18. Bölüm

1K 41 11
                                    

Medya: Basak ve Duru'nun giydikleri

*******

Başağa bazen şaşıyorum. 10 tane alarm kurmasına rağmen hala uyanmadı. Ben her ne kadar uykusuna düşkün bir kız olsam da alarm sesini duyduğum an uyanıyorum.

"Basak kalk artık hadi."
"Ya of kalkmıycam ya zorlama." dedi uykusunda konuşuyor gibiydi. Tamam zaten uykusunda konusuyo.
"Başak kalk abin Murat Alacayı dövmeye gitti." diye heyecanlı heyecanlı bağırdığımda anında gözlerini açtı.
"Ne diyorsun kızım. Durdursaydın ya." dediğimde kahkahayı bastım tabi.
"Uyan diye yaptım. Kalk hadi kahvaltı hazırladım. Yiyelim Deniz için alışverişe çıkacağız." dedim ve odanın kapısını kapatıp çıktım. Arkada oflayan Başağın sesini hala duyuyorum. Merdivenlerden ağır ağır inerken sert ve soğuk bir şeyle karşı karşıya gelince bir anda durdum. Basımı kaldırdığımda üstsüz bir Bulutla karşılaştım.

"Bu kadar çabuk uyanmanıza şaşırdım. Saat daha 10." dedi soğuk bir sesle ve yanımdan geçip gitti. Bazen Bulut'un çift kişilikli olduğunu falan düşünmüyor değilim. Bazen çok iyi davranıyor bazen de soğuk. Basakla kardeş olmalarına şaşırıyorum. Basak cok tatlı ve sosyal bir kız. Ama Bulut tam tersi hic sosyal olmayan katı biri ama yakışıklı. Neyse. Acaba annesi ve babası nasıldır.

"Abi üzerine bir şey giy." Başak günlük haline dönmüş ve abisine çemkirmeye başlamıştı. Çok geçmeden merdivenlerde göründü.

"Tamam hadi kahvaltımızı yapalım. Sonra sana göre gardolabımdan kıyafetler ayarlayıp çıkarız."

"Kıyafete ne gerek var. Evim yan taraf gider giyinir gelirim."

"Bugün değişiklik yapmış olursun. Gardolabım biraz siyahtır ama sana göre bir şeyler buluruz." dedi ve mutfağa girdi. İnatçı kız. Ben simdi karşı çıksam beni ikna edecek. O yüzden onunla inatlaşmıyorum.

*******
Başak gardolabını açtığından beridir Böyle bir dolap nasıl olur diye düşünüyorum. Resmen dediği kadar siyah bir dolap. Renkli kıyafet bulmak için derinden arama yapmak lazım.

"İste buldum. Tam senlik." yarım saatlik bir aramadan sonra sonunda aradığını bulmuştu. Elinde askılı siyah bir etek ve beyaz bir tişört vardı.

"Çok yakışacak. Hemen kendime de bir şeyler ayarlıyayım. Sen de bu arada bunları giy." dedi ve elbiseleri elime tutuşturdu. Odasındaki banyoya girip uzerimdeki kıyafetleri çıkardım ve Başağın verdiklerini giymeye başladım. Aniden gözüm aynaya ilişti. Önüne geçip kendime baktım. Uff bu ne taşlık güzelim. Şahsen kendim olsam kendime yürürdüm. Şahsen Başağın dolabından böyle bir parçanın çıkması beni şaşırtmıştı. Büyük ihtimalle bunu çok az giyebilmişti. Çünkü başında Bulut gibi bir abi var.

Banyodan çıktığımda Basak giyinmisti hatta baştan başa siyah. Siyah zımbalı bir şort, siyah çorap, siyah bluz, siyah ceket ve siyah boyunluk giymişti.  

"Sandığımdan daha çok yakışmış Duru ya. Bu güzellikle nasıl sevgilin olmaz hala şaşırıyorum." dediğinde istemsizce gülümsedim. Buraya gelmeden önce de sevgilim yoktu. En son 1 yıl önce falan sevgilim olmuştu. Onunla da ayrıldığımızdan beridir görüşmemiştim. Zaten şu ana kadar olan sevgililerimden hiçbirine aşık olmamıştım. Ceren de bu konuda benimle çok dalga geçiyordu. Bir keresinde arkadaşımın abisiyle sevgili olmuştum ama onu da yürütememiştik. Abi dediysem de aramızda bir yaş vardı. En uzun süre onunla çıkmıştım. O da 1 yıl sürmüştü.

"Ne o kız daldın gittin. Geçmişi mi hatırladın." dediğinde ona bakıp güldüm.

"Biz çıkana kadar öğle olacak anlaşılan."

"Ayy Haklısın. Simdi zamanı değil ama sonra sıkıştırıcam seni." dedi ve dolaplarından birine donüp siyah düz taban bir ayakkabı çıkardı. "39 numara giyebilir misin?"

"Ayakkabı numaram benim de 39. Sanırım vücut ölçülerimiz de aynı." dediğimde güldü ve ayakkabıları bana uzattı. Yatağına oturup ayakkabıları ayağıma geçirdim. Tam olmuştu. Kendisine de bana verdiklerine çok benzer bir ayakkabı seçti ve benim gibi yatağına oturup ayakkabılarını giydi.

"Hazırsak çıkalım mı?"
"Ben sana sevgili bulacağım ya."
"Sacmalama Basak hadi yürü."
"Dur kanka dur. Bir şeyler eksik sende." deyip başka bir dolap açtı ve bir şeyler aramaya başladı. Ben dolabın arkasında olduğum için ne aradığını göremiyordum. Başını dolaptan çekip bana döndü ve elindeki siyah şapkayı elime uzattı. Elime aldım ve aynaya dönüp kafama taktım. Çok tatlı olmuştu bu bana.
"Bir de şu gözlükleri al." dediğinde gözlüklere baktım. Elime alıp gözlüğü taktım.

"İşte simdi tamam. Gidebiliriz. Seni böyle herkes çok begenecek. Ama abime görünmeden çıkmalıyız evden. Yoksa tek başına alışveriş yapmak zorunda kalırsın."
"Haklısın." dedim ve kapıya yürüdüm. Kapıyı açıp dışarıya baktım. Bulut görünürde yoktu. Odadan çıkıp merdivenlere yöneldim.
Aniden karşıma Bulut çıkınca hafif bir çığlık attım. Basak görünmeden odasına koştu. Bulut'a baktığımda üzerinde hala tişörtü yoktu ve kolu hala alçıda olduğu için yüksekteydi.  Bulut önce beni suzdu sonra

"Hayırdır bu kılıkta nereye."dedi soğuk sesiyle

"Deniz için alışverişe çıkacağız da yani Basak çıkacaktı da ben de yanında gidecektim."

"Alışverişe bu kılıkta mı gidiyorsunuz?" bunu sert bir şekilde söyleyince tepem attı

"Sanane." dedim onun sert sesine karşın daha sert çıkan sesimle.

"Basak nerede?"

"Odasında. Ne oldu?" ah Basak bırakıp gittin beni burada. Tek başıma bu odunla uğraşmak zorunda kalıyorum.

"O da bu kılıktaysa bir yere çıkamazsınızda ondan."

"Sen kim oluyorsun da bana karışıyorsun be?"

"Neyse uzatma git üzerini değiştir. Başağa da söyle doğru düzgün bir seyler giysin."

"Maalesef çok üzgünüm." deyip merdivenlerden inmeye başladım. Arkamdan baktığını hissedebiliyordum.

"Basak bahçede seni bekliyorum." diye bağırıp kapıdan çıktım. Bahçedeki hamağa oturup yavaş yavaş sallanmaya başladım.

Bulut'u ilk bu bahçede görmüştüm ve bana hiç tepki vermemişti. Hatta ben de arkasından öküz diye bağırmıştım. Ama ne yapayım. Öyleydi. Simdi ise kardeşiyle çok yakın arkadaş olmuştum ve bütün gün birlikteydik. Gün geçtikçe Bulut'un daha cok öküz ve odun olduğunu görüyordum. Ama çok da iyi biri olmadığı belli. Mesela tam bir iki kişilikli. Bazen iyi oluyor bazen ise çok kötü. Yani Başağın anlattıklarına gore kötü çünkü ben şimdiye kadar çok kötü tarafına denk gelmedim. Başağın anlattığına göre bir sürü düşmanı varmış. Uzay başta olmak üzere. Ama neden düşman olduklarını bir türlü öğrenemedim.

"Acele et abim görmeden gidelim." anlaşılan bir şekilde Bulut'a görünmeden kaçabilmişti.

"Tamam." dedim ve hamaktan kalktım.

Basakla birlikte alışveriş merkezlerini dolaştık. En son girdiğimiz alışveriş merkezi Bulutla kardeşim için geldiğimiz mağazaydı. Buradan da Deniz için doğum günü hediyesini almıştık. Başak Deniz'e siyah bir deri ceket almıştı. Ben de motorcu olduğu için siyah bir kask aldım. Alışverişi tamamladıktan sonra Denizlerin evin yolunu tuttuk. Aslında Başağın niyeti sürpriz parti düzenlemekti ama ben bundan pek hoşlanmayacağını düşündüm ve onu zorda olsa bu fikirden vazgeçirdim. Denizlerin evine geldiğimizde uykulu bir Deniz ile karşılaştık.

"Ayy bu saatte gelenin." devam ediyordu ki karşısında bizi görünce sustu.

"Doğum günün kutlu olsun kardeşim." deyip Başak içeri daldı. O içeri girince Deniz kapıyı daha çok açıp girmem için işaret verdi. Yani ben böyle anladım. İlk defa gelmiştim buraya. İçeri girdiğimde büyük bir salonla karşılaştım. Başak aniden çığlık atınca yukarı koşturdum. Ama Deniz gelmiyordu. Sesin geldiği odaya girdiğimde karşımda duran kişiyle ani şok yaşadım.

********
Geç oldu ama oldu. Umarım begenirsiniz.

Komşumun OğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin