31. Bölüm

797 28 8
                                    

Medya:Başak

Artık annem kardeşim olduğu için sabah alarm gibi başıma dikilmiyor. Bu iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi pek çözemedim. Şu bir yıl bizim için biraz zorlu geçecekti anlaşılan. Kalkıp ayılmaya çalıştım. Dün gece biraz geç uyumuştum ve hala uykum vardı. Bizim afacan bu gidişle bizi daha da yoracaktı. Dün gece herkesin gözü ondaydı ve bir ağlamasına herkes koşuyordu. Sanki ilk defa bebek görüyormuş gibi. Aslında gerçekten de çok uzun zamandır ailemizde bir bebek olmuyordu. En küçük kuzenim 15 yaşındaydı. Onun dışında da zaten en büyük Ardaydı. Yani torun falan da yoktu. Bu yüzden hepimizden ayrı bir sevgi görüyordu.

 Başak da daha iyi olduğunu söyleyip okula gelmek istedi ve Bulut da onu kıramadı. Şükürler olsun ki artık Başakla okula gidebileceğim. En azından geçen gün ki olayla karşılaşmam bir daha. Yani Bulut tarafından zorla arabasına bindirilmem mesela. Çünkü biricik kankam yanımda olacak. 

Formalarımı hızla giydim ve musmutlu bir gün için çantamı alıp odadan çıktım. Bugün hem Başak iyileşmeye başlamıştı, hem de kardeşimin doğumunun üçüncü günüydü. Ayrıca ben de kendimi gayet mutlu ve enerjik hissediyordum. Annemlerin odasının yanından yavaşça geçtim. Babam da iki üç günlüğüne annemin yanında olmak için işe gitmeyecekti. Zaten amcam da holdingdeydi.

Kahvaltı etmeden evden çıktım ve Başağa mesaj attım. Onu beklerken de bahçedeki hamağa oturdum. Bugün istemsizce çok mutluydum ve sürekli sırıtıp duruyordum ve bunu daha sabah olmasına rağmen çok kez tekrarlamıştım. Bu mutluluğumun sebebinin ne olduğun henüz çözememiştim. Başağı kapıda görünce hamağımdan inip yanına gittim. O da benim gibi sırıtıyordu. Koşarak yanına gittim ve koluna çok zarar vermeden sarıldım. Sol omzu olduğu için daha çok zorlanıyordu çünkü Başak solaktı. Bugün de gelip sadece ders dinleyebilecekti. Tabi dinlerse.

"İnanmayacaksın ama okulu bile özeldim. Bu yüzden hemen gidelim." Dedi ve sağ koluyla benim koluma girdi. Yolda giderken bütün gıybetlerimizi birbirimize anlattık ve rahatladık. Arda'dan feci şekilde hoşlandığı da gözümden kaçmamıştı. Neredeyse bütün gıybetlerde yer alıyordu. Okula geldiğimizde Başakla birlikte Denizlerin çardağının yanına gittik. Bulut hala yoktu. Başak herkese günaydın diyerek Deniz'in yanına oturdu. Ben de karşısındaki boş banka oturdum. Semih ve Emir'de yanımızdaki bankta oturuyordu. Dersin başlamasına yarım saat kadar vardı. Onlar konuşurken ben de bahçeyi izlemeye koyuldum. Bir grup çocuk basketbol oynarken bir grup kızda voleybol oynuyordu. Bir an gözüm başka bir kız grubuna takıldı. Bunlar geçen gün kavga ettiğim kızlardı. Bana gözlerini dikmiş bakıyorlardı. Ben de gözlerimi dikip hiç ayırmadan onlara bakmaya başladım. Bana bakıp hararetli hararetli konuşuyorlardı. Biri benim de baktığımı görünce gözlerini kaçırdı. Yanındakilere bir şeyler söyleyip yanlarından ayrıldı.

"Hayırdır. Yine mi dövüceksin kızları." Aniden arkamda ses duyunca irkildim. Gelen Bulut'tu ve ifadesiz bir yüzle bana bakıyordu. Hafif gülümsediğimde yanıma geçip oturdu.

"Eeee neden bakıyorlar öyle sinirli sinirli."

"Bilmem kaşınıyor olabilirler." Dedim alaylı bir sesle. Gözlerini kısıp kızlara baktı. "Belki de söylediğin doğrudur." Dedi sert bir sesle. Ben de Bulut'a gözlerimi kısıp baktım. Ne demek istemişti. Benimle alay mı ediyordu yoksa benimle aynı fikirde miydi?

Başak Denizlerin muhabbetinden sıkılmış olacak ki bize katıldı.

"Eee abi sen motorun işini hallettin mi?" dediğinde Bulut gözlerini kızlardan çekip Başağa kafa sallamakla yetindi.

"Noldu ki motora?" Meraklı bir kız olduğum doğrudur. "Abim Uzayla kavga ettiği gece motorla kaza yapmıştı ya. Hala tamirdeydi motoru. Onu halletmiş işte." diyerek özet geçti canım kankam.

Komşumun OğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin