Medya: Duru
Eve gelince mutfağa geçip şekeri anneme uzattım.
"Eee kızım yeni komşularımız nasıl insanlarmış?"
"Bilmiyorum anne ama çocuklar bizim okuldan."
"Öyle mi çok sevindim. Artık canın sıkılmaz."
"İnşallah anneciğim. Pastayı ben yapıyım mı?"
"Olur kızım yap. Malzemeler tezgahın üzerinde. İhtiyacın olan şeyler de dolaplarda var. Sen pastayı yaparken ben de akşam yemeğini hazırlayayım." dedi ve yemekleri hazırlamaya başladı ben de masaya geçtim ve gerekli malzemeleri alıp pastayı yapmaya başladım. İzmir'de aşçılık dersi almıştım. Çok sosyal değildim evet ama sosyal aktivitelere çok katılırdım. Daha neler neler öğrenmiştim İzmir'de. Bu pastayı yapmayı da yemesini de çok seviyordum. Kendi yaptığını yemesi daha lezzetli oluyordu bana göre.
Pastayı yapıp fırına atınca mutfağın dağıldığını gördüm. Annem yemekleri hazırlamış ocağa koyup salona gitmişti. Ben de mutfaktaki dağınıklığı toparlamaya başladım. Arada da fırına bakmayı unutmuyordum. Mutfağı toparladıktan sonra fırından güzel kokuların geldiğini duydum. Pastayı çıkardığımda çok güzel olduğunu gördüm. Hemen yemek istiyordum ama bir kenara koyup soğumasını bekledim.
Ardından bahçeye çıktım. Bulut denen çocuk bahçede oturuyordu ona görünmeden salıncağa oturdum. Çocuk yine benim geldiğimi görmüş gibi gözlerini bana dikmiş bakıyordu. Daha fazla göz teması kurmak istemediğinden hemen gözlerini kaçırdım. Bu sırada babamın geldiğini gördüm ve koşarak arabanın yanına gittim. Babam inince hemen üzerine atladım.
"Hoş geldin baba." dedim üstünden inerken.
"Dur kızım boynumu kıracaksın." deyince güldüm birlikte eve girdik. Annem babamın geldiğini görmüş olacak ki kapıdaydı.
"Hoş geldin hayatım." dedi babamın ceketini çıkarmasına yardım ederken.
"Hoş bulduk bir tanem." dedi annemin yanağına öpücük kondururken. Onları bu hallerine bayılıyordum.
"Oooo yine nefis kokular geliyor mutfaktan."
"Evet babacığım annem yemekleri hazırlarken hep birlikte yiyelim diye şu çok sevdiğin pastadan yaptım."
"Acaba benim sevdiğim mi senin sevdiğin mi?"
"Yaaa baba." dedim içeriye geçerken. Bir anda aklıma acaba Başaklara da mı pasta getirsem diye geçirdim ve bir tabağa koyup salona çıktım.
"Anne ben komşulara da pasta getireyim bari o kadar şeker verdiler bize."
"İyi akıl etmişsin kızım. Hadi git getir." derken ben çoktan bahçeye yönelmiştim. Bulut ortalıklarda görünmüyordu. Kapıyı çaldığımda Başağı gördüm ve
"Pasta getirdim. Umarım beğenirsin. Afiyetle yiyin. Şeker için de tekrar teşekkürler bu arada çok işimize yaradı."
"Ayy çok sağol canım niye zahmet ettin. Teşekkürler. Bu arada az önce geldiğinde soramadım. Okula tek başına mı gidiyorsun?"
"Evet tek başıma gidiyorum."
"Öyleyse artık benimle geliyorsun. Zaten ben de okula tek gidiyorum canım sıkılıyor. Az konuşuruz seninle yolda."
"Benim için de iyi bir şey olur. Yarın görüşürüz o zaman." dedim ve Başağın yanından ayrıldım.
Eve girdiğimde annem masayı hazırlıyordu. Yanına gidip yardım ettim ve birlikte hazırladık. Ardından da hazırladıklarımızı bir güzel ailecek yedik.
Odama geçince bugün verilen ödevleri yapmaya başladım. Annem kapımı açınca pastanın kokusunu aldım.
"Benim güzel kızım ders çalışırken bir şeyler yemek ister diye düşündüm."
"Ellerine sağlık anneciğim."dedim ve meyve suyumdan bir yudum aldım. Tabi ki pastayı unutmadım. En en en best tatlım bu pasta. Canım sıkıldığında, mutlu olduğumda, depresyona girdiğimde her zaman bu pasta yanımda olur. Bana destek çıkar, sakinleştirir. Her zaman bu pastayı yerim. Ne zaman olursa olsun. Şu an yediğim gibi ders çalışırken de çok yarımcı oluyor. Zihin açıyor mübarek."Ellerimize sağlık anneciğim her zaman ki gibi yine çok güzel olmuş."
"Kim yaptı canım. Benim kızımın hünerli elleri değdi ona." deyince güldüm. Annem
"Hadi iyi çalışmalar." dedi ve odadan çıktı.
Ödevlerimi yaptıktan sonra bugün işlenen konuları gözden geçirdim ve yarın ki konulara göz attım. İşlerim bittikten sonra telefonumu elime aldım ve göz atmaya başladım. Başaktan mesaj geldiğini gördüm. Hemen açtım
"Yarın hazır ol çok güzel bir okul yolculuğu seni bekliyor." onun bu haline güldüm. Daha ilk günden kendimi bana ısındırmıştı. Gerçekten tam bir dost.
"Yarını iple çekiyorum." diye cevap yazdım. Anında
"Ben de bunu bekliyordum."
Biraz daha telefonumu kurcaladım. Faceye girdim arkadaşlık isteği vardı. Başak yollamıştı elbette ki. Hemen kabul ettim ve fotoğraflarına baktım. Bir çoğu Bulut ile çekilmiş fotoğraflar. O da ne bugün yolda karşılaştığım çocuklarla da fotoğrafları vardı. Şaşırtıcı bu kadar korkunç duruşlu bir çocuğun bu kadar sevimli bir kardeşi olması.
Kuzenimden gelen mesajla dikkatim dağıldı
"Naber prenses Antalya'ya alışabildin mi?" her zaman ki Arda. Canım kuzim.
"Alıştım kuzi ee orada ne var ne yok? Biliyorum daha bir gün oldu ama orada bir günde neler olabileceğini biliyorum."
"Aynı burası. Bir değişiklik olmadı."
"Cansu ne yapıyor?"
"Ayrıldık biz ya sürmedi kız senin gitmenden 2 saat sonra ayrıldı benden."
"Aaa kim benim Ardişimi terk edebilir? Boşver zaten ben o kızı hiç sevmemiştim."
"Aynen ya şimdi başka bir kızla konuşuyorum zaten belki tanırsın adı Buse Dinç."
"Tanımam mı ya ben bir kere o kızı dövmüştüm."
"Yuh kızım ya sen de bütün konuşmadığın insanları dövüyorsun."
"Ne yapıyım sinirime dokunmuştu."
"Hmm ee senin orada ne var ne yok? Yeni arkadaşlar edindin mi?"
"Evet bir tane edindim. Adı Başak. Sıra arkadaşım hem de bizim evin yanındaki evde oturuyorlar. Başka da bir şey yok zaten."
"Hımm bir şey olursa haber ver. Zaten bir hafta sonu Azra ile geleceğiz size."
"Tabi ki geleceksiniz oğlum ya. Ben de geleceğim oraya."
"Bize gezdirirsin oraları."
"Ben bir gezeyim sizi de gezdiririm."
"Tamam kuzen hadi sana iyi geceler."
"İyi geceler kuzicim oradakilere selam söyle."
"Tamam canım söylerim." dedim ve telefonumda biraz daha dolaşmaya devam ettim. İnstagrama girdim. Başak oradan da takip isteği yollamıştı. Kabul ettim ve ben de onu takip etmeye başladım. Yine fotoğraflarına baktım. Çok fazla fotoğrafı vardı. Yine aynı şekilde bir çoğu Bulut ve arkadaşlarıyla idi. İnstagramdan çıktıktan sonra canım film izlemek istedi. Benim odamın yanındaki odada televizyon vardı. Bir film seçerek odaya gittim. Filmi televizyona taktıktan sonra durdurdum ve salona indim. Annem ve babam orada oturuyorlardı.
"Kızım ne oldu bir şey mi istiyorsun?"
"Yok anneciğim ya yukarıda film izleyeceğim de mısır patlatmaya geldim. Sizin istediğiniz bir şey var mı?"
"Yok teşekkür ederiz kızım biraz daha otururuz. Yatarsın sen de filmin bitince."
"Tamam anneciğim." dedi ve mutfağa geçip mısır patlatma makinesini aldım ve mısırları alıp içine koydum. Daha sonra patlamaya bıraktım.
Mısır patlayınca bir kaseye doldurup odaya gittim ve filmi başlattım. Normalde çok fazla Türkçe film izlemezdim ama bu gece Türkçe bir film izlemek istedim hem de romantik dram. Aşk sana benzer. Fahriye Evcen ve Burak Özçivit ikilisini seviyordum. Bu filmi İzmir de iken almıştım ama izleyemedim ve burada izlemeye karar verdim. Film bitince uykumun geldiğini hissettim ve filmi kapatıp odama gittim. Yine pandalı pijamalarımı giydim ve lavaboya gidip dişlerimi fırçaladım. Yarın olan ders kitaplarını çantama yerleştirdim. Yatağımın örtüsünü kaldırdım ve kendimi uykuya hapis ettim.