Bölüm 40 - Sevmenin Aslı

5K 283 19
                                    

Ben yine asır geçirdikten sonra 'Dur şu bilgisayarın başına oturayım.' demiş ve yine Youtube videolarına 'Bu son olacak, sonra bölümü ve bölüm resmini editlemeliyim.' diye diye on saatini boşa harcamış ve o videoların hiçbiri son olmamış, bu günlerde amatörlüğün dibine vurmuş yazarınız olarak sizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum. 

Ciddi anlamda saldım çayıra mevlam kayırayım ama psikolojik olarak ÇOK ŞÜKÜRlük zamanlardayım. Allah hep böyle normal olmayı ama, bir o kadar normalken de sevginize layık yazabilmeyi nasip etsin. 

Seviliyorsunuz canlar. Alın bu da bölüm. Kocaman da öpüldünüz. 

Bu arada BELDAR'ın bilmem kaçıncı bölümüne geldiğim halde hala oraya transfer olmayan bireyleri bekliyorum. Yalnız bırakmak size yakışmaz...

'Benim Savaş hakkında konuşacak bir şeyim yok

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Benim Savaş hakkında konuşacak bir şeyim yok.' Hilde anında eşikten geriye adım atarak çelik kapıyı tuttuğunda Doğa'nın yüzündeki zarif tebessümü görerek iyi günler dilemek için ağzını açmıştı ama kadının cümleyi geri tıkıştırması bir oldu.

'Madem yok neden kaçıyorsun?'

Son durum ayağındaki topuklulardan kurtulduğu için mutlu olan Doğa'nın kendini spor koltukta kankasının evindeymişçesine rahat hissetmesi, Hilde'nin ise yeni demlediği çayı fincanlara doldurup yanına yerleşmesiydi. İki bedende sanki yıllardır bir aradaymışçasına rahat davrandığından olsa gerek Doğa bacaklarını yukarı çekerek karşısındaki yüze baktı. Sorusundan sonra Hilde pes edip omuzlarını bıraktığı gibi kapının önünden çekilerek Doğa'ya geçmesi için yol açmış daha sonra da ne oldu demeden ne içeceğini sormuştu.

'Güzel demlenmiş eline sağlık.' Bir yudum aldığı çayından sonra çekik gözleriyle bile gülümsemeyi başardığında yukarı çektiği bacaklarını hafifçe serbest bırakıp elindeki fincanı sehpa üzerine bıraktı.

'Sana Savaş'la iyi olun, sevgili olarak takılın, onu mutlu et o da seni mutlu etsin falan demeyeceğim. Açığını istersen tam bir kütükdür bizim sarı. Türünün tek örneği değil ama kütük sonuç olarak, ham maddesi belli.' Hilde başını sallayarak onay verdiğinde ağzını açıp fikrini sunmadan ilk önce konuşmanın tamamını dinlemek üzerine fikir koymuştu kendi kendine.

'Çapkındır ama yavşak veya gevşek değildir. Fırlamadır ama her kadın benim demez. Alışveriş yapmayı sever ama kendi zevki içindir, kadınlara melek görünmek için değil. Zeki adamdır, o yüzden de egosu boyundan büyüktür. Ne kadar aldığı alkol, takıldığı kadınlar onun için önemli gözükse de idealleri daha önemlidir.' Hilde Doğa'nın anlattıklarını can kulağıyla dinlemeye başladığında üst dudağını da çoktan kemirme işine girmişti.

Karanlığın Şafağı |Şafak Serisi|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin