Farklıyım Bölüm 22

203 5 1
                                    


Kabuslarım hayatımın dört bir yanına tel örgüler çekiyordu. Her kafamı kaldırdığımda gökyüzünü görmek istesem de tepemdeki gardiyanlar buna izin vermeye niyetlı olmadıklarını açıkça belli etmişti. Her türlü kaçış yolunu deneyip normal ve sakin bir hayat sürmek istesem de geçmişimde bir şekilde tanıştığım insanlar yakamı paçamı bırakmıyordu.

"Huzur haram mı lan bana?" dedi dişleri arasından. Koridordaki odaların kapılarının açılıp kapanma seslerini duyuyorken bizim bulunduğumuz odanın kapısı açıldı gürültüyle. Beklediğim son kişi diyordum hani, o son kişi bile değildi. İzmir de olmasını bekleyeceğim son kişi de Kaan'dı. Onu hep alaycı ve umursamaz olarak hatırlayacağımı sanırdım. Laf dalaşına girdiğim birisi olarak...

Şimdi gördüğüm sinirli halini ve nefretle bakan gözlerini unutamayacağımı bir başkası söylese inanmazdım. Kaan'dı o. Berk'le arada bir uğrasır o sırada bana bir şeyler söyler giderdi. Ev basmak ona göre bir şey değildi. "O siktiğim telefonuna bakmayı öğren artık!" diye bağırdı girer girmez. Burası bir zamanlar özel bir odaydı. Şimdi evde kim varsa hepsi burada toplanmıştı.Berk ellerini cebine koyup arkasını döndü. Komidinin üzerindeki telefonuna kısa bir bakış attıktan sonra tekrar Kaan'a döndü.

"İstanbul'dan İzmir'e geliyorsun, evime eşkiya gibi girip beni odamda rahatsız ediyorsun ve söylediğin ilk şey bu mu?"

"Önemli olmasaydı senin ayağına kadar gelmezdim. Yardımın gerekiyor." Salim "Ayakta konuşmayı bırakın da aşağı gelin." dediğinde kimse itiraz etmemişti. Paldır küldür seslerle merdivenleri indikten sonra salondaki koltuklara boncuk gibi dizildik.

"Benden nefret eden kardeşim ne gibi bir yardım istiyor acaba?" Berk'in sesindeki bu alay gözümden kaçmamıştı. Kaan ölüyorum dese yine böyle alay edeceğinden şüphem yoktu. Ciddiye aldığı tek şey kendi önemsedikleriydi. Öz kardeşi olmasa bile ayağına yardım dileğiyle gelen birisine böyle alaycı davranmasını doğru bulmuyordum. Sustum. Kaan derin bir nefes verdikten sonra kafasını önüne eğdi. "Sen buraya geldikten bir süre sonra babam tehtitler almaya başladı. Daha öncede böyle bir şey olduğunu söylemişti. İlk başta pek ciddiye almadık. Bizi sürekli rahatsız edip arıyorlar, uyarıyorlardı..."

"Sizi neden tehtit ediyorlar?" diye sordu Eren. Bu hepimizin merak ettiği bir şeydi.

"Babamın girdiği ihaleler, yaptığı her iş görüşmesi bu adamların aleyhine işliyor çünkü. İş dünyasından bunu halledemedikleri için başka yollara başvuruyorlar." Berk elini çenesine götürüp sıvazladı. Ağzını bir kez açıp kapattıktan sonra "Benim yanıma gelmendeki sebep ne?" dedi. Sabırsızdı.

"Geçen hafta babam yeni bir ihale kazandı. Almaması için de tehtit etmişler ama babam umursamamış. Dün gece eve geldiler, annemi ve babamı aldılar. Senden isteğim bana yardım etmen."

"Adamı tanıyor muyuz?" Berk'in ne düşündüğünü anlayamıyordum. Bir yardım edecek gibi duruyordu bir de umursamaz. Aslında ne yapması gerektiğini bende bilmiyordum. Öyle bir babam olsa ben yardım eder miydim? Pek sanmıyorum.

"Kör Bekir diye biliniyormuş. Gerçek adı da.."

"Bekir Özöc." Hepsi aynı anda adamın adını söylediğimde şaşkınlığımı gizleyememiştim. Demek ki tanınan birisine bulaşmıştı Erdal Poyraz. "Siktir!" diye bağırdı Cenk. "Ağabey onunla baş edemeyiz." Cenk panikle yerinden kalktığında Salim konuştu. "Aslında bizi sever, belki konuşsak-"

"İşe yaramaz. O adam kimseyle anlaşma yapmaz. Sadece istediğini alır." Berk sessizce söylese de hepimiz kulak kesilmiştik. "Erdal lafını dinlemek zorunda o zaman." dedi Mert. Kimse amca dememesine takılmamıştı.

Farklıyım (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin