23.Bölüm

841 40 2
                                    

Medya:Bulut

********

"Bulut bu iş tehlikeli. Başağı tehlikeye atmak mı istiyorsun?"
"Seni buraya ne yapmamız gerektiğini söylemen için getirmedim. Sadece Başağı merak etme diye getirdim."
"Tamam da benim aklım da eriyor bu işlere. Başka bir yol deneseniz."
"Ne gibi?"
"Gerekirse beni kullanın. Kendimi tehlikeye atmaya bile razıyım. Hem Basak Mert'in Alp'in kardeşi olduğunu söylemişti. Ben de Mertle iyi anlaşıyorum. Ağzından belki laf alabilirim."
"Bulut bu mantıklı aslında."dedi. Deniz de çok yorulmuştu bugün. Basaktan haber alamayınca hepimiz çok korkmuştuk. Bulutla birlikte bir depoya gelip Denizle buluştuk. Bunu yapanın Alp olduğunu düşünüyorlardı. Kendisini tanımasam da kardeşini yakından tanıyordum.

"Olmaz öyle şey. Duru'yu kullanırsak onu da kaybederiz."
"Sacmalama Bulut. Ben başımın çaresine bakabilirim."
"Peki o zaman her hangi bir şey olursa ben karışmam yalnız." dediginde zaferle güldüm. Evet su anda yapmamam gereken bir şey ama yaptım iste. Telefonumu çıkarıp Mert'i arıyordum ki Bulut elimi tuttu.
"O kadar da hızlı değil Jerry. Önce plan yapmalıyız."
"Tamam plan neymiş?" Bulut Deniz'e dönüp kaş göz hareketi yaptı ve yan taraftaki koltuğa oturdu. Deniz bana dönüp

"Onu takma boşver. Ben sana planı anlatıcam."

***********

Mert'i görünce kafamı gömdüm hemen. Çok geçmeden yanımda ayak sesleri duyuldu.
"Duru?" başımı kaldırıp yüzüne baktım. Çok ağlamıştım.
"İyi misin? Noldu?"
"Mert ben çok kötüyüm. Başağı kaçırdılar ve bulamıyoruz."
"Basak kim?"
"Bizim sınıftaki hani benim tek arkadaşım demiştim ya."
"Bulut'un kardeşi."dedi hic şaşırmamış gibi. Su an ona kızmamak için kendimi zor tutuyorum.
"Aynen o."dedim ağlamaya devam ederek.
"Sakin ol buluruz. Gerekirse her yeri ararız."
"Sağol. Peki nabıcaz şimdi?"
"Bulut'u arayıp kavgalı olduğu biri var mı diye sor."
"Alp diye biri varmış aslında. Kim olduğunu bilmiyorum ama onunla düşman olduğunu duymuştum."
"Alp mi?" dedi tedirgin bir şekilde.
"Tanıyor musun?"
"Tanıyorum. Ama onun yaptığını da düşünmüyorum." nasıl da yalan söylüyor. Onun yaptığını düşünmüyormuş. Bu yaptıklarına sinir olarak ağlamaya devam ettim.
"Sakin ol buluruz. Ama benim simdi bir işim var. Halledince gelicem."
"Nereye gidiyorsun?"
"Bir saat sonra seninle tanıştığımız yerde buluşalım." deyip arkasına bile bakmadan gitti. Ne işi şimdi bu. Yoksa Alple birlikte plan mı yapacaklar. Hemen telefonumu çıkarıp Deniz'i aradım.
"Duru bir gelişme var mı?" diye açtı telefonu.
"Nolduğunu anlamadan yanımdan gitti."
"Nasıl yani konuşmadınız mı?"
"Her seyi soyledim. Beni bir saat sonra bir yere çağırdı."
"Tamam oraya gidince ben Selim'i yolluycam. Telefonunu ac biz seni dinliycez."
"Tamam. Umarım bir şey biliyordur."
"Umarım. Sen nerde buluşacağınızı konum at."
"Tamam. Şimdi kapatta Selim'e haber ver." deyip ben suratına kapattım. Bunlar ne iş karıştırıyordu ya. Daha doğrusu ben nasıl bu hale geldim. Neyin içinde olduğumu kendim de bilmiyorum. Oturduğum yerden kalkıp Orhan amcanın mekanın doğru yürüdüm. Onunla ilk orda tanışmıştık. Nasıl biri olduğunu nasıl alamamıştım. Zaten 1 saat vaktim vardı. Bu yüzden yürüyerek gitmeyi tercih ettim.

******

"Bulut bende gelicem."
"Hic bir yere gelmiyorsun Duru. Orda nolucagı belli olmaz."
"Ya bana birşey olursa sorumlusu ben olurum tamam mı. Nolur?"  dedim yalvararak. Mertle buluştuğumuzda hicbir şey öğrenemedigini söylemişti. Biz de yeni bir plan hazırlamıştık. Daha doğrusu Deniz hazırlamıştı. Alp'in bir mekanına baskın yapacaklarmış. Orda olduğunu düşünüyorlar.
"Abi tamam bırak gelsin. Selim bakar ona."dedi Deniz Bulut'un ikna olacağı bir sesle.
"Tabi Duru bana emanet."dedi Selim sahiplenici bir tavırla
"Fazla abartıyorsunuz bence. Hic birsey olmayacak." dedim ve yandaki koltuğa oturdum. Başağı kurtarmak için her şeyi yapardım. Çünkü o benim buradaki tek arkadaşımdı ve ben eğer onunla gitseydim kaybolmayacktı.
"Tamam o zaman hadi gidiyoruz. Kardeşimi almadan da hiç bir yere dönmüyoruz." dedi ve hızlı adımlarla koltuğun önündeki sehpanın üzerinden anahtarlarını alıp deponun kapısına yöneldi. Deniz ve Semihten önce davranıp Bulut'un arkasından gittim. Bulut arabaya atladığı gibi bende ön koltuğa geçtim. Deniz ve Semih arkada oturmak zorunda kaldılar. Bulut neredeyse son gazla mekana bastı. O kadar hızlı sürüyordu ki bugün kahvaltıda yediklerimi çıkarabilirdim. Sonunda depo gibi bir yere geldik. Bulut hızlıca arabanın torpidosunu açıp dosyaların altından bir silah çıkarınca yerimde sıçradım ve yüzüne değişik değişik bakmaya başladım. Arabadan indikten sonra silahı beline koydu. Ben de indim hemen. Deniz deponun kapısını sessizce açmaya çalışırken Bulut arka tarafa koştu ben de arkasından gittim. Ama fark etmemişti beni sanırım. Çünkü buna izin vereceğini düşünmüyorum. Arkada da bir kapı vardı ve hafif aralıktı. Hemen duvarın yanına sakladım ve içeri girmesini bekledim. Bulut silahını belinden çıkarıp namluyu çekti. Onu böyle görünce korktum. Birine bir zarar gelebilirdi. Depodan içeri adım attığında saklandığım yerden çıktım.

Bulut'dan

Depoya girdiğimde Başağı bulmayı umut ediyordum ama siktigimin deposunda kimse yoktu. O an çığlık atıp, bağırıp her yeri dağıtmak istiyordum. Basak benim her seyimdi ve ona zarar gelmesine asla izin vermeyecektim. Aniden ayak sesleri duyunca duvarın arkasına geçtim. Tabi ki daha sonra Duru'yu görünce duvardan kayarak yere oturdum. Koşarak yanıma geldi ve benim gibi yanıma oturdu.

"Merak etme ona zarar gelmeden bulucaz."
"Duru napıcağımı bilmiyorum. Eğer isin içinde Alp varsa onu öldürüm ama başka biri var gibi görünüyor."
"Şüphelendiğin biri varmış gibi konusuyorsun."
"İsin içinde Alp yoksa abisi vardır."
"Bir de abileri mi var. Kaç kardeş bunlar ya."
"3 kardeşler ve hepsi de dünyadan kaldırılması gereken insanlar."
"Peki şimdi napıcaz? Abisinin deposunu mu basıcaz."
"Hayır ben basıcam."
"Saçmalama tek başına hareket edemezsin."
"Sana mı sorucam? Sana bunları bil diye anlattım. Gidip Deniz'e veya başka birisine bu söylediğimi anlatma. Yoksa sonun pek iyi olmaz."
"Bende gelsem. Hem söz bana zarar gelmesine izin vermiycem."
"Senin kadar inatçısını görmedim." deyip kalktım yerden. Yüzünde hafif tebessümle o da yerden kalktı. Bunun gel demek olduğunu anlamıştı. Ona güvenip guvenmemek konusunda kararsızdım. Ama ona ihtiyacım olabilirdi. Bu sırada içeri Deniz ve Selim geldi. Onları görünce dışarıya çıktım. Duru'nun da arkamdan koşarak geldiğini duyabiliyordum.

Duru'dan

Bulut çok gergindi ve biraz gevseyip kendine gelmesi gerekiyordu. Yoksa Başağı istese de kurtaramazdı. Yanında gitmek istememin nedenlerinden biri de ona yardım edip yalnız bırakmamaktı. Bulut'un peşinden giderken Deniz'in sesini duydum

"Bulut napıcaz?" ah keşke size bir şey söyleyebilsem.
"Ben Duru'yu eve bırakıp düşünücem zaten çok geç oldu."dedi umarım saka yapıyordur diye düşünüyordum. Deniz ağır ağır başını sallayınca Bulut arabaya bindi. Deniz'e dönüp

"Siz nasıl döneceksiniz?"
"Sen merak etme biz döneriz." dediğinde basımı sallayıp Bulut'un yanına bindim. Araba çalıştığında korkarak Bulut'a döndüm ve o benden önce davranıp

"Babanı arayıp Başağın rahatsız olduğunu ve bu gece onun yanında kalacağını söyle."
"Teşekkürler." deyip cantamdan telefonumu çıkardım. Babama yalan söylemek hiç hoşuma gitmiyordu ama Bulut'u yalnız bırakmazdım. Babamı arayıp söyledikten sonra telefonumu kapatıp radyoyu açtım. Radyoda Justen Bieber Love me çalıyordu. Justen Bieber'ı pek sevmesemde şarkılarını ve sesini beğeniyordum. Yol boyunca hic konuşmadan ilerledik. Sonunda duvarları siyah olan bir ofisin önünde durduk. Bulut hızla arabadan indikten sonra bende emniyet kemerimi çıkarıp indim. Ofis dışarıdan çok korkutucu duruyordu. Dışarıdan tehlikeli havası vardı. Sanki sakın buraya girme diyordu. Yavaş adımlarla Bulut'u takip ettim.

********
Bölüm sonu. Umarım begenmissinizdir. Duru Alp'den önce abisiyle tanışacak. Pek hoş bir karşılaşma olamasa da.

Sizce diğer bölümlerde neler olacak? Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.  😘😘

Komşumun OğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin