Genç yaptığı çizime bir kez daha baktıktan sonra arkasına yaslandı. "Bu bitti. Sıradaki projeyi alabilir miyim?" dedi arkadaşı Serkan'a.
Kemal son günlerde kendini işine vermişti. O kadar çalışıyordu ki eve sürekli geç geliyor, izin gününde bile vaktini işinde geçiriyordu. Berat isyan ederek "Çok az proje kaldı Kemal. Kendi projelerini bitirdin bizimkilere bulaşma." dedi.
"Hadi ver şu projeyi Serkan." dedi Kemal ısrarla. Serkan masasından kalkıp elindeki dosyayı sıkıntı dolu bir şekilde Kemal'e verdi. Kemal dosyayı alır almaz okumaya başladı.
Evet arkadaşları nihayet çıldırmıştı. "Kemal sen iyi misin kardeşim? İşkolik oldun başımıza." dedi Berat şaşkınlıkla.
"İyiyim. İyiyim tamam mı? Sürekli bana iyi misin demeyi keser misiniz?" dedi Kemal. Birkaç gün içinde genç adamın huyu bile değişmişti. Serkan eliyle Berat'a susması için işaret yaptı.
Kemal dosyayı dikkatlice okumaya devam etti. Serkan arkadaşını izlerken telefonunu eline aldı. Eşi Deryadan gelen mesajı yanıtladıktan sonra önündeki işine döndü.
Sezen kasadan ödemeyi alıp giden müşterisine gülümsedi. Gözü günlerdir olduğu gibi kapıdaydı. Kemal bir süredir yanına uğramıyordu. Üstelik mesajlarını bile görmüyordu. Hiç internete girmeme olasılığı yüzde kaçtı? Galiba imkansızdı. Acaba telefonu mu bozuldu diye düşündü. Canan'a sormak istese de kadının bir şeylerin farkına varmasını sağlayabilirdi.
Kitap kafesinde çok kısık seste çalan Sezen Aksu'nun bir şarkısıyla gülümsedi. Kemal ile bu şarkıyı arabadayken dinlemişlerdi. Gülümseyerek sipariş vermek isteyen müşterinin masasına ilerledi. Siparişi aldıktan sonra mutfağa geçti. Zaten bu akşam adamı görecekti. Karaman ailesi akşam onlara oturmaya gelecekti. O zaman adama telefonunu sorabilirdi. Bugün eve erken gidip kendine biraz daha özen göstererek hazırlanmak istiyordu.
Sonuçta Kemal gelecekti. Evet adamın gönlü şu an başkasına ait olabilirdi fakat Sezen de oldukça güzel bir kadındı. İsterse de çok çekici bir kadın olabilirdi. Kemal'in gözünde çekici olmak istiyordu. Ateş basan yanaklarına dokunan genç kadın sipariş edilen çayları doldurup masaya götürdü.
Kemal yaptığı üçüncü çizimi de beğenmeyerek kağıdı katlayıp yere fırlattı. Berat ve Serkan sakin bir şekilde onu izliyorlardı. Kemal böyle biri değildi. Onda bir şey olduğu çok belliydi. Bir kere elinden geldiğince işten kaytarmaya çabalardı. Fakat şimdi iş yerinden çıkmıyordu. Üstelik sinirli olduğu da belli oluyordu. Kemal'i onca yıldır süren arkadaşlıkları boyunca hiç sinirli görmemişlerdi. Adama bir şey sorunca bağırıp susmalarını söylüyordu. Bu harekette Kemal'e uygun değildi. O kimseyi kıracak bir söz etmezdi.
Serkan sandalyesini adamın masasına çekip oraya oturdu. Beratta aynı şekilde davrandı. "Anlat lan haydi. Kaç gündür bir karın ağrın var. Kaç yıllık arkadaşınız anlıyoruz kardeşim. Anlatmadan çözemeyiz bunu." dedi Serkan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dildar
General FictionKemal Karaman kendi halinde bir mimardı. Aşık olacağını pek düşünmüyordu.Yıllar önce eşini şehit vermiş dul bir kadın olan Sezen Güler ile karşılaşana kadar bundan oldukça emindi. Onlar kalplerine düşen koru keşfedip birlikte biz olmayı başarabilece...