6-Bölüm

25.9K 1.2K 152
                                    

Eğer içinden hiç birşey
yapmak gelmiyor ve sürekli ruhun sıkılıyorsa bil ki;
Namaz Seni Çağırıyor.
-
Kalp kırılmasının çıkardığı sesi sadece Allah duyar.

***

Duvarlar beyaz camdan oluşturulmuştu etrafı altın rengiyle pahalı olduğunu düşündüğüm boyayla boyanmıştı.
Beyaz koltuklar,beyaz büyük bir dolap,sağımda ve solumda iki tane beyaz komidin yerleştirmişler.Odayı süzdüğüme göre eşyaların hepsi beyazdı.Ayrıca altın rengi değişik bir hava katmıştı odaya.Sonra fazla üstünde durmadığım kahverengi renginde olan işlemeli potre takıldı gözlerime.

Boyayla çizilmiş bir resimdi.Bir kız vardı.Yerde oturmuş ve etrafını papatyalar sarmıştı.
Elinde bir papatya çiçeği vardı onu kokluyordu.Gözleri kapalı,huzurlu birşekilde kokluyordu.Garip olan şey ise Kız ağlıyordu.

"Tuhaf..."

Kızın sağ eli kalbindeydi ve elinde de kanamış kalbinden dolayı kırmızıya boyanmış bir papatya.
Açıkçası anlam veremedim ben bu Resime.
Kalbi niye kanıyordu ki?Ayrıca niye ağlıyordu?

Aklıma gelen tek şey Aşk acısı çektiğiydi.

Siz Aşk'a inanıyormusunuz?

Ağzımdan küçük bir kıkırtı çıktı.
Elif 'e bu soruyu sorarken kendimi hayal edemiyordum.
Ah!ben size bir kız kardeşimin olduğunu söylemedim değilmi?
Benim Elif adında bir kız kardeşim vardı.
Kendisi benim tam tersim!
Şu anda Almanya'da zor bir süreçten geçen  hala'mın yanındaydı.

İstemsizce aklıma Annem geldi.
Küçükken benimle fazla ilgilenemesede ben Annem'i çok seviyordum.
Sekiz yaşlarındayken hep Annemin beni sevmediğini düşünürdüm.
Annem çalışmayı bıraktıktan sonra herşey farklı olmuştu.Annem'le Lunaparka giderdik her Perşembe günleri.Ayrıca Cumartesi günleri beni Cami'ye götürürdü.Cami'ye neden gittiğimizi ona sorduğumda bana"Cami Allah'ın evidir Kızım.Yüce Rabb'im bizlere Kur'an-ı Kerim'i indirdi ve onu okumamızı emretti ayrıca Kur'an okuyanları Allah Kötülüklerden korur kalplerini temiz tutar iman'la doldurur.Sen de büyünce Kur'an okuyacaksın.Sen cahil olmayacaksın!Sen dininin Kitabını bilecek ve emredildiği şeyleri yerine getireceksin!
Bunları yaptığında Allah sana çok büyük bir şey verecek." demişti annem gülümseyerek ve biraz da ciddi bir suratla.Çok merak etmiştim.Allah bana ne verecekti ki? Doğum günü hediyesi olarak anneme bana gerçek bir Panda hayvanı almasını söylemiştim ama annem gülerek bunun mümkün olmayacağını söylemişti.
Sencede çok sevimli değilmiler?
Ben görünce yanaklarını sıkmak istiyorum.çok tatlılar ya.

"Allah bana ne verecek,Anne?"sordum merak ve heycanla.
"Cenneti..."saçlarımı okşayarak yanağımdan öptü.
"Allah ozaman sana Cennet'i verecek."
"Cennet ne?"

"Cennet öyle bir yerdir ki sadece iyi insanların olduğu bir yerdir.Cennet'te istediğin herşeyi alabilirsin hatta istediğin Pandayı da..."
Dedi ve gülerek Caminin yolunu tuttuk.

Ah ne anılar.
Mesela babam'la hiç anım yoktur.
Kendisi bizi doğru düzgün göremezdi bile.Niye mi?Çünkü o hep çalışırdı.Sabah gider,Akşam dönerdi.

Ezan sesiyle kendime geldim.
Akşam Namaz'ı Vakti.
Kalkmak istediğimde ayağımdaki küçük sızı baş gösterdi.
Yürümemi engellecek kadar ağırmıyor onun için yavaş yavaş lavaboya doğru yürüdüm.
Bir güzel Abdest aldıktan sonra burada Seccade olmadığı geldi aklıma.Namazımı nasıl kılacağımı düşündüm sonra etrafımda yere serecek herhangi bir şey aradım pek bir şey gördüm söylenemez.
Düşünceli bir şekilde arkamı döndüğümde yatağın üstündeki kullanılmamış birşekilde katlanmış ince beyaz örtü çarptı gözüme.

Yüzüme kocaman bir gülümseme belirdi.Heycanla örtüyü alıp ikiye katladım sonra telefonumdan Kıblenin nerede olduğunu öğrendikten sonra Kıbleye doğru serdim.

"Niyet ettim Allah rızası için Akşam Namazının üç rekat farzını kılmaya."Tekbir getirerek "Allahu Ekber"diyerek namaza başladım.

Üç rekat Farz'ı kıldıktan sonra iki son Sünneti kıldım.
"Es selâmu aleyküm ve rahmetullah."diyerek selam verdim.Sonra sola çevirip yine"Es selâmu aleyküm ve rahmetullah."diyerek selam verdim.

Tesbih de çektikten sonra Dua etmeye başladım.

"Allah'ım!
Sen merhamet edenlerin en merhamet edensin.Şükürler olsun bana verdiğin herşey için!Filistin'de,Mısır'da savaşla mücadele edebilirdim.
Şükürler olsun.
Allah'ım!
Bizi Şeytan'ın şerrinden koru!
Beni Nefsimle baş başa bırakma Rabbim.Ve yaptığım günahları aff eyle."
Bir damla gözyaşı Seccade'me düştü.
"İsteyerek veya istemeyerek yaptığım günahları affet.
Allah'ım hepimizin yardımcısı ol lütfen aşılamayacak kadar derin dertlerle imtihan etme bizi."

"Âmin."

Ayağa kalkıp örtüyü katladıktan sonra eski yerine koydum.
Birtane peçete alıp gözlerimi sildim.

Ben Maddi konusunda hiçbir sıkıntı çekmediğim halde,hayatım dışarıdan göründüğü gibi mükemmel değildi.
Biz hep zengin bir ailenin çok mutlu olduğunu sanarız.Zengin olan aileler problemleri yoktur bize göre.Para her derde devadır.Yanılıyoruz.
Herşeye sahip olabiliriz ama Huzur'a sahip miyiz?
Ya Sevgi, ona sahip miyiz?

Herşeye rağmen benim herşeyimi paylaşacak,anlatacak ve sığınacak bir Rabb'im var.

Ayağa kalkıp pencerenin önünde durdum.Desenli olan perdeyi kenara ittikten sonra sağ kolumu mermere yasladım elim de çenemdeki yerini aldıktan sonra dişarıdaki manzaraya bakmaya başladım.

Tam o sırada pencereme beyaz bir kuş kondu.

Pencereyi açtıktan sonra elime alıp sevmeye başladım.

"Nerden çıktın sen..."

"Tertemizmişsin sen kanatların bembeyaz güzel kuşum."kıkırdadım.

"Gel seni özgür bırakalım belki seni bekleyen yavruların vardır değilmi."

"Bismillahirrahmanirrahim."
Deyip saldım beyaz kanatlı kuşu.

"Uç be kuşum,uç.Kanatların varken özgürlüğe uç.Kim bilir belki bende senin gibi bir gün özgürlüğe doğru uçarım."

"Yok,"

Dudağımdaki gülümseme tanıdık gelen sesi duyduktan sonra donup kaldı.
Arkamı dönmekten korktuğum için kaskatı kesildim.

"Özgürlüğe doğru uçacak bir kanadın yok senin."

Sesi öyle korkunç çıkıyordu ki sözlerini bastırarak söylüyordu bir an yanlış birşey söyledim sandım.

"N-ne..."dedim Kekeleyerek.

Bir müddet ses gelmeyince arkamı döndüm.
Döndüğümde bir metre ötemde Eyüp'ü gördüm.
Gözlerim şaşkınlıktan açılırken onun lacivert gözleriyle göz göze geldim.
Bana biraz daha yaklaştı o yaklaştıkça ben geriye adım atıyordum.Belimdeki baskı artık geriye bir adım daha atamayacağımın anlamına geliyordu.

Kalbim yerinden kalkacak kadar atıyordu.

Artık aramızda santimler farkı vardı.
Gözlerimi lacivert gözlerinden çekip yere indirdim.

Napıyorsun be Adam?

"N-napıyorsun? Ç-çekil."
Sesim kısık çıkıyordu.

"Senin özgürlüğün benim olduğum yerde biter!"

***
Selamünaleyküm!
Nasılsınız iyisinizdir inşallah?
Çok Şükür bu bölümü de bitirdik.
Biliyorum bölümleri geç yayınlıyorum ama kusura bakmayın,affedin.:)
Elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
Yorumlarınızı heycanla bekliyorum!
Vote yi unutmayın sakın:)

Selametle.

Gül DikeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin