Kemal kaşlarını çatarak "Ne?" dedi.
Sezen nefesini düzene sokmaya çalıştı. Merdivenleri hızlı çıktığı için nefes nefese kalmıştı. Adama doğru birkaç adım attı. Bu dağınık görünümü bile kadın için göz şöleniydi. Gömleğinin sıyrıldığı kollarındaki kaslar oldukça belirgindi. "Bu saatte burada ne yapıyorsun Sezen? Buraya nasıl geldin? "
Kemal bakışlarını farklı bir yöne vermeye çabaladı. Hadi ama o sağlıklı bir erkekti ve sevdiği kadın ile baş başa bir ortamdaydı. Bu durumda kendine güvenmiyordu. "Sözlenmene izin vermiyorum. Çünkü ben..."
Kemal hiçbir şey anlamamasına rağmen "Evet sen?" dedi ve cümlenin devamını bekledi. O sırada kadını ne kadar özlediğini fark etti. Bu sözlenme mevzusu neydi anlamamıştı.
"Ben..."
Sezen bir türlü diyemiyordu. Halbuki söyleyeceği iki kelimeydi. Seni seviyorum.
Kemal yine bekledi fakat sevamı gelmeyince "Evet sen Sezen?" dedi. Kadın sessizliği tercih edince arkasını dönüp masasına geçecekken Sezen koşarak Kemal'in önüne geçti. Madem söylemekte zorlanıyordu o zaman göstermesi daha iyi olacaktı.
Adamın gömleğinin yakasını tuttu ve ayakları üzerinde hafifçe yükselerek sıcak dudaklarını adamın dudaklarıyla birleştirdi. Anla hadi. Seviyorum seni.
Kemal şaşkın bir şekilde ne yapacağını bilemeyerek bekledi. Bu ilk öpücüğüydü. Ne yapması gerektiğini az çok biliyordu fakat resmen heykel gibi donup kalmıştı. Ellerini bile bir yere yerleştirememişti.
Sezen beklediği karşılığı alamayınca kendini geri çekerek başlattığı öpücüğü bitirdi. Yanakları utançla kızarırken açıklama gereği duyup "Kemal ben seni sev-" dedi ve bu sefer sözünü kesen Kemal'in dudakları oldu.
Daha fazla konuşmasına gerek yoktu. Anlamıştı. Anlamıştı. Sezen onu seviyordu. Sezen dudaklarındaki artan baskıya dayanamayarak dudaklarını araladı. O sırada çift hareket ederek dayanacak bir şeyler aramaya başladı.
En sonunda Sezen'i masaya dayayan Kemal'in elleri yaramaz bir şekilde kadının elbisesinin üzerinde geziniyordu. Bunu bilerek yapmıyordu. Elleri ondan habersiz bir şekilde hareket ediyor gibiydi. Allah'ım şu an yaşadığı an gerçekti değil mi? Bu bir rüyaysa ve uyanıp kendini iş yerinde bulursa çok ama çok üzülürdü.
Genç kadının elleri ensesindeki saçları karıştırırken Kemal'in kolunun biri onun belini iyice sardı. Onu içine çekti. Onu göğsüne hapsetmek istiyor gibiydi. Sevgisi tutkuyla birleşip sel olmuştu. Kendini ondan ayıramıyordu. Haftalardır bu anı hayal ediyordu. Sezen de ondan farksız değildi. Böyle bir an yaşamayalı, bu heyecanı tatmayalı yıllar olmuştu. Uzun zamandan sonra bedeni ilk defa birini bu kadar istiyordu. Kemal'i hissetmeyi o kadar istiyordu ki. En sonunda Kemal kadına ufak öpücükler vererek öpücüğü sonlandırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dildar
General FictionKemal Karaman kendi halinde bir mimardı. Aşık olacağını pek düşünmüyordu.Yıllar önce eşini şehit vermiş dul bir kadın olan Sezen Güler ile karşılaşana kadar bundan oldukça emindi. Onlar kalplerine düşen koru keşfedip birlikte biz olmayı başarabilece...