39.Bölüm "Evet mi?"

7.1K 336 106
                                    

Merhabaaaa... Uzun bir ara oldu biliyorum...Ama geri döndüm ^-^ Okulumu,sınavlarımı bitirdim ve bir süre rahatım. Bu sürede de sizlere elimden geldiğince yeni bölümler yazacağım...

Siz oylarınızı,yorumlarınızı eksik etmeyin yeter ♥

Eksiğim,kusurum,hatam varsa affola...

Rüyama ortak olun ;)

Bu bölüm,
henüz kitabımı yeni okumaya başlayan ama;
 yaptığı yorumlarla yüreğimi ısıtan ilham kaynaklarımdan aşkitim Nur'a... ♥ 

Sen isminin anlamı gibi ışık saçan bir meleksin... 
Benim kanatsız güzel kalpli meleğim... İyiki varsın ♥ 

^^

İnsana imtihan olarak özlemek yeter!Bir şehri

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İnsana imtihan olarak özlemek yeter!
Bir şehri..
Bir sesi..
Bir nefesi..

Cahit Zarifoğlu

Naz okumayı bitirdiği kitabını kapatıp sanki birine sarılırmış gibi kitabına sarıldı. Derin bir nefes alırken gözlerini perdelerin arasından gözüken gökyüzüne dikti. Okuduğu romandaki gibiydi hava soğuk, karlı ve karanlıktı. Kış iyiden iyiye bastırmıştı. Okulların tatil olmasına sevindi Naz. Çocukların bu soğukta okula gelmesi, soğuk sınıflarda hasta olmalarını hiç biri istemezdi. Yarıyıl tatilinin ilk haftası bitmek üzere de olsa ne Naz ne de diğerleri evlerini gitmeyi düşünmemişti. Öncelikleri burada kalıp çocuklar okula tekrar gelene kadar eksiklerini tamamlamaktı. Anne babalarını, evlerini özleseler bile üçü içinde öğrencileri bir adım önde geliyordu. Naz'ın dalıp gittiğini gören Banu, elindeki çayı sehpaya bırakırken gülerek Naz'a takılmayı da ihmal etmedi.

"Yine dalıp gitmişsin. Ne düşünüyorsun?"

Naz gülerek Banu'ya bakarken çayına uzanıp bir yudum aldıktan sonra omzunu silkti.

"Banu bana bir bardak çay getirse keşke diye düşünüyordum."

Banu Naz'ın cevabıyla gülerken Naz'da onun gülüşüne eşlik etti. Gözyaşları gibi kahkahalarını paylaşan dostlar dile dökülmese de birbirlerinin kalplerinden geçeni tahmin ediyordu. Banu Naz'ın uzun zamandır büyük bir ikilemin içinde olduğunun farkındaydı. Bu ikilemin adı aşktı ve Naz belki de aralarında aşktan en yaralı olanıydı. Onun bu yarasına dostları olarak ne kadar iyi gelmek isteseler de asıl şifanın Oğuz olduğu belliydi. Banu'nun kahkahası dudaklarında ufak bir gülümseme olarak kalırken derin bir nefes aldı. Naz'da aynı gülümsemeyle Banu'ya bakarken çalan kapı ziliyle kaşlarını çattı. Banu yerinden kalkıp kapıya doğru giderken gelen kişi hakkındaki tahminini de dile getirdi.

"Hülya gelmiştir markete kadar gitmişti eksikleri almak için. O kadar anahtarını al dedim ama aşık olunca aklı bir karış havada hanımefendinin!"

KALP ZAMANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin