17- Kritik Görüşme : Samir ve Noter

222 39 8
                                    

Karşısındaki masada oturan orta yaşlı kısa boylu adam kalkıp ona yaklaştı. Eli ile yandaki sandalyeyi göstererek sordu.

"Müsaadenizle oturabilir miyim?"

Samir, itinasız bir şekilde kafasını salladı.

"Tabii ki."

Adamın sandalyeye oturuş biçimine şaşırmıştı. Pahalı bir İtalyan restoranına gelmiş dünyaca ünlü bir sanatçının oturuş biçiminden daha havalıydı. Kumral adam telefonuna gelen mesajını kontrol etmek için bakışlarını adamdan ayırdı. Mesajda "Fransız şef ajanın zor durumda olduğu, adamlarını kaybettiğini ve şuanda Fransa Yüksek Mahkemesi'nde yargılandığı" haberi vardı. Dikkatini masasındaki davetsiz misafiri dağıttı.

"Rahatsızlık verdiğim için kusura bakmayın, ben kırmızı şarap sipariş etmiştim. Siz de bana eşlik eder misiniz?"

Samir gülümsedi.

"Ben alkol almıyorum, beyefendi. Eksik olmayın."

Adam istihza ile etrafına bakındı.

"Burası bir şarap mekanıdır. Herkes şarap yada viski içer. İnsanlar sırf buraya alkol tüketmek için gelir. Burayı çağdaş bir bar gibi düşünün."

Kumral adam göz ucuyla ona baktı.

"Sizin bana söylemek istediğiniz bir şey mi var yoksa?"

"Var aslında, ama daha romantik bir ortamda anlatmak ve sizinle konuşma yapmak isterdim."

"Romantik ortamda sevgilinizle konuşursunuz, yada varsa eşinizle," diyerek sert bir şekilde karşılık verdi Samir.

Adam öfkeyle gülümsedi.

"Öyle demek istememiştim. Demek istediğim şu ki, sizinle benim konuşmamız gereken bazı konular var."

"Beyefendi, ben sizi tanımıyorum. İçimdeki ses her zaman beni uyarır ki, sakın yabancılarla tek kelime bile etme. Gerçi birkaç dakikadır ki, onu dinlemediğimi fark ettim."

"Siz çok esprili ve akıllı birine benziyorsunuz. Yada ben öyle hissettim. Aynı zamanda kibarlık da cabası. Ama sizi birilerine zarar verirken yada açık desek birilerini öldürürken düşünmek benim bile beyin gücümü zorluyor."

Samir onun sözlerini dikkatle dinliyordu. Adamın ne demek istediğini tam anlayamasa da, aslında izlendiğini ve uygun zaman olunca böyle konuşmaya maruz kaldığını anlayabilmişti.

"Kendinizi takdim ederseniz sizinle konuşurum, yoksa beni rahatsız ettiğinizi söyleyip şikayette bulunacağım," diyerek düşündüklerini ifade etti kumral adam.

"Adım Burhan. Burhan Peker. Eskiden Türk Kara Kuvvet'lerinde astsubaydım. Son dört senede milli istihbarat teşkilatında subay olarak görevime devam ediyorum. Aynı zamanda Ege bölgesinde üst yetkili şefim," diyerek parmağını oynattı. "Telefonda sizinle konuşan beyefendi bendim işte."

"Devletin yetkili bir ajanı benim gibi basit bir üniversite öğrencisinden ne isteyebilir ki?"

"Basit olduğunuzu düşünsem, ayağınıza kadar gelmez, sizi kelepçeli ve dövülmüş bir şekilde odama getirtir, birkaç tokat attırır, buz gibi suya sokturur, farklı yöntemlerle bildiğiniz her şeyi sizden istem dışı alır, sonra da ülkeden ömürlük sınır dışı ettiririm," diyerek sahte gülüşünü sergiledi adam. "Ama böyle yapmadığıma göre demek ki sizi karmaşık biri olarak nitelendirdim. Ve bir anlaşma yapmak için kalkıp buralara kadar geldim."

"İzimi nasıl buldunuz o zaman?"

"Özel yetenek diyelim," diyen adam ona kinaye ile baktı.

Samir, kahvesini yudumlarken adamın parlayan masmavi gözlerinin içine baktı. Bunlar lens galiba!

KURAL DIŞI (1.kitap:"Yüzleşme")Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin