gelen Ersin sinirlenerek dişlerinin arasından konuştuğunda tüm oda buz kesti.
"Kapa çeneni. Bir kişi bile bu durumu duymayacak. Anlaşıldı mı?"
Polis memuru gülmeyi kesip korkmuş bir şekilde sessizce verilen emre uyarken Oğuz gülme isteğini zar zor bastırdı.
"Hadi gidelim Ersin Amirim. Hüseyin albay bekler..."
Ersin hızla sorgu odasından çıkıp odasına doğru giderken elinde hala soğuk kahve fincanı vardı.
^^
Hilal çalışmaya başlayacağı ekibin amiriyle böyle tanışmak istemese de onun yapısı buydu. Asla taviz vermez ve kendisini ezdirmezdi. Yaptığı küçük şovdan gayet memnun şekilde Ersin Amirin odasını bulduğunda içeride Hüseyin albayın olduğunu bildiğinden rahatça içeri girdi.
Hüseyin albay kapıdan giren kızı görür görmez yüzündeki sert ifadesi yumuşadı. Bu genç kızı da kendi kızı seviyordu. Deli dolu ama fırtına gibi bir kızdı Hilal ona göre. Hilal, Hüseyin albayın yüzündeki değişikliği fark ederek odaya girip babası yerine koyduğu adama asker selamı verdi.
"Hilal Gödekmerdan/İstanbul. Emret komutanım"
"Gel buraya deli kız gel."
Hüseyin albay şen kahkahalar arasında kendisine asker gibi selam veren genç kıza sarıldı. Hilal de Hüseyin albaya sarılırken çalan kapı ile ayrılıp yerlerine geçtiler. Hüseyin albay o sert asker ifadesini yeniden takınırken 'gel 'komutunu verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP ZAMANI
Fiction générale7/11/2016 Genel Kurgu İçinde #54 Bir öğretmen, kendini özel öğrencilerine adamış... İçindeki aşk yangınını gözyaşlarıyla kor tutmuş ufak bir kız... Bir asker, intikam için kandan yemin içmiş... Aşkını kalbinin toprağına gömmüş, o topraktan yeşeren f...