Kemal kravatını düzelten abisine bakmaya başladı. "Abi yeter bozacaksın kravatı düzelte düzelte." dedi sitem ederek.
Hasan heyecandan ne yapacağını şaşırmıştı. "Of çok heyecanlıyım. Ne yapacağımı şaşırdım."
"Sakin olmayı denemeye ne dersin? Nihayet çok istediğin o gün geldi."
"Evet. Evleniyorum. Nikah memurundan haber aldınız mı?"
"Evet gelmek üzere."
Damat odasının kapısı açılıp içeriye Turan girdi. Adam giydiği siyah takım elbise ile jilet gibiydi. "Şimdi çıkacakmışsınız Hasan."
Hasan heyecanla "Ne? Hemen mi? Kemal bir su ver gözünü seveyim." dedi.
Kemal abisine su uzattı. Hasan biraz sakinleştikten sonra hep birlikte odadan çıktılar. Damat gelinini almaya giderken Kemal ve Hasan düğün salonuna girdi.
"Gerçekten çok heyecanlı." dedi Turan gülerek.
Kemal o sırada gözleriyle kalabalıkta Sezen'i arıyordu. En sonunda ailesinin masasına yakın bir masadaki Sezen'i görünce gülümsedi. Abisi Mevlütte gelmişti. Ah Sezen harika görünüyordu. Giydiği boydan elbise ona o kadar yakışmıştı ki. Bir an ayakları birbirine dolaşır gibi olmuştu. Elleri terlemeye, dili damağı kurumaya başlamıştı.
"Aşık olduğunu biraz daha belli et istersen." diyen Turan ile kendine gelen Kemal soru soran bir yüz ifadesiyle adama bakmaya başladı.
Turan, Sezen'e doğru baktı. "Sezen'e diyorum. Aşık olduğunu biraz daha belli et."
"Bunu da nereden çıkardın abi?"
Turan ciddi misin der gibi gülerken ışıkların kapatılmasıyla ikili hızlı bir şekilde oturacakları masaya ilerledi. Kemal ailesi ile oturacaktı. Turan ise biraz daha arkalardaydı. Nerede oturduğu o kadar da önemli değildi.
Hasan ve Burcu el ele bir şekilde salona giriş yaparken alkışlar kopmaya başladı. Aynı zamanda fotoğraf makinesinden de flaşlar patlıyordu. Çift dans etmeye başladığında Kemal rahat bir şekilde arkasına yaslandı.
Bakışları arada Sezen'in bulunduğu yere doğru kaymaya başladı. Tüm akrabaları buradaydı. Ve herkes ablasını sorguya çekmeye hazırlanıyor gibi duruyordu. Canan için oldukça üzülmüştü. Abisinin nikahı kıyıldıktan sonra pistteki kalabalık artmaya başlarken Kemal oturduğu yerden kalkıp Sezenlerin olduğu masaya doğru adım adım ilerledi. Mevlüt abi gelmişti ve daha konuşma fırsatları bile olmamıştı. Gidip selam verse iyi olurdu. Hem belki Sezen'i de dansa kaldırabilirdi. Evet evet kesin kaldıracaktı.
Kadının masasına gelince Mevlüt abisine elini uzatan Kemal ayağa kalkan adamla tokalaşıp sarıldılar. "Vay be bu günleri de gördük." diyen Mevlüt dans eden Hasan'a bakış attı. Söyledikleri müzikten dolayı çok fazla duyulmuyordu. Diğer masadan boş bir sandalye çekip Mevlüt abisinin yanına oturan Kemal adamın minik oğlunu da kucağına aldı. Mustafa çok tatlı bir bebekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dildar
General FictionKemal Karaman kendi halinde bir mimardı. Aşık olacağını pek düşünmüyordu.Yıllar önce eşini şehit vermiş dul bir kadın olan Sezen Güler ile karşılaşana kadar bundan oldukça emindi. Onlar kalplerine düşen koru keşfedip birlikte biz olmayı başarabilece...