Medya: Başak
Arkadaşlar yeni bir bölümle karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz. Eğer beğenirseniz vote ve yorum atmayı unutmayın. Bu arada beğenip beğenmediğinizi de yorumlara bırakın ona göre devam edeceğim. Beğenilmeyen bir hikaye yapmak istemem. Sizleri seviyorum doğru yorumlar yapacağınızı düşünüyorum. İyi okumalar.
Ertesi sabah alarmın sesiyle uyandım. Hiç yataktan kalkmak istemesem de yine kalktım. Hemen bir duş aldım ve kıyafetlerimi dolaptan çıkardım. Okul formamız beyaz bir gömlek ve siyah etekti. Hemen giyinmeye başladım. Giyindikten sonra hafif bir allık, Eyeliner, rimel ve parlatıcı ile makyajımı bitirdim. Saçlarım dalgalı olmasına rağmen yine de düzelmesi için kurutup maşa yaptım. Ayağıma da beyaz Nike spor ayakkabılarımı giydim. Artık hazırdım.
Annemlerin yanına indiğimde annem kahvaltıyı hazırlamış çayları döküyordu ama ben bana çay yasak olduğu için meyve suyu içiyordum. Annem çayı döktükten sonra bana meyve suyumu döktü. Daha sonra babamda gelince kahvaltı yapmaya başladık.
Kahvaltımız bitince babamı bekledim. Okula onunla gidecektim. Babam kahvaltısı bitince yanıma geldi ve"Hazırsan çıkalım kızım."dedi ben de olumlu anlamda başımı salladım ve annemle vedalaştıktan sonra bahçeye çıktık. Babam hemen arabanın sürücü koltuğuna geçince ben de acelesi olduğunu düşünerek arabaya oturdum ve hemen emniyet kemerimi bağladım. Ardından babamda arabayı çalıştırdı. 5 dakika kadar yol gittikten sonra okula gelmiştik. Bundan sonra yürüyerek okula gelecektim ve okulun uzak olmamasına sevindim. Babam arabayı durdurunca kemerimi çıkarıp arabadan indim. Bütün gözlerin bana çevrildiğini hissedebiliyordum ve bu durum beni epey rahatsız etmişti.
Okul bayağı bir güzeldi. Babam beni Antalya'nın özel liselerinden birine yazdırmıştı. Ama burası liseden daha çok koleje benziyordu. Okulun içine girince babam hizmetli birine müdürün odasını sordu. Yerini öğrenince o yöne doğru ilerlemeye başladık. Babam kapıyı yavaşça tıklayarak açtı ve içeri girdi. Sanırım müdür ve babam tanışıyordu. Çünkü babam içeri girdiğinde müdür bizi gayet güzel karşılamıştı. Babam müdürle biraz konuşunca müdür bana döndü ve
"Yeni okulunda umarım sorunsuz günler geçirirsin. Başarılar. Bu arada doğru arkadaşlar seçmeye bak. Sınıfın 11/C. Okulla ilgili bir sorun olunca bana danışabilirsin."
"Teşekkür ederim müdür bey." dedim ve babamla müdür vedalaştı. Ben de bu sırada kapının yanına gittim. Ama bu sırada bir anda kapı açıldı. İçeriye uzun boylu, kahverengi saçlı bir çocuk girdi. Gözlerini gözlerimde sabitleyince masmavi gözleri olduğunu fark ettim. Yuh çocuk az kalsın üstüme çıkıyordu. Yok artık ben bu çocuğu nereden tanıyorum ya. Evet çocuğun yüzü o kadar tanıdık geliyordu ki ama kim olduğunu bir türlü çıkaramıyordum. Çocuk gözlerini benim gözlerimden ayırmadan
"Beni çağırmışsın müdür." dedi kabadayı bir tavırla. O gözlerini çekmeyince ben çektim ve babamın gözleriyle birleştirdim. Babam gidelim anlamında başını salladı ve müdüre dönüp son kez
"Bize müsaade müdürüm daha sonra görüşmek üzere."
"Tabii her zaman beklerim." dedi ve yanımdaki çocuğa başıyla kenara çekilmesini söyledi ama çocuğun onu taktığı yok gibiydi ve sanırım hala gözleriyle bana bakıyordu. Babam kapının yanına geçti ve kapıyı açtı ben çıktıktan sonra o da çıktı. Babamla vedalaştıktan sonra sınıfımı bulma çabasıyla koridorları gezmeye başladım. Sevecen görünen bir kıza sınıfın yerini sordum o da bana tarif etti. Sanırım okulda çok kötü insanlar yok gibi. Sınıfı bulduğum gibi içeri girdim. Sınıf çok kalabalık değil gibiydi. İçeriye girdiğimde bütün gözler yine bana çevrildi. Bir kız yanıma yaklaştı ve