5- Şifreli Konuşmalar

398 47 10
                                    

Kendi kendine konuşuyordu. Pek de kısa olmayan, ama stratejik bir önemi olan konuşmaydı.

"Evet, öğretmeninin dediği gibi, sarıkafa! Şuan için ekibine dışarıdan bir kişi aldın. Daha çocuk yaşta olsa da bilişim teknolojisi adına yaptığı şeyler gayet etkileyici. Şimdi takıma birkaç kişi daha lazım. Tam sınırda, ne içeride ne dışarıda olmayan, politik gücü olan biri lazım. Medya konusunda etkili bir isim, bilgisayar konusunda bu kez şebeke ve sistem üzerine uzman birine de ihtiyaç olacak. Toplanacak takımın esas üyesi olmayıp ama daim giriş çıkışı olan ve etrafı sessiz, tehlikesiz gösteren, ailesinden en az birinin askeri yetkiye ulaşan bir destek elemanı da bulmak şart."

Samir, kendi kendine sesli şekilde plan çizerken aynı zamanda elinde kalem ile karşısındaki beyaz kağıda devamlı bir şeyler yazıyordu. Ciddi konular üzerinde kafa yorduğunda dikkatini toplayacak hareketler yapardı. Şimdi de ciddi bir konu üzerinde düşünüyordu. İzmir'e bir buçuk sene önce gelmiş olsa da, henüz tam yerleşememişti. Devamlı yurtdışında olduğu için uzun süre otellerde kalmıştı. Sadece Konak'ı ve Bornova'yı biliyordu. Konak İzmir'in merkeziydi, Bornova da en lüks ilçelerinden biri sayılırdı. Hem elit, hem rahat bir yerdi. Burada daha yeni bir ev kiralamıştı. Yirmi bir katlı binanın yirminci katında bulunan üç odalı, salonlu, eşyalı bir daireydi bu. Yaşamak için içinde her şeyi vardı. Aynı zamanda duvarları kalındı, komşudan herhangi rahatsız edici bir ses duyulmuyordu. Kumral adam kalacağı bu daireye geçici olarak gelmişti. Uzun süre bir yerde kalamıyordu. Sık sık yer değiştiriyor, ev sahiplerine bu şartı önceden söylüyordu. Bazıları razı olmasa da, illaki anlaşabildikleri oluyordu. Bu evi kiralarken de aynı şartı söylemiş, altı aylık depozit karşılığı ev sahibiyle anlaşmaya varmıştı.

Samir, rahat eve düşkündü. Vücudunun rahat olması gerekiyordu ki, beyni de tam çalışarak fikirler üretebilsin ve devamlı yeni bir şeyler ortaya atabilsin. Günler çabuk geçiyordu ama hedefleri ile olan mesafenin hiç azalmadığını düşünüp morali bozuluyordu. Bazen uyumadan gecelerini bilgisayar başında geçiriyor, devamlı haberleri ve arşivleri takip ederek araştırma yapıyordu. Sık sık kütüphaneleri ziyaret ediyor, birçok konu hakkında düzinelerce kaynakları elden geçiriyordu.

Bu şehirde olmasının bir sebebi vardı ama bunu bazen kendinden bile saklıyordu. Yıllardır içini kemiren birçok soru birikmişti. Bunları artık halletmenin zamanı gelmişti. Bu yüzden kaybedecek fazla bir zamanı da yoktu. Bir ekip kurma zorunluluğunu hissediyordu ama diğer taraftan da bunu organize etmenin ve onları korumanın ne kadar ciddi sorunlara yol açacağını düşünüp duruyordu. Ülkenin en iyi iki hacker'inden birine ulaşabilmişti, çocuk yaşta olsa da oldukça olgun sayılırdı sanal korsanlıkta. Diğerine henüz ulaşamamıştı. Aklındaki birkaç isimden birini seçmesi gerekiyordu, karar veremiyordu.

Beş kişiyle hedefine ulaşmanın en ideal sayı olduğuna inanıyordu. Bundan başka Avrupa'da, Asya'da, Uzak Doğu'da, Kuzey ve Güney Amerika'da da daim irtibata geçip bilgi alacağı birilerine de ihtiyacı olacaktı. Şimdilik Türkiye için ekibimi kurayım, diğerleri daha kolay aslında, diye geçirdi içinden.

**************************************************************************

"Zeus, neredesin?"

Ses yoktu.

"Zeus?"

Hareketsizlik hali devam ediyordu. Duştan yeni çıkan Samir, belinde havlusu ile ıslak ıslak salonun ortasında duruyordu. Etrafına bakınıyordu. Daha yeni aldığı kedisini hiçbir odada bulamamıştı.

Kedilerden hoşlanırdı. Evi kiraladığında şehri dolaşıp petshop'tan bir kedi de almıştı. İsmi yoktu, Samir de yunan tanrılarından Zeus'un ismini takmıştı ona. İlk günlerde kediyle davranmak zor olmuştu, bir türlü alıştıramıyordu. Ama son günlerde her şey iyiye gidiyordu. Kedi artık ona alışmıştı, her eve girdiğinde hızla koşarak gelip, ayağına sürtünür olmuştu.

Bugün pek ortalıkta görünmemişti Zeus. Alışılmış bir durum değildi. Dikkatle dinleyince çok uzaktan miyavlama sesi duydu sanki. Ses birkaç saniye içinde bir daha tekrarlandı. Yatak odasındaki elbise dolabının içinde buldu onu. Zeus dolaba girdiğinde otomatik kapı kapanmış, aynı zamanda elbiseler de kedinin üstünü düşüvermişti.

"Yok bir şey. Geçti. Artık bir daha oraya girmezsin," diyerek kediyle konuşuyordu Samir.

Kedinin mamasını verdikten sonra kendi kahvesini de hazırlayarak mutfaktaki masaya oturdu. Dizüstü bilgisayarını açtı. Açar açmaz şifreli bir e-posta ile karşılaştı. Tıkladı. Şifre çözme programını çalıştırdı. Bu, bir dakika kadar sürdü.

"Yine seninle iletişim kurmak için buradan yazmak zorunda bırakıyorsun beni. Önemli gelişmeler var ama hala ortalıkta yoksun. Daha önce her gün irtibat kuracağını söylemiştin. Ama dört gündür bekliyorum. İngilizlerin denetlemesi sonucunda bazı verilere ulaşabildik. Sanırım izleyeceğimiz yol sadece Türkiye ile sınırlı kalmayacak."

Kumral adam "Yanıtla" butonuna bastı.

"Sana en son ben ne zaman uygun görürsem o zaman irtibata geçerim demiştim. Sitem etmeyi bırak da, önemli gelişmenin ne olduğunu söyle. Olayın Türkiye'yi aştığını çoktan biliyorum."

Yanıt çok gecikmedi.

"Sertliğinden hiçbir zaman vazgeçmedin. Neyse, konumuz bu değil. Ne kadar dikkatli olursan ol, senin peşinde her zaman birileri var. Sanırım, Türk polisinden birileri. Yanlış zamanda yanlış kişilerin tuzağına düşmeni hiç arzu etmiyoruz. Bundan başka, özellikle Batı Avrupa ülkelerinden bazılarının Türkiye'de özel askerleri bulunuyor. Bunlar sanki oranın vatandaşı gibi davranan gizli örgüt mensuplarıdır. Dikkatli olman gerekir."

Bir daha "Yanıtla" butonuna bastı.

"Bundan korkmam mı lazım? Ne kadar dikkatli olduğumu biliyorsun zaten. Çok titiz olmak ise doğama aykırı. Bunun anlamı : hiç dışarı çıkma ve evin içinde takıl demektir. Ben evde yatmaya gelmedim bu ülkeye."

Cevabın gelmesi iki dakika sürdü.

"Bağımsız kararların sonucunda başın derde girecek. Türkiye mahkemesine gücümüz yetmeyebilir. Bağımsız ve güçlü bir yargı sistemleri var. Diş geçiremeyiz. Hem de neden İstanbul'da değil de, İzmir'de olduğunu merak ediyoruz. Bunu açıklar mısın?"

Samir son kez yanıtladı.

"Türk devlet yasalarına karşı bir saygısızlığım olmadı henüz. Umarım sizi bu konuda haklı çıkarmam. Neden İzmir'de olduğuma dair bir açıklama yapmayacağım. Aldığım kararlara da ne sen, ne de diğerleri karışamaz. Sana tekrar yazana kadar benimle irtibat kurmaya çalışma. Konu kapanmıştır."

KURAL DIŞI (1.kitap:"Yüzleşme")Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin