19. Bölüm

875 41 0
                                    

Medya: Deniz

Deniz'den
Bulutların yanından ayrıldıktan sonra derin bir oh çektim. Kafa dağıtmak için her zaman gittiğimiz bara gittim. Aslında Selimi de çağırabilirdim ama yalnız kalmak şu an benim için daha iyiydi. Malum Başağın oyunundan çıktım.
Bar her zamanki gibi tenhaydı ve buradaki insanlardan bir kaçı hariç hic kimseyi tanımıyordum. Barmenin karşındaki sandalyeden birine oturup içki istedim. Barmen içkiyi hazırlarken aniden omzumda bir el hissettim. İrkilmiştim ama belli etmedim. Hafifçe basımı kaldırdığımda kız yanıma oturdu.

"Selam. Seni burada göreceğimi düşünmüyordum." tam tahmin ettiğim kişi. Gecen geldiğimde bana sırnaşan kız. Hic bir tepki vermeden barmenin uzattığı içki bardağını elime alıp bir dikişte bitirdim ve barmene doldurmasını işaret ettim. Kız hala pes etmemişti.

Kız bizim okuldandı. Hatta Başakların sınıfında.

"Adın Deniz dimi. Benim de Sevda." dediğinde alttan bir bakış attım ve yine önüme döndüm. Adımı bile biliyor. Artık nasıl araştırdıysa. Ona tepki vermeden barmenin uzattığı diğer bardağı da bitirip yerimden kalktım. Benim kalkmamla kız da kalktı.

"Konuşuyorduk ne güzel. Nereye?" dedi. Benden yine bir tepki alamayınca takip etmeye başladı. Kaşınıyor mu ne?

Bardan çıktığımda hala peşimde olduğunu sezebiliyordum.

Sanırım bu gece biraz eğleneceğim.

Evim buraya biraz yakındı bu yüzden eve gitmeye karar verdim.
Kapının önüne geldiğimde cebimden anahtarlarımı çıkarıp kilit yerine taktım. Kız beni buraya kadar takip etmişti. Ben kapıyı açıp içeriye girdiğimde o da arkamdan girmişti. Bu kız sürtükten de kötü çıktı. Ben kapıyı kapamadan o kapatıp dudaklarıma yapıştı.

********

Duru'dan

Basak kapıyı kapatıp dışarı çıktıktan sonra koşa koşa merdivenlerden indi. Ben de arkasından indim. Deniz salondaki koltuklardan birine yayılmış gayet rahat görünüyordu. Basak Deniz'in karşısına geçip

"Benimle dalga geçene bak. Kendileri Sevdaya kalmış."diye alay etti. Ben sinirlendi sanmıştım ama o dalga geçiyordu.
Sevda dediği kız bizim sınıftan bir kız. Başağın konuşmadığı kızlardan. Yani benimde konuşmuşluğum yok.

Sevda bir hışımla merdivenlerden inip evden çıkınca arkasından bakakaldık. Basak ani bir kahkaha patlaması yaşadı. Deniz'in onu taktığı yok gibiydi. Zaten büyük ihtimalle takmıyordu da. Basak da konuyu fazla Büyütmedi ama bu olayı uzun bir sure dilinden düşüreceğini düşünmüyorum.

"Ee doğum günü çocuğu aç bakalım hediyelerini." deyip posetleri yanina koydu. Deniz suratını asıp

"Bana her sene hediye aldığında aynı tepkiyi veriyorum farkında mısın? Ve sen aynı tepkime rağmen ısrarla bana hediye alıyorsun."

"Ya ne var? Sanki siz bana almıyorsunuz?"

"Sana hediye almadığımızda başımızdan gitmiyorsun da o yüzden." Basak hiçbir şeyi duymamış gibi yapıp yanına oturdu ve kendi hediyesini uzatıp

"Bu benim hediyem." dedi. Deniz oflaya puflaya elindeki paketi alıp açtı. İçinden deri ceket çıktığını görünce şaşırdı

"Hayret bunu beklemiyordum."

"Tabi ben bilirim kardeşimin ne istediğini. Simdi sıra Duru'nun hediyesinde." deyip diğer paketi uzattı. Deniz bunu da alıp açtı. İçindeki kaskı görünce bana döndü ve

"Sağol hediye için ama bir dahakine lütfen boyle şeyler yapmayın. Hediyeye falan gelemiyorum." dediğinde gülümsedim.

"Ee seni dinliyorum." dedi Başak imalı imalı.

"Sonra konusuruz Basak. Evi kendinizin evi gibi kullanabilirsiniz ben odamdayım." dedi ve merdivenlerden çıktı. Birden Basak yine kahkaha atmaya başlayınca dayanamayıp ben de ona katıldım. 5 dakika kadar sonra gülme krizinden anca çıkabilmiştik.

"Ben bir mutfağa bakıyım. Acaba ne alemde." deyip kalktı. Ben de bu sırada koltuğa oturup evi inceledim. Salonda 2 tane ikili koltuk 1 tane tekli koltuk vardı ve renkleri lacivert olduğundan odada karanlık bir hava yaratıyordu. Ortada da siyah büyük bir sehpa vardı. Denizin tarzını yaratıyordu bence. Bulut, Deniz ve Basak siyahı ve koyu renkleri çok seviyorlar. Hatta Bulutların evdede çoğu eşya koyu renk. Acaba Bulutun odası nasıldı? Belki odası çok renklidir. Ama sanmıyorum!

"Mutfak dağılmamış hayret doğrusu. İlk defa bu kadar temiz buldum. Büyük ihtimalle Deniz temizlikçi çağırmıştır." Başak mutfaktan geldiğinde düşüncelerimden sıyrıldım. "İstersen eve gidelim." olabilirdi ama artık kendi evime gitme vaktim gelmişti.

"İstersen bizim eve gidelim. Bodrumda kimse bizi rahatsız etmez."

"Olur. Hatta muhteşem bir fikir. Zaten abim bizi görmese iyi olur."dediğinde güldüm. Koltuktan kalkıp kapıya doğru yürümeye başladım. Basak da arkamdan geldi.

*******

"Bulut bırakır mısın kolumu?"

"Ben size bu kılıkta dışarıya cıkamazsınız demedim mi?"

"Sanane ya. Sanane. Babam bile karışmıyor. Hem sen kimsin ya?"

"Başağı bulayım ona da gösterecegim."

"Bak hemen kolumu bırak yoksa taciz ediyorlar diye bağırırım."

"Bu mevkide kimse seni kurtaramaz. Daha doğrusu benim olduğum yere kimse yaklaşmaz."

"Niyemis o?"

"Çünkü burada herkes beni tanır. Eğer karışırlarsa sağ çıkamazlar."

"Bir dakika ya senin kolunun alçısı nerede?"

"Çıkarttırdım. Ne oldu ki?"

"Yaa inanmıyorum ya nasıl yaparsın bunu?" dediğimde elini biraz gevsetti. Benden bundan istifade kolumu kurtarıp kaçtım.

"Küçük Jerry gel buraya." koşarak evin bahçesine girdim ve arka bahçeye koştum ve mutfak kapısı şansıma açıktı. Hemen eve girdim ve ondan kurtuldum.
Ne manyak bir çocuk ya. Resmen pusu kurdu bize. Başağı bulmasa bari.

"Alo Basak nerdesin?"

"Uzaylardayım."

"İyi tamam sakın çıkma oradan. Abin mahvedecek seni."

"Tamam anladım." deyip kapattı.

Komşumun OğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin