Genç kadın elini karnına götürüp yavaşça yerine oturdu. Bu sıralar çok yoruluyordu. Göbeği şimdiden kocaman olmuştu. Daha beşinci aydaydı ve göbeği sekizinci aydaki bir hamilenim karnı gibiydi. Bebeklerin kiloları ve gelişimlerinin iyi olması gerekli her şeyi yapıyordu. İştahı zaten oldukça artmıştı.
"Abla iyi misin?" diye soran yanına aldığı yardımcısı Gülnazdı.
"İyiyim Gülnaz. Tekme atıyor bunlar." dedi Sezen gülerek. Gülnaz'ın elini tutup karnına koydu. Az sonra bebekler yeniden tekme attığında ikisi de gülmeye başladı.
"Ya abla çok güzel bir hismiş bu."
"Allah sana da nasip etsin inşallah." dedi Sezen. Gülnaz da evliydi. Hatta Sezenden daha uzun süredir evliydi. Üç yıldır eşiyle bebek için uğraşsa da bir sonuç elde edememişlerdi. Doktor onlara bebek sahibi olabilmeleri için uzun süreli bir tedavi öneriyordu. Tedaviye başlayalı da aylar olmuştu. Kadının içindeki umut hala diriydi.
"İnşallah abla."
Gülnaz kafeye gelen kişilerin siparişlerini alırken Sezen kasada beklemeye devam etti. Yanında çalışması için gerçekten iyi birisini bulmuştu.
Kemal yemeğini yerken Berat'ın yaptığı espriye gülmeden edemedi. Birlikte döner yemeğe gelmişlerdi. Bu onlara üniversite günleri hatırlatmıştı. "Ulan ne günlerdi ya." dedi Serkan.
Eski anıları çok eğlenceliydi. Derslerin ağırlığı bir yana bu üç arkadaş oldukça yaramazdı. Derse pek çalışmazlardı. Sürekli halı saha maçına giderler geceleri eve geç geldiklerinde ailelerinden bir güzel azar yerlerdi. Gerçekten o günler başka güzeldi. Elbette şimdi bulundukları zamanında ayrı bir güzelliği vardı. Hepsi evlenmişti. Berat babaydı. Kemal baba olacaktı. Serkan da daha bir haber yoktu fakat o da yakında olur gibiydi.
İnsanın hayatının her dönemi ayrı bir güzellikle doluydu. O zamanlar ders çalışmayıp futbol oynamak daha eğlenceli geliyordu. Neyse ki verilen ödevleri başarıyla yapmışlardı.
"Hoca bir kere yaptığın modeli beğenmemişti hatırladın mı?" dedi Kemal, Berat'a.
"Hiç hatırlatma abi ya kaç gece uyuyamadım o ödev yüzünden." dedi Berat.
"Lan Berat'a hiç laf etme şimdi sulu göz. Ödev için sinir krizi geçirdiğini biliyorum." dedi Serkan.
Kemal duruşunu dikleştirdi. "Ne alaka şimdi o olay kardeşim ortalığı karıştırma." dedi. Serkan sırıtarak ağzına bir biber turşusu attı.
Üç arkadaş dönerlerini yemeye devam etti. Yemekten sonra Kemal eşini aramayı ihmal etmedi. Onu gün içinde sık sık arayıp kontrol ediyordu. Hamileydi üstelik iki bebek taşıyordu.
"Ee isim buldunuz mu sizinkilere?" diye sordu Berat.
"Aklımda birkaç isim var. Sezen'e de sorduktan sonra karar verince söylerim kardeşim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dildar
General FictionKemal Karaman kendi halinde bir mimardı. Aşık olacağını pek düşünmüyordu.Yıllar önce eşini şehit vermiş dul bir kadın olan Sezen Güler ile karşılaşana kadar bundan oldukça emindi. Onlar kalplerine düşen koru keşfedip birlikte biz olmayı başarabilece...