4- Serseri Çete (+12)

530 50 30
                                    

Motorsikleti hızlı ama bir o kadar da dikkatli kullanıyordu. Önüne çıkan engelleri kolaylıkla geçmeyi sanki adet edinmişti. Çukurlardan yan geçiyor, yüksek engellerden atlayarak yoluna devam ediyordu. Peşinde sayıları giderek artan bir motosiklet grubu vardı. Onlar da hız kesmiyordu. Kumral adam motorunun camından sık sık geriye bakarak aradaki mesafeyi korumaya çalışıyordu. Nihayet yolun sonuna geldiğinde hızlı manevra ederek dar ve bakımsız bir sokağa saptı. Burası yürümeye bile uygun değilken motosikleti nasıl süreceğini geçirdi aklından kumral adam. Ustalığını göstermesi gerekirdi. Daha da hızlanmaya başladı. Karşısına çıkan ilk büyük çukurdan atlamayı başarmıştı. Peşinden kovalayan motorcuların yarısı oradan geçemeyerek düşüp kaldılar. Arkasına baktı. Yine de yedi sekiz motor pes etmeden onu takibe devam ediyordu.

Karşısına büyükçe bir kamyon çıktı. Kenarından geçmeye fırsat yoktu. Motoru o kadar hızlı kullanıyordu ki ya çarpacaktı ya da altından geçmesi gerekirdi. Eğitimlerde keşfettiği motor yeteneklerini hatırladı. Tam çarpacakken motoru yere yatırarak yarışmalardaki gibi yerle paralel sürtünerek kamyonun altından geçti. Tekrar düzeltip yoluna devam etti. Birkaç saniye sonra çarpışma ve bağırmalar duydu. Hemen hızını keserek kırk elli metre ötede durdu. Motorun istikametini kamyona taraf çevirip sesin geldiği yere dikkatlice baktı. Peşinde olanlardan sadece üç tanesi onun gibi hareket ederek ayakta kalabilmişti. Gerisi kamyona çarparak etrafa saçılmışlardı.

Bir süre bekledi. Ayakta kalan üç motorcu ona yaklaştı. Motorculardan ortada olan kasksız ve uzun sakallı adam motorundan inerek belinden tabancasını çıkardı. Kovaladıkları kumral adama taraf doğrulttu. Atkuyruğu saçı onu daha da tipsiz gösteriyordu.

"Nereye kaçtığını zannediyorsun, lan köpek?!"

Samir, kıpırdamadan motorunda oturmuş, onları süzüyordu. Sakallı adam bir adım daha attı. Silahın namlusu hala ona doğrulmuş vaziyetdeydi.

"Sana sordum, piç! Cevap versene!"

Kumral adam motorundan indi. Adam daha da yüksek sesle bağırmaya başladı.

"Kafanı uçururum senin! Benim soruma hemen cevap ver! Kimse benim sorduğum sorulara kayıtsız davranamaz! Senin gibi itler hele hiç!"

Samir gülümsedi.

"Adam gibi sormayı öğren önce. Elinde bir demir parçası var diye, istediğin gibi konuşabileceğini mi zannettin?"

Motor çete reisi hırladı.

"Ne diyorsun, lan sen? Piç kurusu! Karnını kurşunla doldurup yüzüne işerim senin!"

Kumral adam kaşlarını çattı, elini kaldırarak işaret parmağını sağa sola hareket ettirdi.

"Sakın ha! Bir daha küfretme!"

"Piçsin lan sen! Senin ananı..."

Samir, çok hızlı şekilde belindeki Glock markalı tabancasını çıkararak adama iki el ateş etti. Ani hareketle yanındakilere de ateş etti. Bu o kadar hızlı ve ani oldu ki, kimse yerinden kıpırdayamadı. Çete reisinin yanındaki iki adam anında yere düştü. İkisi de tabancalarına uzanma fırsatı bulamadan alınlarından vurulmuş ve o anda da son nefeslerini tüketmişlerdi. Ortadaki küfürlü konuşan adam ise tabanca tutan elinden ve sol bacağından isabet etmiş kurşun yaralarından akan kanlar içinde yerde oturmuştu. Hiçbir şey yapamadan akan kanına bakıyordu. Belli ki şoktaydı; hala ne olduğunu kavrayamıyordu.

Kumral adam yavaş adımlarla ona yaklaştı. Ceketinin iç cebinden küçük bir bıçak çıkarıp adamın boynu ile sağlam kalmış omzu arasındaki bölgeye sapladı. Çete reisi can havliyle tüm gücüyle bağırdı. Genç adamın kılı bile kıpırdamamıştı. Bir saniye yerde yatan reise baktıktan sonra omzundaki sırt çantasından küçük mavi el havlusu çıkarıp onun kafasına attı.

KURAL DIŞI (1.kitap:"Yüzleşme")Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin