Medya Başak ve Arda
Başak içeri girdiğinde tek koluyla boynuma atladı. Arda ise hala kapıda duruyordu.
"Hayırlı olsun kankacım kardeşin doğmuş." dediğinde bunun aslında bir trip cümlesi olduğunu anlamıştım. Aslına 'Kızın kardeşi olmuş. Bize hiç haber vermiyor." anlamındaydı.
"Omzun nasıl oldu." dediğimde gülümsedi. Göz kırparak "Daha iyi." dedi. "Kuzen orada durmaya devam edecek misin? Yoksa evin buz gibi olmasını mı bekleyeceğiz." aniden afallayarak kapıyı kapattı. Başak ise onu izliyordu.
"He bu arada ben sizi tanıştırmayı unuttum." dediğimde Başağın dudaklarında bir gülümseme belirdi. Yok artık ya. "Başak bu Arda benim kuzenim. Arda bu da Başak Bulut'un kardeşi." dediğimde Arda elini uzattı. Başak da elini uzattı.
"Abimi tanıyor musun?" dediğinde Arda başını sallayarak "Evet." dedi. Bu sırada merdivenlerden halam ve eniştem inmeye başladı. "Biz gidiyoruz çocuklar. Yarın sabah gelemeyiz herhalde. Kahvaltı işini kendiniz halledersiniz artık."
"Tamam halacım. Siz gidin biz hallederiz. Hadi biz de çıkalım yukarı. Bulut yalnız kalmasın." "Abim burada mı?" dediğinde başımı salladım ve önden çıkmaya başladım. Balkonun kapısını açıp Bulut'un karşısındaki koltuklardan birine oturdum. "Başak da geldi." dediğimde "iyi" dedi . Odun!
Arda ve Başak hala gelmemişti. "Bugün kızlarla kavga etmişsin." dediğinde başımı kaldırdım. Haberi olmuş muydu? Ya da haberi varsa da ne kadarını biliyordu. "Tartıştık biraz."
"Benim yüzümden olduğu söyleniyor." dediğinde nasıl cevap versem diye düşündüm ama tabi ki hepsini söylemeyecektim. "Hakkımızda dedikodu yayıyordu ben de durdurdum. dediğimde başını geriye attıp güldü. Bugün de amma gülüyo ha. "Dedikodu ha, onların işi o zaten. Yeni geldin sayılır çok kavgaya karışma. Sonra daha çok dedikodu yayılır." "Umurumda değil. Ben sadece kendimi savundum. Ayrıca haklıydım. Ne dediklerini duysaydın sen bile dalardın." dediğimde bunu söylemem gerektiğini sonradan fark ettim.
"Ne dediler ki." al işte ağzıma tüküreyim. "Önemli değil ya." dediğimde öne doğru eğilip kaşlarını çattı. "Ne dediler dedim." dedi sert bir sesle. "Çirkin şeyler." dedim ve kestirip attım. "Ben bir Başağa bakıyım." deyip kalktım. Bu sırada Başak ve Arda gülerek merdivenlerden çıkıyorlardı. İşi ilerletmişlerdi anlaşılan. Kapıyı açıp ellerindeki tepsiyi aldım. "Sıcak çikolata yaptık." dedi ve içeri girip Bulut'un yanına oturdu. Ben de tepsiyi alıp masanın üzerine bıraktım. "Başak bunlar niye 3 tane?" diye sorduğumda gülmeye başladı. "Duru ya sence Bulut sıcak çikolata içer mi? Hiç o tip var mı?" dediğinde Bulut ters bir bakış attı. Ben de güldüm ve kupalardan birini aldım. Arda da benim yanıma oturup kupalardan birini aldı.
"Evet bu gece ki konumuz lütfen benim miniğim olabilir mi?" dediğimde Başak bana bakıp
"Parti yapıcaz dimi." dedi heyecanlı bir sesle. "Aynen ama sadece yarın var. Siz de yardım ederseniz parti yapıcaz. Zaten ben her şeyi hallettim. Bir tek Deniz'in odasını ve salonu süsleyeceğiz." dediğimde ellerini birbirine vurup alkış yaptı.
"İşte bu güzel haber. O zaman yarın sabah erkenden başlarız. Hem abimle Arda'da yardım eder." dediğinde Bulut her zaman ki ters bakışını yolladı. Arda "Yardım ederiz dimi kardeşim." dediğinde "Bakarız." deyip kestirip attı. Odun diye boşuna demiyorum.
"Başak bir de Arda'nın kardeşi var. Azra. Ama yol yorgunu olduğu için yatıyor. Yarın onunla da tanışırsın. İyi anlaşacağınıza eminim." dedim ve konuşmaya devam ettim. "İsterseniz bu gece burada kalın. Yarın Deniz'i, Selim'i falan da çağırırız."