Deniz sabah kalktığında saat 10 a geli yordu. saatin sesini duymamıştı. Kalkıp yüzünü yıkadı. Kendini hala çok yorgun hissediyordu. Üzerini değiştirip kahvaltı bile yapmadan okula gitmek için taksiye bindi. Okula çok geç kalmıştı.
İtalyanın o güzel renkli sokakları hareketlenmeye başlamıştı. İnsanlar arabalar dükkanlar sokak kalabalıktı. Deniz okula vardığında şoföre parasını verip okula girdi. öğlenden sonra dergiye gidicekti. Nedense dergiyi bir türlü sevememişti. derse girdiğinde sarışın genç bir kadın italyanca dersi anlatıyordu. Sınıf çok kalabalıktı. Deniz geç kaldığı için en arka sıraya oturdu.
Deniz derste iyi not tutan biri olmasına rağmen bu sefer dikkatini toplayamıyordu. Ders bitiminde yürüyerek dergiye gitti. Derginin kaıpısında Nehir onu bekliyordu. Nehire son bir haftadır olanlardan bahsetediğini farketti. anlatıcak çok şey vardı. Birlikte dergiye yakın bir yere yemeğe gittiler.
Çok şirin güzel bir yerdi. Yemekleri sipariş verdiler. Nehir ee anlat kaçak nerlerdeydin neler yaptın dedi. Deniz istanbula gittim sevgilimin yanına. e ne yaptınız sevgililer gününde dedi. Ben çok hazırlanarak gitmiştim. Poyraz beni havaalanından alıcaktı. Uçak indiğinde Poyrazı aradım. Göremedim telefon etim. Başka biri açtı. Poyraz bana gelirken kaza yapmış. Ağır yaralıydı. Çok kan kaybetmişti.
Nehir ama iyi şimdi dimi dedi. Denizin gözünden yaş akmaya başladı. Nehir sarılıp gözündeki yaşları sildi. Babasıyla kan grubu uyuyordu. Babası kan verdi. Ama yarası çok derindi. Nehir Poyraz gitti. Beni yanlız bıraktı. Oöldü dedi. Deniz ve nehir birbirlerine sarıldılar Nehir ağlamya başlamıştı. Deniz onu çok özlüyorum Nehir dedi.
Nehir çok üzüldüm dedi. Deniz kusura bakma sanada haber veremedim dedi. Nehir Önemli değil canım. Sen iyimisin dedi. Onu çok özlüyorum dedi. Yokluğuna alışmak çok zor olucak dedi. Dergiye geç kalmışlardı. Yemeklerini bitirip kalktılar. Bu çok sevdiğim italya bile o yokken tadı tuzu yok dedi. Deniz ve nehir birbirlerine tekrar sarıldılar. Dergiye vardıklarında basın bölümünün şefi nerkaldınız kızlar dedi. Nehir yemek yedik şefim dedi. Saat kaç oldu. Bir daha bu şekilde geç kalmayındedi. İkiside işlerin başna geçip saat 20.00 a kadar çalıştılar.Çıktıklarında ikiside çok yorulmuştu.
Durağa kadar birlikte yürüdüler. Durakta Nehirin bineceği metrobüs gelince Deniz yanlız kaldı. Hava çok soğuktu. Deniz merobüste boş bulduğu yere oturdu. camdan italyanın yavaş yavaş kimsesizleşen sokaklarını izledi. Çok sevdiği bu şehir artık onun için anlamını yitirmemişti. durakta indiğinde otele gitmek için yürürken Sıla aradı. Yemek yemek için onu bekliyordu. Telefonu kapattı. Nehir aradı vardımı diye merak etmişti. Az kaldı canım dedi. Kendini şanslı hissediyordu. Gerçektende çok iyi iki arkadaşa sahiti. otele vardığında biraz ısınmıştı. Otelin içi sıcaktı.
Restorana geçti. Sıla onu bekliyordu. birbirlerini öptüler. Sıkıca sarıldılar. Yemek yerken ikiside konuşmadı. Daha sonra Sılanın odasına çıkıp muhabetetiler. Deniz ben yapamıyorum Sıla Poyrazsız olmuyor. Onu çok özlüyorum. Baktığım herşey bana onu hatırlatıyor. Sıla Deniz eter artık kendini üzme. Sen en azından onun için birşeyler yapıyorsun dedi. Aşınızı yaşatıyorsun. Keşke Merte beni aldatıp güvenimi sarsıcağına ölseydi diyorum bazen. O benim ona gösterdiğim değeri hakketmedi. Ama Poyraz seni çok sevdi. Senin yerinde olmayı çok isterdim. Deniz haklısın dedi.
Lafa daldık saat geç oldu. Ben daha yazı yazıcam artık odama gideyim dedi. Sen bilirsin canım üzme kendini Poyraz seni ömrünün sonuna kadar sevdi dedi. Denzde bundan şüphem yok dedi. Birbirlerine sarıldılar. Deniz odasına çıktığında kendini kötü hissediyordu. Kağıt kalemi eline aldı. Mavişim bugün anladım ki herşey sen varken güzelmiş. Seni çok özlüyorum aşkım. Bizim yaşayamadığımızı aşkımız yaşıcak dedi. Işığını kapatıp yattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GERÇEK AŞK
RomanceDeniz istanbul üniversitesi Türk dili edebiyatı bölümü 3. sınıf öğrencisiydiBölümünden anlaşılabileceği gibi her edebiyatçı gibi okumayı kitapları çok severdi.Deniz bu sabah gine erken kalktı.Aynanın karşısına geçti. aslında çokta güzel değildi .Ku...