Farklıyım Bölüm 17

254 12 0
                                    

Hani kışın sokakta yürürken iliklerimize kadar işleyip bizi titreten o ayaz vardır. Annem ve benim aramdaki soğukluk da bu kadardı. Belki de daha fazlası. Her şey resmen bir kısır döngüye giriyordu. İşin kötü bir diğer yanı ise ben bu durumdan nasıl çıkacağımı bilmiyordum. Annemdir, düzelir desem de her seferinde daha beter olmuştu. Ben büyüdükce annemin bana olan nefreti de büyüyordu sanki. Kafamı ne zaman güneşe çevirecek olsam bir tokatla karanlık tarafa atıyordu beni. Tam nefes alayım derken ciğerlerime hava pompalıyordu. Bir insan çocuğunun mutluluğunu isteyemez miydi? Çok zor bir şey değildi gerçekten. Sadece beni kendi halime bırakması bile yeterli olurdu. 

"Cemre Akkay?" aynı ses tekrar kulaklarıma doldu.
"Burada mı?"
"Evet bir şey mi oldu?" Berk adımın ise karışmasıyla duruma el koymuş ters bir şey olursa her şeyi yaparmış gibi bir havayla kapıda dikiliyordu.
Telsiz sesinden de anlamıştım ki kapıdaki kişi polisti. Düşündüm, ne yapmıştım ki? Son zamanlarda yaptığım olumsuz bir davranış yoktu. "Alkan Kılıç, Serpil Kılıç ve Yankı Kılıç'ı darp etmekten ayrıca haneyi tecavüzden hakkınızda şikayet var. Polis memurunun lafını bölen şey o tiksindiğim sesti. Bunu duyana kadar her şey yolundaydı. 

"Kızım nerede?" Serpil sanki sorumlu bir anneymiş gibi davranıyordu. Anladığım kadarıyla herkesi ittirerek içeri girmişti. Yoksa Berk koluna böyle sert asılmazdı.
"Bırak! Kızımla konuşacağım." tepki vermedim. Ne diyebilirdi ki?
İzin istemeden yandaki odaya girip gözüyle içeriye girmemi işaret etti. Yanımdaki onca kişiye güvenerek bende odaya girdim. Anında kapıyı kapatı bana döndü. 

"Birbirimizi sevemediğimiz aşikar. Lafı kısa keseceğim Cemre, her ne kadar öz kızım olsanda ben sana annenmiş gibi davranmadım. Bu konuda pişman da değilim. Eğer sevgilin olacak o züppe ve yanındaki serserilerin başının belaya girmesini istemiyorsan şimdi benimle birlikte eve geri döneceksin. Yok ben lafımı yutmam dersende hepinizi içeri tıktırırım ve sen çıktığın anda da yurt dışına gönderirim." Bu kadın nasıl bir beyine sahipti doğrusu merak ediyordum. Öz kızına bu kadar şeyi yapmayı midesi nasıl kaldırıyordu? Az önce beni tehtit etmişti üstelik! Kaltak!

"Demek yurt dışı ha? Berk ile orada buluşamıyacağımızı mı sanıyorsun anne!" dedim kelimelerin üzerine bastırarak. "Cidden bir günüm bile olaysız geçemeyecek mi benim? Bırak rahat rahat yaşayayım işte. Madem beni sevmiyorsun ne diye dibinde istiyorsun ki!" Sesim git gide daha da artıyordu. Öfkeme hakim olamamaktan değil de alacağım cevaptan korkuyordum. 

"Sen ülkeden çıkarınca rahat bırakacağımı mı sanıyorsun aptal!"

"İnsanları mutsuz ettiğinde vitamin alamıyorsun ya da derdine deva bulamıyorsun. Bak ben sana sadece sıkıntı olurum tamam mı? Ben seni anne olarak görmüyorum sende beni evlat." 

"Bu dediklerin buradan birlikte çıkmamıza engel olamayacak Cemre. Ya benimle gelirsin ya da geceyi nezarette geçirirsin ve o sevgilin olacak çocuğun haberi dahi olmadan New York'a gitmiş oluruz.

***

"Ne!" diye gürledi Berk. "İzin vermiyorum, gidemezsin." 

"Berk gitmek zorundayım. Her şey kaldığı yerden devam edecek tamam mı? Sadece aynı evde yaşamıyoruz o kadar." Elini yanağıma koyup " Her şey aynı olmayacak. Sen o piçin evine bu kadınla giderken her şey aynı olamaz." 

"Sofrayı toplamak sana kaldı. Yarın görüşürüz." Kırılganlığımı ve çaresizliğimi belli etmemeye çalışıyordum ama şuan paramparçaydım. "Sabah seni almaya geleceğim." Kafamı sallayıp yalancı da olsa bir gülümseme gönderip sarıldım. Ardında üzgün bakışlar atan çocuklara da gülümsedikten sonra Berk'ten ayrıldım. "Yarın görüşmeniz pek mümkün değil. Boşuna plan yapmayın." Serpil yine durumu bozmayı başarmıştı. "Yarın Cemre, görüşürüz." Dedi Berk üzerine basa basa. "Görüşemezsiniz diyorum oğlum laftan anlamıyor musun!"

Farklıyım (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin