"Bir çiçeğe fazla su verirsen çürür,
insana gereğinden fazla değer verirsen
kudurur."-Sadi Şirazi
Ben arkamı dönmüş gidiyorken söylediği söz ile beynim yandı.Daha nekadar kırılabilir bu Kalp?
Üst üste kırılan kalbim onarılacak mı?
Yoksa kabuk mu bağlar bu kalb,zarif duygular beslediği şahısın her defasında onu yine yıktığında?Ama bildiği bir şey vardı Songül'ün,
bu hayalkırıklığı son hayalkırıklığı olmayacaktı.
"Ne o, bana aşık mı oldun yoksa?"
Bir insan ne kadar acımasız olabilir diye düşünüyordum.
Bu...bu ne biçim bir konuşmaydı?Şimşekler başıma vuruyordu.
Daha çok gözyaşı aktı yanağıma doğru.Bana doğru gelen adım seslerini duymama rağmen yerimden kıpırdayamıyordum.
"Hani benden nefret ediyordun Gül güzeli...?"
Dedi alayla.
Bir şey demeden bir adım öne attım ve hızla koridora yürüdüm lakin bir an durdum ve ona cevap verdim.
"Seni," dedim yutkunarak,boğazımdaki ağrıyı geçirmey çalışıyordum."seni sadece Allah'a havale ediyorum.Sen konuşulacak kadar değerli değilsin.Ne ar biliyorsun ne de edebi.Ben sana aşık değilim
Asla da olmayacağım!
Sen,sen...
Midemi bulandırıyorsun."
Konuşmamı bitirdiğim anda hızla yere bir şey atıldı.Arkamı döndüğümde eline aldığı diğer vazoyu hızla yere attı. Bakışlarım eline kaydı,oluk oluk kan aktığı eline.Camları elinde deli gibi sıkıyordu.İçimden bir yer cız etti.
Etmemeliydi....
Ateş püskürten bakışlarına kaydı gözlerim.
Göğsü bir iniyor bir kalkıyordu.Dişlerini buradan sıktığını görüyordum.
Gözümdeki yaş dinmemişti.İç sesim bana bağırdı.
Ne bekliyordun?
Ne bekliyordun ha?!
Belki sizin de normal bir evliliğiniz olabileceğini mi?Olmayacak.Yemin ederim,yemin ederim ki Eyüp'ün yaptıkları midemi bulandırmak harici benim birdaha onun hakkında iyi bir şey düşünemeyeceğimin kanıtıydı.
"Eelin..." dedim titrek bir sesle.
Olmuyordu işte! Eli kanıyordu ve...
Kendime kızdım benim merhametim ona lazım değildi.Diğer camlı şeyleride hepsini fırlattı.
Öfkesinden gözü kararmıştı.
Kendi kendine fısıldadı."Demek öyle..." dedi tehlike barındıran sesiyle.Bana doğru seri hareketle yürüdüğünü gördüğümde hemen arkamı dönüp kaçtım.
Lavaboya doğru kaçtım ve kapıyı tam tuttum ki kolumdan çekildim.Beni Tekrar oturma odasına götürdü.Acıyla inledim.
"Bırak kolumu!"Koluma öyle bir baskı uyguluyordu ki şimdiye kadar kolumu sıksa da böyle hiç sıkmamıştı.Kemiklerime kadar indiğine emindim neredeyse.
Beni koltuğa fırlattı.
Hemen kolumu tuttum ve dokunduğum an acıyla inledim.Çok ağrıyordu.Gözyaşlarım acıyla kavrulmuştu.
Dizlerini kırdı ve başını dibime kadar eğdi.İki kolunu da iki yanıma koyduktan sonra arsız bir gülümseme peydah oldu dudaklarının arasından.
Ben doğru dürüst ona odaklanamıyordum bile kolumun acısından.Acımasız bir yüz ile bakıyordu bana.
"Çok mu acıyor?" Diye sordu bana.Ağlamam ona cevap olmuştu.
"Tekrar sıkayım mı kolunu?" Dedi yaralanmayan elini koluma doğru hareket ettikten sonra.
Hemen kendimi geri çektim."Hayır!""Yapma..."
"Neyi yapmayayım güzelim? Canını acıtmamamı mı istiyorsun?"
Evet diye başımı salladım.
Elini yanağıma koydu ve okşadı."Bu hayat etme bulma hayatı Gül güzeli...."
Biraz daha yaklaşarak gözyaşlarımdan öptü beni.Başımdaki rasgele taktığım yazmayı çıkardı ve tokamı da çıkardıktan sonra yüzüme doğru savrulan saçımdan bir tutam kulağımın arkasına sıkıştırdı."Birinin seni acıtmamasını istiyorsan,"
Gözlerimden akan gözyaşlarımı sildi parmaklarıyla.
"acıtmayacaksın bir başkasının canını."
*Yıldıza basmayı unutmayın!
Beğenen ve okuyan herkese Allah razı olsun...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül Dikeni
Spiritual"Evleneceksin." Ve Songül'ün Gözyaşları usul usul döküldü. Gül'ü dikeniyle yaratan Rabbim,vardır elbet bir bildiği. *Tüm hakları saklıdır.Herangi bir kopyalnma durumunda kopyalayan kişi hakkında yasal işlem başlatılacaktır.