Yalanı diline dolayanın sesi yüksek çıkar.
Gerçeği bilenin özünde sessizlik vardır,
bu ona yeter.Özgür Bacaksız
•••
1 Ay sonra
Bahçeye dalan gözüm yol gözlüyordu.
Bir umutla sürekli arkama bakıp gelmesini bekliyordum lakin hâlâ gelen giden yoktu.
Bu evi soğuk buluyordum.
Belki de bu aileye alışamadağım içindi bilmiyorum bildiğim bir şey varsa soğuk ve yabancı geliyordu burası bana.
Bana acıyan gözle bakan bir kayınvalidem vardı.Eyüpün kuzenleri bazen dışarı çıkacakları zaman bana da gel diyecekken gözleri bacaklarıma kayıyordu ve öylece bakıp gidiyorlardı.
Tekrar arkama baktım,yoktu.
Bugün doktorda terminim vardı ve Eyüp'le beraber gidecektik ama kendisi hâlâ gelmedi."Yenge,"diyen sesi duyduğumda tekerlekleri döndürdüm ve karşımdaki Hüseyin'e bakmaya başladım.
Bu evin sağ koluydu ve gel git işleri o yapıyordu."Efendim Hüseyin?"
"Recep bey sizi doktora benim götüreceğimi söyledi."
Yutkunarak,"Eyüp niye götürmüyor?"
"Ulaşamadık."dediğinde gözlerim hayalkırıklığıyla bakmaya başladı.
Başımı salladığımda gerekli şeyleri masadan alıp tekerlekli arabamı sürmeye başladı.
"Ee...nasılsın yenge,ne var ne yok?"
Gülümsemeye çalışarak cevapladım.
"Yaşayıp gidiyorum işte,sen?"
Kapıyı açtığı an kapının önünde duran iki adam da merdivenden inmemize yardım etti.Bu kadar adamların içinde olmaktan hoşnut değildim lakin elden gelen bir şey yoktu.
"Çok şükür.Yarın oğlumun doğum günü var o biraz yordu beni,yoksa halim vaktim yerinde."
"Çocuğun mu var?"
"Var tabi,"dedi gülerek."bir kızım iki oğlum var."
"Allah bağışlasın."
"Saol.Size de nasip olur inşallah."dedikten sonra arabanın önünde durduk.Bu süreç içinde gördüğüm tedaviden dolayı tutunarak kalktım ve koltuğa oturdum.
Doktor demişti geçici diye de hâlâ yürüyememek üzüyordu beni.Eyüp sürekli işteydi ve bende evde sürekli sıkılıyordum doğal olarak Hüseyin çıkarıyordu beni dışarı.
Ordan tanıyordum kendisini.Karısı olduğunu biliyordum ama çocuklarının olduğunu bilmiyordum.
Ne demişti o? Bana da mı nasip olur inşallah?Bebeğim olsun istermiydim...
Beni bu kadar üzen adamdan bir bebek...
Kafamı salladım düşüncelerin dağılması için.
Araba çalışıp yola koyulduğunda müzik sesi yankılanmaya başladı.
"Şu karşıki dağda kar var duman yok...Ah kar var duman yok."
Dudaklarım istemsizce beraber hareket etmeye başladı.
"Benim sevdiceğimde din var iman yok."
Hüzünle bakan gözlerimi hüzünle kapadım.
Bu üçüncü defaydı benimle gelmeyişi.
Sıkıldı mı benden? Benden bıktı mı yoksa...?
Düşünme Songül düşünme.
Düşünürsen üzülürsün düşünme.Araba durduğunda arabadan indik ve hastaneye yol aldık.
Kapıdan içeri girdiğimde tanıdık doktor gülümseyerek gözlüklerini indirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül Dikeni
Espiritual"Evleneceksin." Ve Songül'ün Gözyaşları usul usul döküldü. Gül'ü dikeniyle yaratan Rabbim,vardır elbet bir bildiği. *Tüm hakları saklıdır.Herangi bir kopyalnma durumunda kopyalayan kişi hakkında yasal işlem başlatılacaktır.