Bedir'den Minikşe'sine

4.6K 287 93
                                    

Bedeninin aksi olan eşşek gözlü kadın. Gözlerin, Minikşe tabirime aykırı. O gece karanlık odayı aydınlattığımda gözlerinin zayıflıktan fazla büyük olduğunu sandım. Meğerse iki dünyamın kocalığı o kadarmış. Çekti beni iki dünya oracıkta kendine. Artık istesem de bırakabilir miydim seni orada? Gözlerini üzerime diktiğin anları ayrı gizliden bakan bakışlarını ayrı sevdim. En çok da gizli olanları. Bir de yakalandığında utandığın o hâllerin. Bazen rastgele olsa da çoğu zaman inadına yakaladım kaçamak bakışlarını. Sırf utan da en sevdiğim rengi teninde görebileyim diye.

Çoğu zaman dalar giderdi bademli gözlerin. Kıskanırdım neye daldığını bilmeden. Hep ben de olmanı istedim. Aklının alabileceği her an. Bencillik konusunda beni aşamazsın güzelim. Zamanını çalarım, anlarını çalarım. En önemlisi kalbini çalarım. Çaldım da değil mi? Daha nelerini çalacağımı bir bilsen... Her parçanın hırsızı ben olacağım. Saçlarının parmaklarıma değmediği tek bir teli dahi olmayacak, huzurun insanlığa bürünmüş hâli. Beni yola getirebilecek tek kadın. İncitmeye korktuğum ama incitmekten de geri kalmadığım... Olayların sana zarar vermemesi için yana yakıla zararı benim sana vermem. Her seferinde de başardın zararlarıma kâr olabilmeyi.

Bir gece evime döndüğümde karşımda seni buldum. Kaç bardak içtiğimi dahi unutacak kadar beynimi bulandırmıştım. Ama seni gördüğümde duruldum Minikşe. Acı kahve gibi tüm devrelerimi açtın. Neden geldiğini değil de tek başına nasıl gelebildiğini zihnimde tokuşturup durdum. Sinirlenmiştim. Hem bana sormadan evden çıktığın için her ne kadar bana gelmiş olsan da. Hem de... Sana sadece uzaktan bakmak zorunda kaldığım için.

Karşımda öyle dururken sadece nefesini dinlemek içimdeki soluklarımı birbirine katıp tüm hücrelerimi toza dumana boğuyordu. Karşımda dudakların beni çağırıyorken sırtımı dönüp yatmayı kolay mı sandın sen? Kolay sandığın şey yüreğimde katmerlenip ciğerimi sıktı. İstemedim sana sarhoşken dokunmayı. Ya incitseydim seni... Ya sabaha geri dönülemez bir hatayla uyansaydım. Ben değil, sen masumluğunla üzerime örtüleceksin Minikşe. Daha güzel bir ana saklamak istedim, benim çok seninse ilk öpücüğünü. Çok dedim değil mi güzelim? Belki okuyunca içten içe köpüreceksin. O çok olan teke düşecek. Ve sadece o tek olan da çoklaşacak. Her neyse kafanı bulandırmayayım her zaman yaptığım gibi. Malum belirsizliklerim seni yaşlandırıyor. Yaşlan Minikşe. Yaşlan ki gözümde büyü. Büyü ki seni çocukluktan çıkarabileyim. Evleneceğim kadın, çocuklarımın annesi, torunlarımın Minikşe ninesi... Hepsi sen ol. Varlığınla yokluğuma karış ki beni de kendinle var et.

Omuzlarını ısırmak istediğim inatçı. Bazen beni öyle deli ediyorsun ki sürekli bana silktiğin omuzlarında koca koca diş izlerimi sayacaksın. Sen ki beni dize getirebilen kadın kalkmış hâlâ korkak olduğunu savunuyorsun. Ruhen senden güçlüsünü gördüysem şu mektubu yazarken parmaklarım birbirine dolanıp çarpılsın. Sensin en güçlüm, cesaretlim. Etme artık. Kendine de bana da eziyet etme. Söylediklerimin aksini savunma bana. Biliyorsun dediğimin üstüne laf getirtmediğimi.

Seninle olan ilklerim her gece aklımdan albüm gibi süzülüyor Minikşe. İlk rastlaşmamız. Saçlarını kuruttuğum an. Koca avucuma minik ama bana yeten dünyanı kenetlemem. Sinemaya gidişimiz, orada ağlamadın diye içimden deli olmam... Bowling oynayışımız, yılların lobutunu lokuta çeviren tatlı dilli sevgilim.. İlk yan yana yatışımız, sabah kollarımda uyanman. Benim seni ilk öptüğüm an. Senin beni ilk öptüğün an. İlk fotoğrafımız.. Oy Minikşe insan bunları okuyunca ne basit ilkler diye geçirir içinden. Ama ben yazdıkça tekrar yaşıyormuşum gibi.

Kaybolduğun bir an vardı. Hatta iki an. Birinde markete gidip de ortadan kaybolman. Ah o an yok mu? Seni bana sorsalar beş yaşında bile diyemezdim. Seni bulunca bacaklarını hangi şekilde kırsam diye içimde planlar yaparken bulduğumda poşetli ellerinle belime tutunup başını göğsüme yasladığında seni alıp yüreğime sokasım geldi, üzerine de kalp kapakçıklarımı örtüp orada boğulmanı istedim. Boğul ki kalbim sana yeniden hayat verebilsin. Benim için öl, benim için yaşa. Hele ikinci kayboluşun. İşte o zaman sadece yanında olduğumun yetmediğini anladım. Senin üzerinde gözlerim gerekti. Bundan sonra gözlerim her adımında çip gibi üzerinde olacak. Senin iki gözün önündeyse benim iki gözüm arkanda olacaktı.

İki duygunu göremeyince her Allah'ın günü ne yapsam da bu kızı ağlatsam, güldürsem diyordum. Toplantıda seni ağlatma planları yaparken duşta seni güldürmenin yollarını arıyordum. Yediğim içtiğim, yürüdüğüm durduğum her şey sen olmuşsun ki ben bunu o ışığı açtığım ilk zaman farkına vardım. Babam gittiğinden beri çiftliğe adımımı atmazken seninle birlikte oradan çıkmaz oldum. Gören sorar, bu kadın mı diye? Bu kadın derim. Beni çeviren, yola sokan, aklımı başımdan aldığı gibi aklımı yerine getiren kadın. Hayranım sana. Bir şeyler anlatacak olsan, gözümü kırpmadan kelimenin dudağından harf harf dökülüşüne kaptırırım kendimi.

İlk kıskançlığımsın. Yirmi yedi yıllık hayatımda ilk kıskançlığımı seninle hissettim. Ve ondan sonra hep kıskandım seni Minikşe. Başkalarıyla konuşmanı, onlara gülmeni, bana bakmayan bakışlarını, o daracık mini eteklere soktuğun bacaklarını! Bu arada hazır buraya değinmişken söyleyeyim, geçen giydiğin o yeşil etek nereye çıkmıştı öyle? Çıkış sadece başarıda olmalı, bacakta değil. Ha çok istiyorsan her gece bana defile sunabilirsin. Mektubumu kıskançlık alametleri ile bitirmek istemediğimden bu konuyu burada şimdilik sonlandırıyorum.

Hücrelerime işleyip tüm sistemime müdahale eden masumanem. Masumluğun hep üzerimde olsun ki senin temizliğinde boğulayım. Ne ara bana bu kadar kapıldın diye sorma. O kadar yıl kapılmak için seni bekliyormuşum ya. Az daha erken gelemedin, eh sen de bir kadınsın sonuçta. Bekletmek geninde var. Şaka bir yana. Ben... Seviyorum. Şu yazdığım her kelime aslında seni sevdiğimi haykırıyor. Sağır olan duyar ama sen yine de inkar edersin seni sevdiğimi.. Ben de sevebilirim Minikşe. Öyle bir severim ki sevmelerime aşık olursun.

Odayı aydınlattığımda sıradanlığıma düştü tuhaflığın. İzin versem bedenime orada düşerdim dizlerinin dibine. En güzelliğim. İyi kilerimin başı, şükürlerimin sebebi. Göğsümün ortasına göçen sürgünüm. İyi ki o gece kollarıma düştün aşkım.

Gecenin Sahibi.

🌹

MİNİKŞE (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin