37. Bölüm

902 30 8
                                    

Dikimevinden mutlu bir şekilde ayrıldıktan sonra eve geldik. Anneme dikimevindeki hicbir şeyden patronun haberinin olmadığını söyledikten sonra patronun isi halledecegi haberini verdim. Gerçekten her şeyi patronun sağ kolu yapmış. Allahtan patron iyi bir kadındı da bizim işi halledeceginin sözünü aldık.
Bizim evden çıkıp Başakların eve geçtik. Bulut eve geç geleceği için bu gece Başaklarda kalacağız. Kamp için Başağın bavulunu hazırlayacağız.
"Kanka yiyecek bir şeyler mi ısmarlasak?"
"Ayy olur valla pizza mı söylesek?"
"Olur hemen siparişi veriyim ben."deyip sehpanın üzerindeki telefonunu alıp siparişi verdi. Gelen pizzalari yerken bavula ne koysak diye konuştuk. Masayı toparladıktan sonra Başağın odasına çıkıp bavulunu  çıkardık. O kadar siyah kıyafetin içinden ben pek ayırt edemesem de Başak en sevdiği parçaları çıkardı. Birkaç pantolon,kazak, sweat ve elbise dışında montlarını,ceketlerini koyup bavulunun büyük bölümünü kapattı. Ön tarafına da botlarını ve ayakkabılarını koyup tamamen doldurdu. Bavul iyice ağırlaşmıştı. Sırt çantalarından birine de makyaj malzemeleri ve bakım ürünlerini koydu. 

"Devamını da haftasonu koyarız. Film falan mı izlesek acaba?" dedi bavulunun başından kalkıp yatağa otururken.

"Olur izleyelim." 

"Tamam o zaman sen film seç ben de yiyecek bir şeyler ayarlayayım." dedi ve ikimizde kalkıp salona indik. Başak mutfağa geçip bir şeyler hazırlarken ben de filmlere göz attım. 

"Komedi mi istersin korku mu?" diye bağırdım mutfağa.

"Korku izleyebileceğine eminsen olur." diye karşılık geldiğinde yalandan kahkaha atıp çok korkunç olan filmlerin arayışına girdim. Acayip korkunç olduğunu düşündüğüm bir filmi seçtim ve izleye tıkladım. Başak da o sırada elinde abur cubur ve patlamış mısırla dolu kaseyle salona geri döndü. 

"Bulabildin mi?" dedi kaseleri sehpanın üzerine koyarken.

"Bir şeyler buldum inşallah güzeldir." dediğimde koltuğa oturdu ve kumandayı eline aldı ve sesini açtı. 

Filmin ortalarına doğru gerilim seviyemiz epeyce artmıştı. Arada bir Başakla göz göze gelip korkmadığımızı birbirimize kanıtlamaya çalışıyorduk. Ama şunu biliyorduk ki ikimizde çok korkuyorduk. Bir anda kapı kilidinin sesini duyduğumuzda aynı anda çığlığı bastık. Işıklar kapalı olduğu için kimin geldiğini göremedik. Bir anda ensemde bir serinlik hissettim, aynı zamanda yerden yukarıya bir ışık yayılıyordu. Yavaşça arkamı döndüğümde Bulutun yüzüne feneri tutarak bana baktığını gördüm ve aniden yerimde sıçradım. Başak koşarak ışıkları açtığında Buluta bağırmakla meşguldüm. 

"Ya manyak mısın sen be? Ödümü kopardın. Ne o öcü gibi başımıza dikilmeler falan?" diye bağırırken Bulut'un hiçbir tepki vermemesi beni benden almıştı. Sadece dudağının kenarında tebessüm oluşmuştu. 

"Siz iki kız" dedi önce beni sonra Başağı parmaklarıyla gösterirken"gece gece korku filmi mi izliyorsunuz?" Başak kızgın kızgın abisine bakıp 

"Hiç komik değil abi. Yüreğimize indirdin." dedi filmi durdururken. Buluttan sonunda bir kahkaha sesi duyulmuştu. Yanıma oturup kahkahalarla gülmeye başladı. Gerçekten çok sinir bozucu. Hem korkutuyor hem de bununla eğleniyordu. 

"Neyse ben yatıyorum. Ne yaparsanız yapın. Bu arada bence korku filmine devam etmeyin bir de gece gece sizinle uğraşmayayım." dedi kalkıp yukarı çıkarken. 

"Senin bu abinde psikopatlık var mı?"

"Olduğunu biliyordum da bu kadar olduğunu hiç düşünmemiştim. Neyse filme devam etmememiz konusunda haklı. Yatalım bari bizde." dedi eline sehpanın üzerindeki kaseleri alıp mutfağa giderken. Bende geride kalanları topladım ve birlikte odaya çıktık. Üzerimize pijamalarımızı giydik ama ne yazık ki uyku tutmadı. Sanırım bunda filmin etkisi çok büyüktü çünkü her duyduğumuz seste irkiliyorduk. Uyuyamayacağımıza karar verip tekrar salona indik. Bulutta salonda oturuyordu.

"Hayırdır abi sen yatmamış mıydın? Sanırım bizimle eğlenmek uykunu kaçırdı." 

"Yok uyumadım. Korkunca komik olduğunuz anlar geldi gözümün önüne uykum kaçtı." 

"Pislik misin?" dedi koltuktan kaptığı bir yastığı Bulutun yüzüne indirmeye çalışırken. Tabi Bulut her zamanki gibi yastığı havada yakalamıştı. Başak mutsuz bir şekilde koltuğa otururken bir anda çığlığı bastı. İkimizde şaşkın şaşkın Başağa bakarken Başak eline kumandayı alıp televizyonun sesini açtı.

"Canım ya en sevdiğim adamım be bas gaza bee." diye bağırmaya başladı. Bende şaşkın bir şekilde koltuklardan birine geçtim. Başağın ani ruh hali değişimi gerçekten de çok şaşırtıcıydı.

Yarım saat sonra anlamadığım bir şekilde kendimi televizyonun içindeymiş gibi hissettim. Bir motor yarışı izliyorduk ve kendimizi çok kaptırmıştık. Bulut arada bir manyakmışız gibi baksa da kendisi  de katılıyordu bize.

Yarış bittiğinde kazanan Başağın en başarılı ve en sevdiği adam olduğu için coşmuştuk. Yarıştan kalktığımızda saat 3 buçuğa gelmişti ama bizim hala uykumuz yoktu. Zaten yarın okula gitmeyecektik. Bu yüzden bir film daha izlemeye karar verdik. Aslında komedi izlemek istiyorduk ama Bulut eğer komedi izlersek gideceğini söylemişti o yüzden aksiyonda karar kıldık. Hızlı ve öfkeli 8 açtık. Bu film serisine bayılıyordum. Özellikle Vin Diesel ve Paul Walkera bayılıyordum. Ama ne yazık ki Paul Walker artık aramızda değil.

Bütün heyecanıyla bu filmi izledikten sonra sabah olmak üzereydi. Artık uyumamız gerektiğini biliyorduk. Hep birlikte yukarı çıktık ben ve Başak odaya giderken Bulut da kendi odasına geçti.

Uyandığımda saat ikiye geliyordu. Başak hala uyuyordu. Onu uyandırmamaya çalışarak odadan çıktım. Bulutun odasının kapısı kapalıydı. Sessizce salona indim. Tam mutfağa su içmeye giriyordum ki kapıda Bulutla burun buruna geldik.

"Ayy korktum." dedim kalbimi tutarak.

"Aniden karşıma çıkan sensin. Neden sessiz sessiz dolaşıyorsun?"

"Çünkü ikinizi de uyuyor zannediyordum. Uyandırmayayım diye. Şimdi müsaadenle su alacağım." Dedim ve yanından geçip mutfağa girdim. Ben su içerken o da kapının önünde mutfağa dönük durmaya devam ediyordu. Mutfaktan çıkarken

"Başağa söylersin ben eve geçiyorum." Dedim ve salondan çantamı alıp bahçeye çıktım. Annemi bahçedeki hamakta görünce yanına gittim.

"Anneciğim Deniz'i uyuttun herhalde." dedim yanağına bir öpücük koyarken.

"Evet bunaldım iyice evde neredeyse bir aydır sadece bahçeye çıkıyorum."

"Biliyorum annecim ama artık iyisin yakında işe de döneceksin. Ben tatilden döndükten sonra sana yardıma da geleceğim." dedim sarılarak. Gerçekten artık çok bunalmıştı. Haftalardır bahçe sınırları dışında bir yere çıkmamıştı. Babam her seferinde çıkarmaya çalıştıysa da Deniz olduğu için çıkmak istememişti. 

"Sen tatil için hazır mısın bakalım? Ayarladınız mı her şey?"

"Evet bir sıkıntı çıkmazsa her şey hazır. Bu gece de Başakla benim bavulumu hazırlayacağız. Zaten yarın da karneleri alıp pazar gecesi yola çıkacağız. Ben çok heyecanlıyım yeni okulumda yeni arkadaşlarımla ilk tatilim."

"Çabuk alıştın ama buraya. Mutlu görünüyorsun." 

"Başak olmasa biraz zor alışırdım. İyi ki tanımışım onu. En azından hayatım eğlenceli." dedim. Biraz daha konuştuktan sonra eve girdik. Bütün bir gündüzü Denizle uğraşmakla geçirdikten sonra Başak geldi. Bugün fazlasıyla geç uyandığı için bu gece yine sabahlayacakmışız gibi görünüyordu. Ama yarın karneleri almak için okula gidecektik o yüzden fazla geçe kalmamaya karar verdik. Yemeğimizi yiyip annem ve babamla biraz sohbet ettikten sonra odama çıktık. Benim bavulumu da hazırladıktan sonra tatil hakkında konuştuk.

"Neyse yarın zaten okula gideceğiz. Tatili de yarın konuşuruz." deyip yattık.  

************

Kamp günü çok yaklaştı. Sizce kampta neler olacak?

Kampa süpriz kişiler gelecek sizce kimler gelir?

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 07, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Komşumun OğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin