8-Bölüm

22.1K 993 40
                                    

HAYIRLI RAMAZANLAR!

Bazen sana yapılan haksızlığa en güzel cevabı hayatın kendisi verir.
Sabretmek lazım.

***

"Teşekkür ederim." Eşarbımı düzeltmeye çalıştım.
Öyle paniklemiştim ki eşarbımın ne halde olduğunu düşünmek bile istemiyordum.Aslında amacım düzeltmek değildi.Şu an kızarık yanaklarımı saklamaktı aslında.
Gözlerimi yere odakladım."Odamdan çıkar mısın?"
Burada onunla tek kalmam uygun değildi.Evleneceksem ahlaklı bir şekilde evlenmeliydim.Bu aslında çoğu insanlarda ki büyük bir sorundu.

Şimdiki kızlar yüzük takıldığı an,birbirilerine dokunuyorlar ve fotoğraf çekiniyorlardı.
Telefonlarda ilk günden beri mesajlaşan'lara mı,yoksa buluşup beraber birşeyler yapanlara mı, ne denilirdi?
Sıkıntıyla bir nefes aldım.
"Eyüp..."dedim.
Adını kim koydu acıba?
Göz ucuyla baktığımda dik duruşuyla yarım yamalak bir gülümsemeyle bana bakıyordu.
Kafamı yere indirdim.
"Eyüp ben,"
"Evet?"

"Seninle yakın olamam,anla artık.Ben sana helal değilim ve sende bana helal değilsin işi çıkmazlara sokma.
Seninle bir odada özellikle benim odamda tek kalamayız."Nasıl tepki vereceğini merak ediyordum.Oda'da sessiz rüzgarlar esiyordu.

Elimdeki baskı irkilmeme sebep olmuştu.
Sanki çekeceğimi biliyormuş da elimi sımsıkı tutuyordu.Sonra yumuşak bir ses kulaklarıma yankılandı."Ben kuralları kendim gibi yaşarım.Sen bana ne yapacağımı söyleme Songül."

***
•ELİF

Şu anda ne mi yapıyorum?
Küçük ve yaramaz bir çocuğa kötü kötü bakmakla meşgulüm.
"Bebeğim bak,uğraşma benle git arkadaşlarınla üstünü pislet ne bilim saklambaç oyna git başımdan!"
Alt tarafı salıncakta sallanacağım.
Bu çocuk da tam önümde durmuş bırakmıyor sallanayım.

Aha!
Küçük kaşlarını çattı. Sinirlenmeye mi başlıyordu?
Keyifle sırıttım.

"Ben Senin Bebeğin Diilim!Tamammı?!"

"Oy oy oy...değilmisin?"
Yanaklarını sıkmaya başladım.
Benden kurtulmak için beni itiyordu ama beni itemezsin küçük bey.

Saç diplerimde ani bir acı hisettim.

Bu,daha yeni şımarık sonra da sevimli şimdi de canavar olarak bulduğum çocuk....SAÇLARIMI ÇEKTİ!

"Ah!"

"Bırak saçlarımı yaa!!"

Hem çocuğu itmemeye çalışıyor hemde saçlarımı bırakması için uğraşıyordum.

Allah aşkına! Daha bugün düzleştirdim saçlarımı!
"Ahh...belim!"

Birde yetmezmiş gibi salıncaktan sırtüstü düştüm.Çocuk da üstüme düştü böbreklerim iflas etmek üzere.Bu çocuk kaç kilo?
Saçlarımı çekmeyi bırakmasına rağmen saçdiplerimden ağır bir sızı varmış gibi hissediyorum.Belimin ağrısı kat kat olunca dayanamadım ve ağladım.
Ne var?
Ağlamak suç mu!

Çocukda ağlamasın mı.İkimiz beraber yerde ağlıyoruz.Pardon ben sırtüstü uzanmış bir şekilde yerde uzanıyordum ve çocuk da üstümde uzanmış ağlıyordu.

Biz böyle baya baya beş dakikadır ağlıyoruz.Yaşasın Ağlamak!
Birden biri çocuğu üstümden aldı.
Ah..kesin Annesi veya Babasıydı.
Şimdi de onlarla kavga edeyim tam olsun!

Karşımda bir gölge durunca sahibine bakmak için ellerimi gözlerimden çektim.Ve Kahverengi gözlerle göz göze geldim.Bön bön bana bakınca.

"Ne var?"dedim.

Çocuğun yüzü değişik bir ifadeyle bulanınca kaşımı kaldırdım.

"Kardeşimle ne yapıyordun?"

"Asıl senin kardeşin ne yapıyordu!?
Ah kime hesap veriyorsam.."

Yavaş yavaş kalkmaya çalışıyordum ki,bir güç beni kaldırınca bir inilti çikti ağzımdan.

Göz yaşlarım daha yeni kurumuştu ki gözlerim yine doldu.Belimin kırıldığına dair düşüncelerim var.

"Bana baksana sen!Söz konusu benim kardeşim ise hesap vereceksin.Benim sözlerimi geçiştiremezsin.Ben şuanda kardeşimin neden ağladığını ayrıca senin üzerinde ne işi olduğunu öğrenmek istiyorum.Şimdi..,"

Çikolata rengi gözleri siyaha bulandı. Kaşlarını da çatınca...
Adam Piskopat çıktı!

"Konuş!"

***
•ÖZLEM

Telefonu bir yukarı bir aşağı sallıyordum.Canım çok sıkkın.Dünden beri moral sıfır ne yazıkki.Niye diye sorarsanız açıklayayım.Dün Türkiye maçını izledim,bence siz anladınız moralim neden bozuk.En üzüldüğüm kısım ise Arda Turan'a protesto edildiğiydi.Tamam,biz Türkiye olarak bir golün sevincini yaşayamadık ama...
Böyle de yapılırmıydı be!

Parmaklarımla anlımı ovalıyordum.
"Tek derdim maç olsa keşke...."Dedim durgun bir sesle.

Kalbime bir bıçak saplamışlardı sanki.
Bana evlilik teklifi etti kabul ediyorum.
Ama,korktum işte....bilmiyorum korktum bir anda.Sonrası zaten anteller kopmuştu.Savaş benim ona 'Senin için herşeyi yaparım' dememi bekliyordu.Yemek yapamadığımı biliyordu,iki sene beraberiz bilmesi değil bilmemesi anormal kaçardı.

Birkaç dakika da oflayıp pofladım. Sonra da Gözlerim Elifi aradı.En son bir yere gidip geleceğim dedi,gelmedi de.Sağ kolumdaki saate baktım.Tam 15 dk. Yok bu kız.Abimin Emaneti kendisi mazallah birşey gelir başına yüreğim bir bıçağa daha dayanmaz.

Bana ters düşen tarafa ilerledim.Millet hep piknik yapıyorlardı.Kimisi gülüyor kimisi yemeğiyle meşguldü birkaç çocuk da ağlıyorlardı.Gülümsedim.Ne demişti Songül? Tebessüm sadakadır.
Keşke o gelseydi.Bu Elif de boş beleş yerlerde gezinip duruyor.Bazen deli ediyor bu kız beni.

Tanıdık bir yüz görmemle durmam bir oldu.Ordaydı.Ordaydı işte!
Karşısında uzun boylu,heybetli ve onu yakışıklı kılacak sakalı onda muhteşem duruyordu.Hele gülüşü....
Bembeyaz dişleri görüş alanına girdiğinde kalbini tuttu.Sevdiği Adamın bakışlarını takip etti.
Minyon tipli bir kız ile karşılaştı.Kalçalarına kadar inen kahverengi saçları,on metreden anlaşılan mavi gözleri vardı.O mavi gözlerin sevdiğine baktığını gördü.Ve bir anda hiç beklemediği birşey oldu.

Aşık olduğu Adam ve o kız birbirine sarılıyorlardı.
Sanki birileri kalbine iğne batırıyormuş gibi hissediyordu.
Donmuş birşekilde parkın ortasında dikiliyordu.Kendine gelemiyordu bunu,
bunu ona yapmış olamazdı.

Gözleri iki yıldır aşkının bir gram bile eksilmediği bu Adamın gözleriyle buluştu.Kahverengi olan ama siyaha kaçan gözlerle buluştu gözleri.
İşte o an Akmak için sabırsızlanan gözyaşları akmaya başlamıştı.

Eli ağzında durdu ve hıçkırmasını önlemek istercesine sıktı.

Savaş kızdan ayrıldı ve bana doğru bir adım attığı sırada arkamı dönüp koştum.Nereye doğru koştuğum hakkında bir fikrim yok.Ama birşey biliyorsam o da büyük bir Hayalkırıklığına uğradığımı biliyordum. Ayağım bir taşa takıldı ve yeri boylayacağı sırada biri kolumdan tuttu ve kendisine doğru çekti.O an dayanamadım ve bir hıçkırık kaçtı ağzımdan.

"Özlem...."

Kollarında olduğum bu şahıs daha yeni başkasına sarılıyordu.

Onu itmeye çalıştım.Evet,
Çalıştım.

"Bırak beni" dedim kırık bir sesle.

"Bırakmam.Seni asla bırakmam.Anlıyormusun beni seni bırakmayacağım!"

Fazla değil ama tüylerimi diken diken eden bir sesle bağırdı.

"Seni daha yeni bir kızla gördüm!Sarılıyordunuz.Ona da mı bırakmam dedin ha!"

"Hadi söyle! Ben...ben günlerdir ağlıyorum sen...onunla-"

"Kuzenim lan!O kız benim Kuzenim!"

***

Okuyan herkes beğene bilirmi lütfen?
Allah razı olsun.

Gül DikeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin