Bilirsin beni.
İçimde fırtınalar kopsa da,
Yüzümde rüzgâr esmez benim.
•
Bir kişi Allah'tan başka kimseye ihtiyacı olmadığına inanırsa,Allah da onu başkasına muhtaç etmez....
~Şems-i Tebriz'i•••
Alarmın sesini duymamla sinirle kaşlarımı çattım.İçimden susmasını diliyordum.
Sus artık!
Susmuyordu.Bir müddet kımıldamadan tembelce kendiliğinden kesilmesini bekledim lakin alarmın susacağı yoktu.
"Of.." Diye sızlandım.
Gözlerimi yavaşça açıp kollarımı esnettim.
Sonunda oturur pozusyonuna geçtiğimde aynalı dolabıma baka kaldım.Ellerimi yumruk yapıp gözlerimi ovuşturdum nede olsa ayılmalıydım.
Kendime geldiğimde üzgünce dudağımı büktüm.
Vicdanım sızlıyordu resmen.
Tamam o bana çok şey yapmış olabilirdi ama ben herzaman insanların duygularını önemseyen birisiydim.Telefonumu elime alıp saate baktığımda sabah namazını kılmam gerektiğini anımsadım.
Şeytana uymamak için bir 'La Havle' çektikten sonra battaniyeyi üstümden çektim.
Sağ ayağımı yere değdirmem ile gözlerimi pörtlettim ve ağzım açıkta kaldı.Benim
Yatakta.
Ne
İşim
VAR?"Bismillahirrahmanirrahim..."
Üstümde pijamalarım da var.
Ayrıca kalçama kadar inen saçlarım da açıktı.
Uyur gezerlik mi yapmıştım.Sonra aklıma annem geldi ve onun yaptığını anladım.
Kafamdaki soru ise kapımı kilitlememişmiydim ben?Fazla üstünde durmadım.
Hadi yeni güne Bismillah!
Namazımı da kıldıktan sonra Kuran'ı Kerim'i açtım ve Halep için Fethi suresini okumaya başladım.
Doymayınca Kuran'ın feyzine Yasin suresini de okuduktan sonra kitabı kapatıp yerine yerleştirdim.
Telefonu alıp biraz uğraştıktan sonra içim yana yana kapattım.
Halep'in hâlini görünce dayanamıyordum.
Gözlerim doldu anında gözyaşlarım aktı.
"Allah'ım....Sen onlara yardım et!
Sen koruyucu meleklerini gönder!
Zalimlerin,mazlumlara yaptıklarının on katını yap....
İçim yanıyor Allah'ım.
Yüreğim daralıyor onları öyle gördüğümde sanki içim içime sığmayacak gibi.
Hepimiz onların yerinde olabilirdik,
Bende Halep'te, Esed ve İranın askerlerinin,tecavüz ettikleri kızlardan biri olabilirdim."Dayanamayıp Kuran'ı Kerim'i tekrar açtım ve güneş ağırana kadar okudum.
***
Tabağıma birer börek, üçtane zeytin,iki tane kesilmiş domates ve peynir koydum.Ekmeğimin arasına domatesimi koyduktan sonra zeytin ve peyniri içine yerleştirdim biraz da yeşillik koyduktan sonra limon sıktım ve kocaman gülümsememle ekmeğimden bir ısırık aldım sonra babamın dün yaptıkları aklıma gelince somurttum.
Birden aklıma'Tebessüm sadakadır' sözü gelince yine tebessüm edip iki saniye sonra tekrar somurttum.
Artık insanları umursamayı bırakacaktım,tabiki birkaç kişi hariç.
Herşeyden önce kendime verdiğim bu sözü tutabilecek miydim?"Anne," ağzımdakini yuttuktan sonra devam ettim."Elif ne zaman gelecek?bayağı oldu..."
Annemde çayını içtikten sonra cevap verdi.
"Dün beni aradı,yarın saat üçte havaalanında olacak.Alırız onu yarın." dedi annem tebessüm ederek.
Babmın bakışlarını hissetsem de bakmadım.Yaptıkları son damlaydı benim için,herzaman yaptıklarına rağmen yüzüne gülümser ona ilgili davranırdım.
Demek oda fark etti onunla konuşmayışımı,günaydın bile dememiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül Dikeni
Espiritual"Evleneceksin." Ve Songül'ün Gözyaşları usul usul döküldü. Gül'ü dikeniyle yaratan Rabbim,vardır elbet bir bildiği. *Tüm hakları saklıdır.Herangi bir kopyalnma durumunda kopyalayan kişi hakkında yasal işlem başlatılacaktır.