Gül Dikeni 32.Bölüm

10.2K 540 118
                                    



"Neden üniversite okumadın?"

"Bilmem..."dedim huzursuzca."bir tür bulanıma girdiğim bir dönemdi ve devam etmek istemedim,bıraktım."

"Pişman mısın?"

Gözlerim dizlerime kaydı.Yürüyemiyordum.

"Ne fark eder bu saatten sonra?"sesimin boğuk çıkmasını engelleyemedim.

"Üzgünüm."gözlerimi bacaklarımdan alarak bahçenin güzel manzarasına diktim ardından yavaşça Eyüp'ün kuzenine çevirdim.
Adı neydi ki?
Unuttuğum için utanmıştım aslında.

"Olma.Üzenler üzülsün."

Elimin üstünde elini hissetmemle gözlerimi yeşil harelere diktim.
Nasıl da güzel bir kızdı.Gözleri insanı büyülüyordu.

"Eyüp abiyi bu kadar üzme.Onun suçu değil bu yaşananlar.Oda çok kahroldu,neler çekti komada kaldığın zamanlar anlatsam anlatılmazdı."

Kaşlarım çatıldı."Onu suçlamıyorum sadece..."

Derin bir nefes aldım.Nasıl dile getireceğimden bir haberdim.

"Eyüp beni kaçırdı anlatabiliyor muyum? Ne yapsamda kurtulamadım elinden sonra...biliyorsun."

"Belki sana aşık olduğu içindir..."

Kalbimin birden çarpmasıyla aniden başımı salladım."I-ıh...Bana aşık olduğunu düşünmüyorum."aklıma onunla evlenmek istemediğim için ben zorla odasına götürüp,beni bana dokunmakla tehdit ettiği gün canlandı.Tüylerim diken diken oldu.

O günün aklıma sızmasıyla olmayan moralim sıfıra düşmüştü.

Yüzümü ovaladım sıkı sıkıya.Zihnimi istila eden anılar beni gittikçe yıpratıyordu.
Kendimi elli yaşında ki bir kadın gibi hissetmem normal miydi?

Ardından konuşmayı bölen aç kurtlar gibi guruldayan karnım olmuştu.
Utançla yüzüm kızarırken yüzümü elimle kapattım.

"Ben...Özer dilerim."

Kıkırdağında yüzüm sert bir şekilde ovdum.
Utanç verici!
"Acıktın sanırım.Gel,mutfağa gidelim de aç karnını doyuralım!"

Ardından kahkaha attığında bende istemsizce kıkırdadım.

**

Kararsızca elimdeki atlete bakıyordum.
O kadar sıcaktı ki giydiğim uzun kollu badi sırıl sıklam olmuştu.
Bir saattir yatmaya çalışıyordum ne yazık ki uyku bana mısın demedi.

Gece yarısı olmasına rağmen Eyüp hâlâ gelmedi.Nerede kalmıştı?
Saate baktığımda saat 00:23 geçiyordu.
Artık terlemekten ve bunalmaktan sıkıldığım için üstümdekini çabucak çıkardım.
Çıkardığım badiyi üstümde silerek rahatlamaya  çalıştım.Ardından mavi atleti üstüne geçirdim.

Böyle yatmam doğru muydu bilmiyordum bir şey bildiğim vardı oda artık umrumda olmamasıydı.
Sıcaktan bayılmak istemiyordum.
Ardından rahatsız edici kokumu yok etmek istercesine gül kokulu parfümü sıkıp rahatlamaya çalıştım.Sonunda koku burnuma dolduğunda yüzümü büyük bir gülümseme esir aldı.

İşim sonunda bittiğinde yatağa doğru tekerlekli sandalyemi sürdüm.Zor mu diye soracak olursanız,zordu.Hayatında her daim yürümüş olan birinin birden yürüyemiyor olması kadar üzücü bir şey olamazdı.
Ama çok takmamaya çalışıyordum....ne de olsa geçici olduğunu bildiğim için Allah'a buna da şükür demeyi de eksik etmiyordum.

Ben yatakta oturmuş boş boş etrafıma bakmakla meşgulken kapı yavaşça aralandı.
Tok ayak sesi içeri dolduğunda bakışlarım kapıya kaydı.

Gül DikeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin