29- Büyük Buluşma/5

154 33 10
                                    

Samir, parmağını ona tuşladı.

"Güzel soru. On sekizinci asrın ortalarında güçlü bir imparatorluk kurmuş Türk asıllı İran hükümdarı Nadir şah katledildi. Ondan sonra Azerbaycan topraklarında hanlıklar kuruldu. Siz beylik diyorsunuz, Anadolu beylikleri gibi düşünün. Yaklaşık elli beş altmış sene boyunca bu hanlıklar belli topraklar üzerinde egemen oldular, sık sık da bir birileri ile çatışmalara girdiler. Aralarında daha zeki olan Feteli Han bütün hanları düşmanlara karşı birleşmeye, tek devlet olmaya çağırdı. Ama suikast sonucu öldürüldü. Bunda diğer hanlıkların eli olduğu iddia ediliyor. Ruslar tarafından parayla satın alınan bir han Feteli Han'ın stratejik karar toplantısının yerini bildirmesiyle Rus askerler baskın yaparak onun hayatına sön vermişlerdi.

Aslında her şey bununla bitmemişti de. Ruslar kuzey tarafta kalan hanlıkları işgal ettikten sonra ermeni ailelerini işgal edilmiş arazilere yerleştirmeye başladılar, özellikle Dağlık Karabağ bölgesine. Sonuç olarak da on yıllarca gizli teşkilatlanma ile Birinci Dünya Harbi esnasında ermeni birlikleri Azerbaycan'ın birçok bölgesinde katliam gerçekleştirdiler. Osmanlıların Nuri Paşası olmasa durum daha vahim olabilirdi. Yedi binlik kuvvetle yardıma gelerek arazileri Ermenilerden temizledi. Ama bu da bize ders olmadı, ibret olmadı. Sovyetler Birliği döneminde yine onlara kardeş muamelesi sergiledik, soframıza, evimize aldık. Onlar güvenlidir diye düşündük, ama onlar hiçbir zaman Büyük Ermenistan hayallerinden vazgeçmediler. Bundan yirmi sene önce tekrar aktifleştiler. Peki ne etkisi oldu sonuçta? Azerbaycan'ın topraklarının beşte biri işgal edilmiş, bir milyondan fazla kişi kendi ülkesinde mülteci durumunda yaşamaya mahkum edilmişti. Hocalı Soykırımını yirmi altı şubat bin dokuz yüz doksan iki senesinde gerçekleştirdiler Karabağ bölgesinde. Öldürülenler biliyor musunuz kimlerdi?"

Herkes tarih dersini merakla dinliyordu. Ayhan sordu.

"Kim?"

"Kuçük çocuklar, kadınlar ve yaşlı ihtiyar insanlar. Vahşet gerçekleşti o gece orada. Aklınıza gelmeyen her türlü işkenceye maruz bırakılarak katledildiler. Hatta öldürüldükten sonra cesetlerle de dalga geçmişti Ermeni teröristleri."

Jale, eli ile sanki alnını siler gibi yaptı.

"Ouvv! Ciddi bir tarih dersi dinledik. Harika değil diyemem. Her zaman mı böyle öğreticisin?"

Samir'in yüzünde tebessüm belirdi.

"Öğrenciyim ben resmi olarak. Endüstri mühendisliği, yüksek lisans."

"Lisans peki?"

"Onu Fransa'da okudum."

Kıvırcık saçlı kız elini yumruk yapıp ağzına tuttu.

"Vay anasını, sayın seyirciler!" Sonra aniden afalladı. "Nasıl ya? Anlamadım ben şimdi? Paris'ten sonra eğitimi devam ettirmek için İzmir'e mi geldin? Bu nasıl bir anlayış?"

Samir, onun gözlerine sakince baktı. Sonra bakışlarının ondan çekerek arkasına yasladı.

"Burası için de Türkiyen'nin Paris'i diyorlar. Demek ki, yatay bir çizgiyi takip etmiş oluyorum. Hem ben Auxerre şehrinde okudum üniversiteyi. Sadece dördüncü sınıf son dönemini Paris Üniversitesi'nde geçirmiştim. Ve ek olarak söyleyeyim ki, ilk önce İstanbul'da okudum yüksek lisans birinci sınıfı. Şuan tez aşamasındayım."

"Elin adamı Avrupa'yı dolaşıyor, ama ben daha İzmir'den kenara çıkmadım pek."

Elif eğilip onun yüzüne bön bön baktı.

"Kızım, daha geçen yazın Antalya'da değil miydin iki ay boyunca? Ardından İstanbul'a da gitmiştin bir haftalık?"

Jale sağ elinin işaret parmağını şakağına götürdü.

KURAL DIŞI (1.kitap:"Yüzleşme")Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin