Fotoğraf çekilen çift gülümseyerek birbirine baktı. Konserin bitiminde bir selfie çekmişlerdi. Böylelikle bu anılarını ölümsüzleştirmiş olmuşlardı. Kemal telefonundaki fotoğrafı Sezen'e WhatsApptan yolladı.
Birlikte konser salonundan kalabalıkla birlikte çıkmaya başladılar. "Harikaydı Kemal. Çok güzel bir anı oldu."
"Gerçekten keyifliydi. Canlı dinlemek çok başkaymış."
Kemal kalabalığa bakıp kadının kolunu eliyle tuttu. Bunu onu kalabalıkta kaybetmemek için yapmıştı. Sezen ise yavaşça yutkundu. Kemal'in tuttuğu kolunun yandığını hissediyordu. Bu his ona oldukça tanıdıktı. Gülümseyen kadın Kemal'e bakışlarını çaktırmadan çevirdi. Yan taraftan yüzü çok yakışıklı görünüyordu. Daha önce neden bunu fark etmediğini sorguluyordu. Birlikte sinemaya, tiyatroya ve daha birçok yere gitmişlerdi. Fakat şimdi ona dikkatlice bakınca iç çekmemek mümkün değildi.
Temiz havayla buluştuklarında kalabalık dört bir yana dağılmaya başladı. Hava kararmıştı. Saat daha sekizdi. "Nereye gitmek istersin?" diye sordu Kemal. Hava çok güzeldi. Hafif bir esinti vardı fakat sıcak bir esintiydi.
"Bir yere oturabiliriz." dedi Sezen etrafa bakınarak. İleride güzel kafeler var gibiydi. Birlikte ilerlediler. Güzel buldukları sakin bir kafeye girdiler.
"Acıktın mı?" diye sordu Kemal. Sezen biraz acımıştı. Öğlen atıştırdığı yemekle duruyordu. Erkenden buralara gelmiş Avmleri gezmişti.
"Canım ne çekti biliyor musun?" dedi Kemal sırıtarak. Kadının soru soran bakışları eşliğinde "Tavuk külbastı. Mis gibi." dedi.
Sezen'in de ağzı sulandı. Kemal bunu anlayıp yanlarına gelen garsona "İki tavuk külbastı." dedi.
"İçecek olarak ne istersiniz?"
"Kola."
Garson yanlarından gittikten sonra Kemal kadına bakmaya başladı. Kendimi neden onun sevgilisiymiş gibi hissediyordu. İlk kez böyle hissediyordu. Birlikte çok iyilerdi. Acaba Sezen de öyle düşünüyor muydu?
"Bu sıralar yoğun musun?" diye sordu Sezen. Kemal kafesine pek gelmiyordu. İşlerinin olduğunu düşünmüştü.
"Evet. Şirketin birçok projesi var. Üstüne saatlerce düşünüp çizim yapmaktan birçok şeye vakit bulamıyorum."
Sezen de öyle düşünmüştü. Çantasına uzanıp fermuarını açtı. İçinden çıkardığı siyah poşeti adama doğru uzattı. "Bu ne?" diyerek poşeti alan Kemal karşısında saçları iyice uzayan kadına baktı.
Sezen'in perçemi de artık iyice uzamıştı. Yeniden kestirmesi gerekiyordu fakat normal hali de yüzüne çok yakışıyordu.
"Doğum günü hediyen. İyi ki doğdun." dedi Sezen.
İçinden ise Sezai Karakoç'un bir şiir geçiyordu. Durumları farklı olsa bunu kesinlikle Kemal'e söylerdi. Mesela sevgili olsalardı. Not olarak şiiri eklemek istemişti. Sonradan vazgeçmişti. Şimdi tekrar eklemek istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dildar
General FictionKemal Karaman kendi halinde bir mimardı. Aşık olacağını pek düşünmüyordu.Yıllar önce eşini şehit vermiş dul bir kadın olan Sezen Güler ile karşılaşana kadar bundan oldukça emindi. Onlar kalplerine düşen koru keşfedip birlikte biz olmayı başarabilece...