GERÇEK AŞK

BÕLÜM 30

Deniz gözyaşlarına hakim olamıyordu. Oysa ki gûçlü durması gerekiyordu. Bunun farkındaydı. Nehir yanında oturuyordu. Deniz kafasını Nehirin omzuna yasladı. Kitabını tamamlamasına çok az kalmıştı. Bir ay sonra en büyük hayali gerçek olucaktı.

Çantasından mendilini çıkarıp göz yaşlarını sildi. Artık toparlanmalıydı.
Dışarıyı seyrederken uyuyakalmıştı. Uyandıĝında uçak inişe geçmişti. Sıla ankarada olduĝu için ankaradan uçaĝa binmişti. Daha gelmemişti. Deniz ve Nehir uçaktan indiklerinde ikiside yorgundu. Hava alanına yakın bir pastaneye gidip oturdular.
İtalyada yaĝmur yaĝıyordu. Deniz Poyraz gitikten sonra yaĝmurun mutsuz insanların göz yaşlarına ešlik etmek için yaĝdıĝını düşünyordu. Yaĝmur artık hüznü ifade ediyordu. İkiside konuşmuyordu. Camdan yaĝmuru izliyordu. Sesizliĝi Nehir ne düşünüyorsun diye sorarak bozdu. Yaĝmur yanlız insanları mutlu etmek için yaĝıyor dedi. Tekrar derin bir sesizlik oldu. Nehir onu hala çokmu seviyorsun dedi. Deniz gülümseyip hergünkünden daha çok dedi. Deniz emin ol oda seni sevdi. Seni severek öldü. Sen şanslısın dedi. Deniz gözünden yaşlar akmaya başlamıştı. Bizim ayrımız çok erken oldu. Belkide birbirini seven iki insanın çok güzel günleri olabilirdi. Nehir Denize her ölüm erkendir dedi. Her ölünün arkasında senin gibi içinde birşeyler saklayanlar vardır.

Hayat hep son kozunu oynar dedi. Tam o sırada Deniz deniz diye birinin seslendiĝini farketi. Kafasını çevirdi. Ve Poyraza çok benzeyen mavi gözleri gördü. Yerinden kalktı. Mark elini uzatıp nasılsın dedi. Denizde elini uzatıp iyim sen nasılsın dedi. İyim oturabilirmiyim dedi. Deniz tabikide dedi.

Mark yenimi döndün dedi. Deniz evet bir saat önce uçaktan indim dedi. Mark yolculuĝun nasıl geçti dedi. Deniz iyi güzeldi dedi. Birden Ben sizi tanıştırmayı unutum dedi. Mark Nehir benim dergiden arkadaşım Nehir Markta benim sınıf arkadaşım dedi. Mark memnun oldum dedi elini uzatıp. Nehirde elini uzatıp bende dedi.

Denizin telefonu çaldı. Sıla arıyordu. Deniz oturdukları pastaneyi tarif etti. S1
ıla 10 dakika sonra ordaydı. Deniz masadan kalkıp Sılaya sarıldı. Onu özlemişti. Nehirde masadan kalkıp Sılaya sarıldı. Deniz sılayı markla tanıştırdı. Daha sonra tekrar masaya oturdular. Masanın havası birden deĝişmiş keyifli bir sohbet başlamıştı.

Saat dokuza geliyordu. Pastaneden kalkıp hep birlikte güzel bir restorana yemeĝe gittiler. Gitikleri  çok güzel yemek yapan bir italyan restoranıydı. Manzarada çok güzeldi. İtalyada hava kararmış her yer ışıklanmıştı.   Yemekte herkez sesizliğini koruyordu. Sesizliği Mark bozdu. Anlatın bakalım tailiniz nasıldı. Neler yaptınız dedi. Sıla ben uzun zamandır gitmediğim için ailemi özlemişim dedi. Nehir bende hem türkiyeyi hem ailemi özlemişim dedi. Kızlar bundan sonra daha sık gitmeliyiz bence dedi.  Sıla aynen katılıyorum dedi.

Mark denize dönüp sen neler yaptın Deniz dedi. Deniz dalmıştı. Markın ona seslenmesiyle kendine geldi. Mark korkutumum seni dedi. Deniz evet dalmışım dedi. Bende özlemişim türkiyeyi ve ailemi ama önceden daha çok özlüyodum dedi. mark peki neden diye devameti. Deniz gine dalmıştı. Çünkü çok sevdiğim ve benide çok seven biri vardı dedi. Mark ne güzel sen şanslısın. Birçok insan sevdiği kadar sevilmiyo dedi.

Mark peki sonra noldu ayrıldınızmı dedi. Deniz hayır dedi. Türkiyeye onunla sevgilergününü kutlamak için gittim. Beni havaalanından alıcaktı. Yolda kaza yaptı dedi. Deniz kafasını kaldırıp Marka öldü dedi. Mark çok üzüldüm dedi. Nişanlıydık evlenicektik birlikte yurt dışına seyahate çıkıcaktık dedi. gözyaşalarını silmeye çalışıyordu. Mark sen şanslısın onu hala çok seviyosun. oda şanslı dedi. insanlar herzaman istedikleri hayatı yaşayamaz dedi. her ölüm erkendir. Yemekleri bitmişti. mark arabasına binip Nehiri otele bıraktılar. Daha sonra Sılayla Denizi bıraktı. Mark Denize bugün seni üzdüysem özür dilerim dedi. Deniz önemli değil dedi.

Sıla ve nehir markla vedalaşıp yukarıya çıktılar saat on ikiydi ikşsşde çok yorgundu. odalarına çıktılar.  Deniz pijamalarını giyip dişlerini fırçaladı. dha sonra Baş ucunda duran Poyrazın fotoğrafını öpüp yatağına yattı.