Medya: Duru
Merhaba arkadaşlar yeni bir hikaye yazmaya başladım. Umarım bu hikayemi de beğenirsiniz. Eğer beğenirseniz vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Sizleri seviyorum. Öpüldünüzzzz.
Ben Duru. 17 yaşındayım. Bugün babamın işi yüzünden İzmir'den Antalya'ya taşınmak zorunda kaldık, ama ben hiç zorluk çekeceğimi sanmıyorum. Çünkü zaten İzmir'de de çok fazla arkadaşım yoktu. Sayılı arkadaşım vardı. Çok sosyal biri değildim. Ama burada daha çok sosyalleşeceğimi düşünüyorum.
2 ay sonra bir erkek kardeşim olacak ve ben hem üzülüyorum hem de çok mutluyum. Üzülüyorum çünkü şu an ne istesem ailem alıyor ama bir kardeşim olunca bana pek önem vereceklerini sanmıyorum. Ama bir yandan da çok mutluyum çünkü artık yalnız kalmayacağım. Bir kardeşim olmasını ve onunla vakit geçirmeyi çok istemişimdir.
Şu an yoldayım ve eve gitmeme 10 dakika kadar bir zaman kaldı. Babam Antalya'ya daha önceden iş sayesinde bir çok kez gidip gelmişti. Ama annem ve ben ilk kez gidiyorduk. Annem ve babam 2 gün önce evi taşımak için gitmişlerdi. Ben de okul işlemlerim hal olana kadar İzmir'de kalmaya karar vermiştim. Dün bütün okul işlemlerim hal oldu ve ben de arkadaşlarımla vedalaşıp yola çıktım. İlk defa tek başıma bu kadar uzun yolculuk yaptığım için canım çok sıkılmıştı. Ama nihayet Antalya'ya gelebildim. Otobüste gelirken Antalya çok güzel görünüyordu. Otobüsten indiğimde babam beni almaya gelmişti. Babam bavullarımızı alıp bagaja yerleştirirken ben de Audi a5 arabamıza bindim ve emniyet kemerimi taktım. Babam da sürücü koltuğuna oturup emniyet kemerini taktı ve arabayı çalıştırdı.
---------
Eve geldiğimizde annem bizi kapıda bekliyordu. Arabadan inip annemin boynuna atladım. Ardından evin dışına bir göz attım. 3 katlıydı gerçekten çok güzel görünüyordu. Duvarları krem ile gri rengiydi. Ben evi incelerken annem
"Hoş geldin kızım. Hadi içeriye geçelim."dedi ve annemle birlikte içeriye girdik. Babam da bavullarımı alıp arkamızdan eve girdi. Eve ilk girdiğimde beni büyük bir salon karşıladı. Gerçekten çok büyüleyici görünüyordu. Kendimi hemen koltuklardan birine attım. Babam"Hadi kalk prensesim daha çok işimiz var. Bavullarını odana çıkaralım sen de kıyafetlerini yerleştir. Daha sonra dinlenirsin."
"Yaa baba ben kaç saattir yoldayım ve yorgunluktan ölüyorum az dinleneyim yerleştiririm kıyafetlerimi."
"Tamam tamam bir şey demiyorum istediğini yap."dedi ve bavullarımı odama çıkarmak için ellerine alıp odama doğru ilerledi. Yani sanırım , sonuçta buraya ilk defa geliyorum ve odamın nerede olduğunu bilmiyorum ama odamı çok merak ediyorum.5 dakika kadar dinlendikten sonra babamın az önce gittiği yöne doğru ilerledim. Bir odaya girdim ve evet şu an o kadar büyülendim ki eğer bu oda gerçekten benimse bir ömür bu odadan çıkmazdım. Çünkü oda gerçekten çok güzeldi. İzmir'de ki odamda güzeldi ama bu hayalimin üstünde bir odaydı.
Eski odam bu kadar renkli değildi. Odam çok da büyüktü. Odamda renkli bir yatak, beyazın üstüne renkli taşlar konulmuş bir gardolap, renkli şifonyer ve çalışma masası vardı. Yerdeki pembe halı odayı daha güzelleştiriyordu. Duvarlarında kalp süsler ve love yazan süsler vardı. Oda da bir de büyük bir cam vardı. Hemen gidip camdan dışarı baktım. Dışarısı çok büyüleyici görünüyordu. Hem de arka bahçeye dönüktü. Denizi, bahçedeki yeşili ve modern Antalya'yı yansıtıyordu. Evet üçüncü katta oturuyordum ama yine de Antalya çok güzel görünüyordu. Odamı çok beğenmiştim.(Duru'nun odası)
Ben odamı incelerken annem de yanıma geldi.
"Nasıl buldun odanı kızım? Beğendin mi?"
"Hem de nasıl anne. Çok beğendim. Zaten zevkine güveniyordum da bu kadarını beklemiyordum."
"Sen beğendiysen gerisi önemli değil."
"Çok teşekkür ederim anneciğim." dedim ve yanağına bir öpücük kondurdum. Annem
"Hadi bakalım sen odanı düzenle. Ben de yemek yapayım."
"Tamam annecim." dedim. İzmir'de evimiz çok kalabalıktı. Babaannem, dedem, halam, eniştem, benimle aynı yaşta olan kuzenim Azra, ve abisi Arda ve benim ailem. Bu yüzden evimizde hizmetçiler vardı. Annemler hiç iş yapmıyordu. Ama burada o kadar çok kişi olmayacağımız için annem yardımcı istemedi. Tam bir çekirdek aile olarak yaşamaya devam edeceğiz burada.
Annem odadan çıktıktan sonra bavullarımı boşalttım ve dolaba yerleştirmeye başladım. Bu sırada arka bahçeden bir ses gelince hemen cama koştum. Bahçede bir karaltı gördüm ama nasıl bir şey olduğunu kestiremedim. Aslında biraz korkmuştum. Sonuçta bahçede garip şeylerin olması hiç hoş değildi. Ama takılmadım biri vardır diye düşündüm ve odamı incelemeye, eşyalarımı yerleştirmeye devam ettim.
İsim bitince annemlerin yanına indim. Annem mutfakta yemek yapıyordu. O da yarın yeni bir işe başlayacaktı. Mesleği modacıydı. Babam da holding işletiyordu. Holding'in bir şubesi de burada vardı. Amcam önceden burada çalışıyordu. Biz Antalya'ya taşınınca babam da buradaki holdingte çalışmaya başladı. Bu yüzden yarın o da işe başlayacaktı. Annem de bir butik açmıştı. Daha doğrusu babam satın almıştı. Annem de yarın onu dekore edecekti. Bende yarın okula başlayacaktım. Okulun ilk gününde neler olacağını çok merak ediyordum. Annem ben görünce
"Acıktın mı kızım birazdan yemek hazır olacak."deyince
"Yok annecim acıkmadım. Ben bahçeye çıkıp biraz dolaşmak istiyorum."
"Tamam kızım çık ama fazla uzaklaşma daha buraları bilmiyorsun."
"Tamam annecim merak etme yemeğe yetişirim." dedim ve bahçeye doğru ilerlemeye başladım. Kapıya geldiğimde karşımda çok büyük bir bahçe duruyordu. Biraz daha ilerleyince bahçenin arkasından bir ses geldi. Hemen arkaya doğru yavaşça yürüdüm. Bir çocuk odun kesiyordu. Çocuğun yüzünü görmesem de çok yakışıklı duruyordu. Benim ona baktığımı hissetmişti sanki. Çünkü yüzünü bana dönmüş gözlerini gözlerime kenetlemişti. Ben hemen gözlerimi kaçırdım. Çok tehlikeli bakıyordu. Odunları kesmeyi bırakıp bana doğru yaklaştı. Biraz korkmuştum ama belli etmedim. Yanıma gelince
"Kimsin sen?"dedi sert bir sesle.
"Bu eve yeni taşındık. Sen kimsin?" deyince pek memnun olmamış gibi yüzünü buruşturdu. Hiçbir şey demeden yan eve doğru yürümeye başladı. Şaşırmıştım. Hem gelip bana kim olduğumu soruyordu, hem de kendinin kim olduğunu söylemiyordu.
Annemin sesiyle aniden irkildim. Yanına gittiğimde babamla birlikte masada oturuyorlardı. Ben de yanlarına gidip yemeğimi yemeye başladım.
"Kızım yarın okula seni ben bırakayım. Zaten sen yerini öğrenince kendin gidersin."
"Tamam babacım." dedim ve yemeğimi bitirip odama çıktım. Annem yine bana seslenince hemen aşağıya indim. Annem bir odaya giriyordu.
"Kızım sen evi daha gezmedin. Sana beğeneceğin odaları göstereyim." dedi ve bir kapı açtı. Ama İçerisi bir oda değil bir merdivendi. Annem aşağıya inmeye başladı. Yerin altı da olsa yine her yer çok aydınlıktı. Aşağıda demek ki bir bodrum kat vardı. Hem de 4 odalı. Annem öncelikle bir tane kapı açtı. İçeriye girdiğimde çok güzel spor aletleriyle karşılaştım. Evde bildiğiniz spor salonu vardı.
Annem "Artık burada spor yapabilirsin kızım. Hadi gel diğer odaya gidelim." dedi ve diğer odaya doğru ilerlemeye başladı. Başka bir odaya girdiğimizde içeride bir sürü müzik aleti vardı. Gitar, keman, bateri, bağlama ve başka bir sürü müzik aleti. En çok bu odayı beğenecektim herhalde. İzmir'de iken gitar ve keman çalmayı öğrenmiştim. Babam da bateri çalmayı biliyordu ondan da azıcık öğrenmiştim. Annemin Antalya'da bir müzik öğretmeni arkadaşı vardı. Her türlü müzik aleti çalmayı biliyordu. Bazen İzmir'e ziyarete geliyordu. Ben de ondan bir şeyler öğreniyordum. Artık Antalya'da olduğuma göre ondan bütün enstrümanları öğrenebilirdim. Ben bunları düşünürken annem
"Hadi gel daha çok beğeneceğin başka bir odaya gidelim." dedi ve yürümeye devam etti. Şimdi girdiğimiz oda büyük bir kütüphaneydi. Kitap okumayı çok seviyordum. İzmir'de de odamda bir kitaplık vardı ama çok fazla kitabım yoktu. Şimdi sınırsız kitabım vardı neredeyse. Annemin boynuna atlamak geldi içimden. Birden atlayıverdim annemin üzerine. Annem de sarıldı bana.
"Hadi devam edelim." dedi ve kapıdan dışarı çıktı. Diğer odaya girdiğimizde oda karanlıkta annem ışığı açtığında içeride bir sinema havası vardı. Yani sadece havası değil koskoca sinema vardı. Evet ben film izlemeyi de çok seviyordum. Artık arkadaşım olursa onları buraya getirirdim. Annem
"Evet kızım bodrum kat senin için bir eğlence katı istediğin kadar eğlen ama şimdi yatma vakti."dedi ve kapıyı göstererek başını salladı. Ben de odadan çıktım.
Evet annem hala benim çocuk olduğumu düşünüyor. Hemen yukarı çıkıp odama girdim. Üzerime pandalı pijamalarımı giydim ve yatağı boyladım.