"Yandım,kavruldum,söndüm kül oldum..."dedim gözlerimden akan yaşlara mani olamayarak."asıl sana yetmedi mi yanmam? Düne kadar.."lafımı böldü."Dün dünde kaldı.Bunu seninle tartışacak değilim."
Ellerinin yumruk haline geldiğini gördüm.Birden aniden döndü sonra gidecekken birden arkasını döndü ve sinirli ve öfkeli bakışlarını bana odakladı.
"Ne yaptıysam faydam olmadı.Söyle,çekinme söyle! Herşeyin suçlusu sensin diye bağır,hadi durma!"
Şimdiye kadar kavga etmeyişim onun sinirliyken ki halini unutturmuştu bana.İrkilmeden edemedim.Ben daha hiç bir şeyi idrak etmeden bir kez daha sesini işittim.
"İşine gelmeyince sus zaten!"
Deyip kapıyı çarpıp çıktı.Şokla gözlerimi büyüttüm.
***
"Kalk."omzuma yapılan baskıdan dolayı sızlanarak gözlerimi araladım.Güneşin aydınlığı gözlerimi yaktı.Lacivert gözlerle göz göze geldiğimde dudaklarımı araladım.
"Ne oldu?"Sesim boğuk çıkmıştı.
Önüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına yerleştirdikten sonra doğrulmaya çalıştım.Başarısız sonuçlanan bu hareketim bana destek olan bir kol nedeniyle doğrulmama yardımcı oldu.
"Dikkat et."
"Ediyorum ya."dedim esneyerek.
"Doktorda randevumuz var,bir an önce çıkalım geç kalmadan."
"Ne randevusu?"ardından,
"Doktor mu?"dedim anlamayarak."neden doktora gidiyoruz?"Burnundan nefesini sıkıntıyla verdiğinde gözlerim hâlâ üstündeydi.
"Anlama kıtlığın mı var?"
Gözlerimi büyüterek sinirli bakışlarımı ona gönderdim.
"Çok kabasın!""Hayır,"dedi yüksek egolu sesiyle."sadece sen çok narinsin."
"Bana, 'anlama kıtlığın mı var?' Dedin!"
"Ee...ne olmuş?"
Elimi yüzüme koyarak sinirimin geçmesini diledim.Bir insan ancak bu kadar kendini beğenmiş olabilirdi.
Beni kucakladı ardından beni tekerlekli sandalyeme indirmesini beklerken öyle bir şey gerçekleşmedi.Hâlâ kucağında olmam beni utandırmıştı.
"Eyüp,indirsene beni."dedim titrek sesimle.Kalbim maratona çıkmışçasına atıyordu ona her yakın olduğumda.
"Böyle iyidi."dediğinde koluna vurdum.
Sırıtışını görmem ile gözlerim bir süre orda takılı kaldı ama hemen kendime gelerek gözlerine çıktı gözlerim.
Gördüklerimden pek hoşnut olduğum söylenemezdi doğrusu çünkü Eyüp dudaklarıma bakıyordu.Kulaklarıma kadar kızardığımda elimi hızla kaldırıp küçük ellerimle gözlerini kapatmaya çalıştım.Eyüpün gülme sesi oda da yankılanmaya başladı.Kafasını oynatarak ellerimden kurtulmaya çalışsada izin vermemiştim.Bir süre bende kendimden geçmiştim kahkaha sesimiz duvarlarda yankılanıyordu.
Sonra elim gözlerinden kayarak iki yanağında durdu.Bir kaç gün önce kestirdiği sakalında,kirli sakalında.Sakalı elime batıyordu ve bu bir şizofren gibi hoşuma gidiyordu.
Elimi usulca sürttüm."Kesmişsin sakalını."
Öylesine söylediğim söz gözlerindeki ışığı bir anda söndürdü.Yanlış bir şey mi söylemiştim.
İçim söylediğimden pişman olurken sesini işittim."Yeni fark etmen ne güzel."kinayeli ve soğuk çıkan sesine ve sözlerine gözlerimi büyüterek baktım.
"Yeni fark et-"
Konuşmama bile izin vermeden lafımı böldü ve yürüdüğünde beni indireceğini anladım.
"Herneyse...bana bir şey ispatlamak zorunda değilsin."
Tam beni indireceği sırada iki kolumdan destek alarak boynuna sarıldım.
Bunu beni indireceği sırada yaptığım için önce afalladı sonra ise doğruldu.
Burnumun boynuna değdiği için istemsizce tebessüm ettim.Kokusundan haberiniz var mı sizin?
Çok güzel kokuyordu bu adam.Ve sırf kokusu yüzünden ona katlanabilirdim.
"Ne yapıyorsun?"normalde benim söylediğim bu sözü ondan duymam gülmeme sebep oldu.
"Bir şey yapmıyorum ki."dedim bir çocuk gibi çıkan sesime engel olamayarak.
Kafasını eğmesiyle ben ona alttan o ise bana üstten bir bakış attı.Şu an aramızda santimetreler vardı.
"Bakıyorum da yeriniz rahat."hâlâ demin söylediğimin etkisiyle konuştuğunda kafasını kaldırdı ve gözlerini kaçırdı.
"Eyüp,ben onu laf olsun diye söyledim.Niye hemen alınıyorsun ki?"
"Ben mi hemen alınıyorum?"Dedi şaşkınlıkla.
Gözlerimi kırpıştırdım."Evet?"
"Alındığım felan yok!"
"Haklısın."dedim onu kınayan bakışlar atarak.
"Bu senin alınmamış halin,alınmış halini merak ediyorum doğrusu.""Çok konuşma yer cücesi."
Ağzım o şeklini aldı.Bu şoku nasıl olduysa üstümden atamamıştım.
Bana yer cüce dedi!
***
"Eren bey söylediğim gibi yürümesi imkansız değil yalnız Songül hanım da hiç umudunu kaybetmemesi lazım.Tedavileri yaparken her zaman başaracağını düşünmesi ve hissetmesi gerekiyor.Piskoloji bizim için çok önemli."
"Anlıyorum.Tedaviye ne zaman başlayabilir?"
Doktor gözlüğünü öne çekti ve bana alttan alttan bakışlar atmayı da ihmal etmedi.
"Siz ne zaman başlamak istersiniz Songül hanım? Geldiğimizden beri konuşmadığınız için soruyorum."Altmışlı yaşlarında bir doktor nasıl bakıyorsa ve konuşuyorsa aynen öyle davranıyordu.
"Haftaya?"dedim çekinerek.
Eyüp onaylamaz bakışını benden eksik etmedi.
İki gün sonra tedavi başlayacaktı.
İşimiz bittiğinde gidiyorken doktorun seslenmesiyle durmak zorunda kaldık.
Yani Eyüp tekerlekli sandalyemi sürdüğü için onunla beraber bende durmuş oluyordum.
Beni doktora taraf döndürdüğünde doktor son kez bir şey söyledi."Unutmayınız sakın Songül hanım,"dedi elini önlüğüne koyarak.
"Kader gayrete aşıktır."
.
.Sınır 420 vote.
İnstagramı açıp açmamak konusunda size duyuru başlıklı bir bölüm yayınlamıştım ve fikirlerinizi beyan etmenizi istemiştim lakin istediğim kadar yorum alamadım.
Yorumlarınıza göre açacağım bundan dolayı lütfen fikirlerinizi yazın.Kısa gibi oldu ama erken yayınladım bu defa.
Bölümü nasıl buldunuz?Yıldıza basmayı sakın unutmayın.
Ve yorumları da eksik etmeyin,okuyorum.Allah'a emanet olun!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül Dikeni
Spirituale"Evleneceksin." Ve Songül'ün Gözyaşları usul usul döküldü. Gül'ü dikeniyle yaratan Rabbim,vardır elbet bir bildiği. *Tüm hakları saklıdır.Herangi bir kopyalnma durumunda kopyalayan kişi hakkında yasal işlem başlatılacaktır.