Çok çok çok özür dilerim. Biliyorum geç kaldım ancak güç olmasın da geç olsun demişler. Hazır olan bölümü paylaşamam büyük dram olsa da ben yine ekşın dan ekşına koşarken uyumak için bir saat bulup size bölüm attım. Kafam yerinde değil ama sizi yine de sevebiliyorum... Cansınız can... İyi okumalar...
O yüzden umut güzeldi, ölmemişti, hala yer yüzünde nefes alabiliyor, günün doğduğunu görüp, saatlerin bittiğini batan güneşden anlayabiliyorsa, hala gülebiliyor ve ağlayabiliyorsa umut var demekti.
Bir hafta süren hastane odası macerasından sonra Tibet sonunda hem Hasan beyi hemde ordu halindeki koca aileyi ikna ederek hazırlandı. Bakışları gülümseyen Taner'e döndüğünde ayaklarını da ayakkabılarına geçirip derin bir nefes almıştı sonunda.
'Hayırdır abi, yüzün gülüyor?'
'Gülsek dert gülmesek dert oğlum sana da.' Taner'in tek kaşı havalandığında Tibet derin bir nefes daha alıp yatağın verdiği destekden kurtulmuşken Taner'in sırtına elini yerleştirmesine baktı.
'Tedavi ne oldu?'
'Lan daha dur, Bismillah dedin bizi aklına aldın. Hallediyorum ben o işi.'
'Yiğen istiyorum ben abi, uzun zaman oldu evde çocuk ağlaması duymayalı. Çocuk şart.'
'Olacak inşallah koçum. Sen iyi misin? Çantayı alana kadar sağlam durur musun?' Taner koltukdaki sırt çantasını işaret ettiğinde Tibet ilk önce ayaklarına daha sonra da Taner'e bakmıştı.
'Altı üstü vuruldum, bir kaşığı elimden almadığınız kaldı.'
'Annem yaptı onu.' adam gülüp Tibet'den desteğini çekerek çantayı omuzuna atmış ardından tekrar adamın beline destek olmuştu. Bir iki adım attıklarında yüzü buruşsa da birazdan alışacağını bilerek odadan çıktıklarında kapıdaki gençlerde iki adama gülerek bakmışlardı. Emir ise kalabalık gruba ilerleyerek elindeki dosyayı da Evrim'e verdi.
'Çıkış tamam, ikiz amcam istedi belgeler ona. Hepimize geçmiş olsun.'
'Sen burada mısın?' Derin'in sorusu ile Emir saatine bakarak anında onaylamıştı kızı.
'İki saat daha var işim. Siz çıkın beden mesai bitince gelirim.' hepsi usul usul ilerlerken Derin Emir'in yanında durup bakışlarını gidenlerin üzerine dikmişti ki adam başını yana çevirir çevirmez kıza şaşkınlıkla baktı.
'Kız çiçi, sen niye buradasın?' kaşlarını havalandırdığında sıkkın nefesini havaya savurup yer gösteren tabelalara bakmıştı.
'Psikologla randevum var.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Şafağı |Şafak Serisi|
Novela Juvenil(Şafak Serisinin 2. Kitabıdır.) Koyu kızıla boğulmuş bir hikayenin baş kahramanlarının kanından gelen gençler... Hayatları boyunca dostluk, aile, sevda, umut ve destek olmanın anlamını büyüklerinden öğrendiler. ...