Farklıyım Bölüm 11

330 15 0
                                    


Yolumu bulmaya çalıştığımın farkına varan sayılı kişiler vardı. Annem bunlardan değildi mesela. İçimdeki karanlık tarafı sevimli küçük bir kız olarak görenler vardı, annem bunlardan değildi. Güldüğüm zamanlarda gözümün içinin parladığını görenler vardı ve yine annem bunlardan değildi. Annemin hatası öz evladını tanımamasıydı. Benim hatam ise kendimi tanıttığımı sanmamdı. Beni tanıyabilen tek bir kişi vardı. Babam. Bunun farkına vardığımda etrafımdakilerin sadece benim izin verdiğim kadar beni tanımasına izin verdim. Kız çocukları babalarına aşık olur lafına katılıyordum. Ben babama aşıktım. Anneme de hayrandım. Kim hayran olmazdı ki bu dik başlılığına? İnatçılığımı ondan aldığıma şüphe yoktu. Yıllarca kararından dönmemesi ve beni değiştirmeye çalışmasına katlanmıştım. Aslında bende onu değiştirmeye çalışmıştım. Bana uyum sağlamasını istedikçe aynı şeyi o da kendisi için yaptı. Zor muydu? Kesinlikle. İmkansız mıydı? Hayır.

Duygusal tarafımı körelten de annemdi. Bu kadar bencil bir kişiliğe nasıl sahip olurdum öyle bir annem olmasaydı? Dün gece de anneme bu yüzden kızdım işte. Halama ya da babama üzüleceğime kendime üzülmüştüm. Onun yüzünden diye bağırsam da yine bencillik yapıyordum. Ona benzemek zorunda değildim. Kendi tercihimdi.

Bir kız çocuğu olarak güne böyle başlamak istemiyordum. Bunları düşünerek yataktan kalkmış, okula hazırlanıp dışarıya bu düşüncelerle çıkmıştım. Düşünmek istemiyordum çünkü ben. Dertsiz tasasız bir hayat mümkün değildi elbet. Tek derdim bu olmasaydı daha iyi olabilirdi tabi. İlla bir derdim olacaksa şu olabilirdi mesela; okuldaki sevdiğim oğlana asılan bir kıza dertlenebilirdim ya da cebimde para olmayışına, iki güne yetiştirmek zorunda olduğum dönem ödevine,bitiremediğim kitaba...

Merdivenleri inerken yeni günün ne kadar güzel olacağını düşünebilirdim. Hafta sonu dışarı çıkarken ne giyeceğimi düşünebilirdim. Ne yazık ki derdim uzaktaki annem, evde ağlayan halam ve ölen babamdı. Böyle olmamalıydı.

"Yine ne düşünüyorsun?" Bütün hafta sonumu ağlamaklı ve yatmaklı geçirdikten sonra dışarıya çıktığım ilk dakika Kaan'ı görmek zorundaydım değil mi? Bana asıl yardım edenin o değilde babası olduğunu öğrendiğim için içimde oluşan minnettarlık da yok olmuştu. Beni herkesin ortasında rezil bir şekilde öptüğü için ona hala kızgındım. Göz göze geldiğimiz an kafamı çevirdiğimde tekrar konuşmaması için dua ediyordum. "Burada da beni bekliyordun değil mi?" Sabah sabah konuşma merakını benimle giderdiği için de ayrı bir minnettarlık duymamı mı bekliyordu acaba? "Ya evet, gelmeseydin zile basacaktım."

"Sabah sabah bu ne güzel laflar böyle." Kibar tarafımı bugün de evde bırakmıştım ne olsa. "Siktir git Kaan." dedim düz bir sesle. Bu lafın üzerine konuşmazdı artık. "Bana hala kızgın olduğunu söyleme. Sıradan bir öpücüktü Cemre." Sadece öpücük değildi aptal. Herkesin ortasında bir öpücüktü. "İğrenç öpüyorsun Kaan. Senin yüzünden kaç defa kustum tahmin bile edemezsin." Suratına iğrenç bir şeye bakıyormuş gibi bakmayı ihmal etmeden önüme dönüp sitenin çıkışına doğru yürüdüm.

Okula yaklaştıkca kınayan ve eleştiren gözler çoğalmıştı. Bu insanların benden başka derdi yok muydu? Dedikodu yapmaya ne kadar da meraklıydılar böyle. Her zaman yaptığım gibi onları görmezden gelerek okula girdim. Aynı durum orada da geçerliydi. Uyumak için erken olduğu düşüncesiyle karnımdaki öten canavarı susturmak adına kantine girdim. Olay ettikleri o masa yerine ortalarda başka bir masaya geçip sıcacık tostumu ve ayranımı bitirdim. "Berk sevgilisiyken böyle olmasına şaşırmadım." dedi yanımdan geçen bir kız. Bu laflara kulak asmak zorunda değildim. Duymayacaktım. Gözümü çevirdiğim gibi kulaklarımı da tıkayacaktım. Aynen.

Farklıyım (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin