5.Bölüm Kulüpler

1.3K 52 4
                                    

Medya: Enes

Ders bitince Başakla birlikte kantine indik. Dün yolda karşılaştığım çocuklarda oradaydı. Bulut ve Emir de oradaydı. Sanki okul onların gibi bir havaları vardı. Başağa döndüğümde içeriye girmiş olduğunu gördüm ve arkasından ben de girdim. Çikolata ve nescafe aldıktan sonra kantinde bir masaya oturduk. Hatta Bulutlara çok yakın bir masaya. Başağın kardeşi olduğu için Başağa bir şey de diyemiyordum ama bu çocukla aynı ortamda bulunmak bile gerçekten çok korkutucuydu. Bir an önce nescafemi ve çikolatamı bitirip gitmek istiyordum. Başak

"Okula alışabildin mi?"

"Sayende alışmaya çalışıyorum."

"Kütüphaneye hiç gitmedin herhalde."

"Daha vaktim olmadı."

"O zaman bugün okul çıkışı birlikte kütüphaneye gidelim. Ne dersin?"

"Olur derim ama fazla kalamam. Annem erken gelecek bugün yakında bir kardeşim olacak ve annemin çok iş yapmasını istemiyorum."

"Öyle mi senin adına çok sevindim. Uzun zamandır bir bebek sevmiyordum artık doğunca size gelir severim." dedi ve güldü. Ben de gülerek

"Her zaman beklerim canım, doğmadan öncede."

"Yani biraz yüzsüzüm eğer bana yüz verirsen sizin evden hiç çıkmam haberin olsun."

"Gel canım ya istersen kal bizde. Hatta ciddi söylüyorum bu gece bizdesin. Birlikte eğleniriz. Burada evime giren ilk arkadaşım sen ol."

"Ayy sağol tamam gelirim." dedi ve birlikte gülmeye devam ettik. Bu sırada Bulutun masadakilerin gözlerinin bizim masaya kaydığını fark ettim. Bir an dün yolda karşılaştığımız ve benimle dalga geçen çocukla göz göze geldim. Onun da Bulutdan farkı yoktu. Çok tehlikeli bakışları vardı. O benden gözlerini kaçırmayınca ben kaşlarımı çatıp gözlerimi kaçırdım. Onlar sanırım bizden bir yaş büyüktü.

Zil çalınca kantinden çıktık. Ben de derin bir oh çekebildim. Sınıfa gireceğimiz sırada yanımızdan yürüyen Bulut ve Emir'i gördüm. Birlikte bizim sınıfa girdiler. Biz de arkalarından girdik sınıfa. İçeriye girdiğimizde bütün sınıf sınıftan çıkıyordu. Az kalsın eziliyorduk. Herkes sınıftan çıkınca Başak merak edip içeriye girdi ben de kalır mıyım arkasından ben de girdim.

Sınıfta sadece Bulut, Emir ve bir çocuk vardı. Bulut çocuğu dövüyordu. Ne olduğunu anlamadan Başağın yanlarına gittiğini gördüm. Abisinin kolundan tuttu ve duvara fırlattı.

"Abi ne oluyor burada?"

"Bu şerefsiz biz konuşurken bizi dinlemiş ve gidip Alp piçine anlatmış." deyince Başağın gözleri büyüdü. Bana dönüp

"Al götür onu buradan." deyince hemen yanlarına gidip çocuğun kolunu tuttum. Bu sırada biri kolumdan tutup beni yerden kaldırdı. Tabi ki bu kişi Buluttu. Böyle bir şeye izin vereceğini ummuyordum zaten.

"Bu işler seni aşar. Ona dokunursan sen de yanarsın çekil şimdi." dedi o korkutucu sesi ile. Ardından çocuğun yakasından tutup

"Eğer bir daha bizi dinleyip o piçle ortaklık yaparsan yaşatmam seni." dedi ve kalktı gitmeden önce çocuğun karnına son bir tekme attı ve sınıfın kapısına doğru ilerleyip sınıftan çıktı. Çocuk yerde kanlar içinde boylu boyunca yatıyordu. Emir hiçbir şey olmamış gibi sırasına gidip oturdu.

Çocuğu kaldırdık ve sırasına oturttuk. Başak Emir'e dönüp

"Bütün sınıfı nereye yolladınız."

"Ders boş hoca yok." dedi ve sırasından kalkıp sınıfın kapısına doğru ilerledi. Arkasından

"Yardım etseydin bari."dedim ama pişman oldum. Çünkü Emir'in o korkutucu bakışları tehlikeyi andırıyordu.

"Bence sende yardım etme." dedi soğuk bir sesle ve sınıftan çıktı. Başak sınıfın ilk yardım çantasından bir kaç ilaç çıkardı. Ardından çocuğa pansuman yaptı. Çocuk konuşmaya çalışarak

"Niye bana yardım ediyorsun? Sizi ele verdim?"

"Çünkü bunu benim yüzümden yaptığını biliyorum. Bizi değil beni ele verdin. Benden intikam almak istedin. Ama alamadın, kaybettin Enes. Yalnız şunu bil ki ben senden büyük intikam alacağım mesela hemen başlayalım." dedi ve yarasını fena şekilde bastırdı.

"Üzgünüm ama sana acıyorum. Kendi pansumanını kendin yapıver. Hoşça kal." dedi ve beni de sürükleyerek sınıftan çıktı.

"Bu neydi şimdi?" dedi merakıma yenik düşerek.

"Bu mal benim eski sevgilim. Onu terk edince benden intikam alamaya çalıştı."

"Ele verdi derken?"

"O işleri boşver. Sır o yüzden kimse bilmiyor yani sana da söyleyemem üzgünüm."

"Önemli değil ya." dedim ve bahçeye çıktık. Bir çocuk yanımıza gelip

"Esma Hoca bizi kulüp sınıfında bekliyormuş. Bütün sınıfı oraya çağırdı." deyince birlikte kulüp sınıfına gittik. Sıralara oturduk ve hocanın bir şeyler anlatmasını bekledik.

"Evet çocuklar bütün sınıf burada herhalde."

"Enes yok hocam." dedi biri.

"Nerede olduğunu bilen biri var mı?" deyince kimseden ses çıkmadı zaten hocanın da onu umursadığı yok gibiydi.

"Pekala mecburen onu da herhangi bir kulübe yazacağız. Evet zaten çoğunuz biliyorsunuz kulüpleri. O yüzden bu yıl sadece hangi kulüpler olduğunu söyleyeceğim." deyince bütün sınıf hocayı pür dikkat dinlemeye başladı.

"Evet çocuklar bu yıl olacak kulüpler; Gezi, izcilik, Sivil savunma, kütüphanecilik, trafik, teknoloji, fotoğrafçılık ve spor kulübü. Sınıfınız 24 kişilik olduğundan her kulübe 3 kişi girebilecek. Bunun için de kura çekeceğiz. Evet Zehra isimleri yazdıysan çekmeye başlayalım. Bakalım gezi kulübüne kimler gidecek. Evet çıkan kişileri söylüyorum Ali, Enes ve Başak." deyince Başağın çok üzüldüğünü gördüm. Birbirimize sarılıp üzüntümüzü ve ayrılmamızı paylaştık.

"Evet izcilik kulübüne çıkan kişiler Emir, Ceyda ve Duru." deyince zaten ondan sonrasını dinleyemedim. Çünkü Başakla birlikte üzüldük. Başak Enes ile gideceğine, ben de Emir ile gideceğime üzülüyordum. Gerçekten tam bir dram. Ders bitince kantine inip 5 tane çikolata aldık ikimizde. Daha sonra bahçeye çıkıp depresyona girdik ve bütün çikolataları bitirdik. Zaten gireceğimiz ders son dersti ve o da boş dersti. Bu yüzden mutluyduk bir tek. Bahçede otururken Enes'i suratındaki yara bantlarıyla birlikte otururken gördük ve gülmeye başladık. Gerçekten şu an çok garip bir durumdaydık. Bir gülüyor bir ağlıyorduk.
Bütün ders boyunca böyle devam etti. Zil çalınca hemen sınıfa gidip çantaları aldık. Emir sınıfta oturuyordu. Bizi gördüğü an kafasını sıraya gömdü. Başak da giderken kafasına iki tane vurunca anca kaldırabildi kafasını. Arkamızdan dik dik baktığını hissedebiliyordum. Başak

"Ya benim not defterim sınıfta kaldı. Ben onu alıp geleyim öyle gideriz."

"Tamam ben bekliyorum seni burada. Bu arada Emir'e dikkat et her an dalabilir sana." dediğimde bana dönmeden güldü ve sınıfa girip gözden kayboldu. Koridorda bir sandalyeye geçip oturdum. Telefonu çantamdan çıkarıp faceye girdim. Yeni bir arkadaşlık isteği vardı. İsteğe girdiğimde karşımda Emir'i gördüm. Oha daha neler. Emir niye bana istek yollamıştı. Aman banane niye yolladıysa yolladı. Kabul ettim eğer beni rahatsız ederse engellerim diye düşündüm. Ben biraz daha gezinirken koridordan ayak sesleri duydum. Başımı kaldırdığımda Emir ve Bulut'u gördüm. Başak da arkalarından sınıftan çıkıp yanıma geldi. Ben de hemen kalktım ve Başak ile birlikte aşağıya inmeye başladık. Önümüzde de Bulutlar tabi ki.

Komşumun OğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin