Bölüm 12 - Sorgu ve Savunma

6.4K 353 60
                                    

Merhabalar arkadaşlar... Bu gün Karanlığın Şafağı günü... Bir Vuslat eseri Tibet'se söz konusu bana bir heyecan basıyor ;) 

Daha önce söylediğim gibi Whatsapp grubu kuracağız eğer ki numara göndermeyen, katılmak isteyen var ise bana özelden veya biceruvar isimli Instagram hesabımdan ulaşarak katılım sağlayabilirsiniz...  Neyse uzatmadan geçelim bölüme... Seviliyorsunuz...


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Evet, ağlamaklı oluyorum demdir bu

Hani kurşun sıksan geçmez geceden...

Ve zehir zıkkım cigaram.

Gel artık...

                                                -Ahmet Arif

            ------------------------------------------------------

'Doğum günün kutlu olsun, iyi ki doğdun Tuanna Kasırga.'

'İyi ki varsın ufaklık.' bedenleri birbirinden ayrılmış kız etrafında ona sırıtarak bakanlara gülümsemişti. Herkese bir bir sarılırken Tibet'in Güneş'le onları göstermeyecek bir set kurmasından sonra Ateş'e de sarıldı kız. Babasının ok atan gözlerine baktıkca da sağlam bir savunma hazırlıyordu kafasından. Bu gecede sorun çıkmazdı da eve gidince olacakları ve sorguyu tahmin edemiyordu. Gözleri bir anda babasının dibine giden kızda takılı kaldığında aklına yine o dudaklar geldi. Karanlıkdı karanlık olmasına da Doğa en büyük detayı atlamıştı. Bu adam onun kokusuna bile tutkunken dokunuşunu bilmemesi mümkün değildi ama bir ihtimaldi Tibet'in kafasındaki. Ya o değilse diye düşünerek gidip ona soramazdı. Zaten sorduğu anda bütün olan biten ortaya dökülür Tibet'de hislerine dur diyemeyerek tüm urganların düğümlerini açardı bir bir.

Gece duraksamadan devam etse de Tibet elindeki kadehle oynamakdan da vazgeçmemişti. Gözleri direk olarak bardağın kenarına kilitlenmişken etrafında dönüp duranları dahi fark edemiyordu adam. Öyle ki dibine kadar gelen Evrim'i dahi fark edemedi.

'Dostum?' kızın mırıldanması ile Tibet şaşkın bakışlarını çevirdiğinde Evrim gülümseyerek elindeki kadehi masaya bıraktı.

'Bütün gece somurtman için hazırlık yaptığımızı söylemeyeceksin değil mi?'

'Somurtmuyorum ki kızım.' adamın kaşları çatılsa da Evrim çoktan yüzüne dalga geçen gülümsemesini eklemişti bile.

'Haklısın bu somurtmak değil, resmen ağlamak.' devirdiği gözleriyle bardağına geri döndü adam. Evrim ise daha fazla konuşturamayacağını anlayıp bir kaç adım atmıştı ki Tibet'in yanına gelen Güneş'le anında durdurdu adımlarını. Dibindeki kalabalık grupla muhabbet içinde gibi görünmeye başladığında çoktan kulağını Tibet ve Güneş'in olduğu masaya emanet etmişti.

Karanlığın Şafağı |Şafak Serisi|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin